Bekir Bozdağ: NATO tarihinin en büyük skandallarından bir tanesidir. Açık bir had bilmezliktir

BU TARİHİ SKANDAL AÇIK BİR HAD BİLMEZLİKTİR 

Tarihin en büyük skandallarından biridir. Bir özensizlik sonucu yapılmış bir iş olarak da görülmemektedir. sadece 2 kişi hakkında işlem yapılması işine son verilmesi bu işin enine boyuna incelendiği anlamına gelmez. Üst amirler komutanlar kim ise onlarla ilgili de işlem yapılmasını Türkiye olarak bekliyoruz. Bu olay bazılarının Türkiye'ye zarar vermek için NATO dahil uluslar arası bazı örgütleri ve platformları kullanmaya çalıştığının da somut ve kötü bir örneği olmuştur.

NATO'YA EN ÇOK KATKI SUNAN ÜYE TÜRKİYE'DİR 

Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği örgütlerle irtibat içinde olanlar bu tür kurumlarda çalışanlar üzerinde etki kurar veya onlarla çalışır veya bu kurumlarda çalışırsa daha buna benzer pek çok sorunla karşılaşabiliriz. NATO'ya en büyük katkıyı sunan üye Türkiye'dir ve Türkiye NATO'nun saygın bir üyesidir. Türkiye'ye, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve Cumhurbaşkanımıza yapılan alçaklığın, saygısızlığın kabul edilmesi mümkün değildir.

"ÜST KOMUTANLARLA İLGİLİ İŞLEM YAPILMALI"

Bir özensizlik sonucu yapılmış bir iş gibi görülmektedir. Sadece 2 kişi ile alakalı işlem yapılması bu olayın tamamen enine boyuna araştırıldığı, aydınlatıldığı anlamına gelmez. Üst amirler, komutanlar kimse onlarla ilgili de işlem yapılmasını, sorumlulukları olup olmadığının tespit edilmesini istiyoruz. Üstünün örtülmemesi gerektiğini de açıkça ifade ediyoruz.

OLMAYAN BELGE ÜZERİNDEN YARGILAMA VAR 

Bu dosyadaki delillerin hiçbirisi hukuki bir delil değildir. Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir. Siyasi bir davadır, hukuki zemini yoktur. Olmayan belgeler üzerinden ellerinde varmış gibi işlem yapmaya çalışıyorlar. Türkiye İran ekonomik ilişkilerinde ulusal ve uluslar arası hukuka aykırı herhangi bir işlem yoktur olması da düşünülemez. Türkiye bir hukuk devletidir ve hukuk devleti çerçevesinde bütün ticari işlemleri yürümektedir. Bunun da nereler tarafından denetlendiği herkesin malumudur.

RIZA SARRAF DAVASI

Türkiye'ye açık bir kumpastır. Bu dosyadaki delillerin hiçbirisi hukuki değildir. Zehirli ağacın meyveside zehirlidir. Olmayan belgeler üzerinden ellerinde varmış gibi yargılama yapıyorlar. Türkiye ile İran arasındaki ekonomik ilişkilerin tamamı uluslararası hukuka uygundur. İki ülke ilişkilerinde hukuka aykırı herhangi bir işlem yoktur. Türkiye bir hukuk devletidir. Yapılan iş ve işlemlerde hukuka aykırılık söz konusu değildir. Türkiye'nin İran ile Rusya ile ve başka ülkelerle olan ekonomik ilişkilerine zarar vermenin hedeflendiği açıktır. Davanın sanıkları üzerinde yargılamayı yapanlar baskı uygulamaktalar. Onlar rehin durumda adeta. Şu ifadeyi kabul ederseniz, şu kadar ceza ile kurtulursunuz. Türkiye'yi suçlayan, Türkiye'nin aleyhinde karar çıkmasına yardımcı olacak iftiralarda bulunmaya zorluyorlar. Dün bu konuda bazı sorular yönelttim. Bu davada kullanılan sözde deliller nasıl ve nereden elde edildi. Bunların aslı mı var kopyası mı var? FBI ajanı neye göre teyit etti? Doğru olan bir veri mi var? FBI ajanının yaptığı teyidin bir değeri yok. FBI ajanı dosyada olan verilerle ilgili verilerin doğruluğuna nasıl hükmetti? Bu dava Türkiye'ye çok net kumpas davasıdır.

YÜKSEK FAİZ VE ENFLASYON

AK Parti hükümetleri yüksek faiz ve enflasyonda başarılı olmuş hükümetlerdir. Faizlerin aşağı çekilmesi hususunun kendi içinde kuralları var. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki şikayeti yeni değil. Burada faizle ilgili hususta rutinind ışında Merkez Bankası ve diğer çalışma yapanların bildikleri çerçevesinde gitmeleri olumlu sonuçlar doğurmuyor. Faizlerin aşağı çekilmesi yatırımcı için de önemli. Bu konu bugün Bakanlar Kurulu'nda görüşülmedi.

YENİ KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

Çalışmalar değerlendirildi. Önümüzdeki günlerde yeni KHK'lar çıkacaktır. 2 ayrı KHK'yı yayınlayacağız.

TAŞERONLA İLGİLİ DÜZENLEME

İnşallah aralık ayı sonu, ocak ayı içinde taşeronla ilgili yasa TBMM'ye gelecek ve yasalaştırılacaktır.

SURİYE'DE SİYASİ ÇÖZÜME İLİŞKİN GÖRÜŞMELER

Kimsenin bizden terör örgütünün masada olmasına rıza göstermemizi beklemeye hakkı yoktur. Türkiye'nin bu konudaki duruşu nettir.

RAKKA'DAN ÇIKARILAN DEAŞ MİLİTANLARI

Rakka'ya operasyon ABD tarafından PYD, YPG terör örgütleri kullanılarak gerçekleştirildi. Biz bir terör örgütü ile mücadele için diğer bir terör örgütü ile mücadelenin doğru olmadığını hep söyledik. Burada çatışma oldu da mı duymadık? Haber verdiler de biz mi duymadık? Bir baktık bir televizyon kanalının haberi üzerine PYD, YPG teröristleri güvenli koridor oluşturmuşlar, DEAŞ teröristleri silahları ile beraber güvenlik koridorundan geçiyorlar, o anlaşma gereği güvenli olan bölge neresi ise oraya doğru gidiyorlar. Bu anlaşmanın, işbirliğinin ABD'den habersiz olduğunu kabul etmemizi kimse beklemesin. ABD'nin bilgisi ve onayı olmadan herhangi bir iş yapamazlar. DEAŞ terör örgütünün hedeflerinden biri de Türkiye'dir. Terör örgütü PYD ve YPG'nin nasıl bir iş birliği içinde diğer bir terör örgütü ile nasıl birlikte olduğunu gösteren ibret verici bir hadisedir.