0530 708 54 54
0530 708 54 54
26 Ağustos 2016 Cuma 00:00:00 - Güncelleme:26 Ağustos 2016 Cuma 00:43:00

Daleware'ci Biden

ABD Başkan Yardımcısı Joseph Robinette Biden, kısa adıyla Joe Biden siyasete Delaware eyaleti senatörü olarak başladı. Eyalet adının Türkçe okunuşundaki anlamına takılmayalım ama Biden’ın yaşamı akla hep bunu getiriyor. 

Biden’ı tanıyalım 

Biden, 1988 yılında ABD Başkanlığı için aday adayı olduğunda Iowa eyaletinde muhteşem bir konuşma yapar ve herkesin büyük beğenisini kazanır. Ama rakipleri bu konuşmanın kelimesi kelimesine başka bir nutuktan, İngiliz İşçi Partisi lideri Neil Kinnock’un bir konuşmasından aşırıldığını kanıtlar. İntihal tartışması büyür, Biden’ın bu aşırma işlerine daha Hukuk Fakültesi’nde öğrenci iken başladığı ortaya çıkar. Skandalın üstünün örtülmesi için Biden’ın rahatsızlanması ve 7 ay hastanede kalması gerekir. Tabii bu arada adaylıktan çekilir. 

Biden siyasette bir orta yolcu olarak bilinir, “hem öyle, hem böyle” çizgisinin şampiyonudur. Gaflarıyla ve sık özür dilemesiyle tanınır. Kürtaja taraftardır ama kamu olanaklarıyla finanse edilmesine karşıdır. Eşcinsellerin evlenmesine karşıdır ama aynı cinsten iki insanın ortak hayat mukavelesi yapmasına taraftardır. Kaçak göçmenlerin belli koşullarda oturum almalarına taraftardır ama çok iyi İngilizce öğrenmeleri şartıyla. 

Gaf ve özür sarmalı 

Kendileri bir gaf makinesidir. Ucuz mağazaları eleştirmiş, “Oralara gitmek için hafif bir Kızılderili aksanı gerekiyor” esprisini bile yapmıştır. Övünürken aşırı gidip “Biz köleciydik” bile demiştir. Aynı şekilde Amerikan-Yahudi televizyonu Şalom TV’ye verdiği demeçte kendini kaybetmiş “Ben de Siyonist’im. Siyonist olmak için Yahudi olmak gerekmez!” diye bağırmıştır. 2006 Yılında Irak’ın derhal veya en kısa zamanda Şiiler, Sünniler ve Kürtler arasında bölünmesini istemiştir. Aynı yıl Irak’taki askeri varlığın arttırılmasını isterken 2007’de bu tutumunu tamamıyla değiştirmiştir. 2015’te ise Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ı El-Kaide’yi desteklemekle suçlamış ardından hemen özür dilemiştir. 

Joe Biden’ın adının karıştığı büyük skandallardan biri de Mega Upload firmasının kapatılmasıdır. Bir internet veri saklama şirketi olan Mega Upload’un sahibi Kim Dotcom Joe Biden’ın başka bir firmanın sahibiyle arkadaş olup o firmanın çıkarlarını savunmak için adalete baskı yaptığını iddia etmiştir. 

Neo-con falan yok,hepsi aynı 

Joe Biden’ın gelgitlerinden en meşhuru 2004 yılındaki seçim kampanyasında cereyan etmiştir.  O tarihte Demokrat Parti’de herkes Biden’ın aday olmasını istemekteydi. Ancak kendisi Demokrat Parti’den John Kerry ya da Cumhuriyetçi Parti’den John McCain’den birinin başkan yardımcısı olacağını söylemiştir. Düşünebiliyor musunuz iki John var, biri bir partiden diğeri öteki ve Joe bunların ikisiyle de arkadaş ve tereddüt ediyor. Amerikan sistemi işte böyledir. Şu parti veya bu parti aslında fark etmez. Çünkü ülkeyi oligarşi yönetir. Bu bakımdan ABD’nin dış politikasını eleştirirken hedef daraltmak ya da diplomatik görünmek için “Neo-conlardan” ya da İsrail yanlısı sağdan ve hele İslamofobiden bahsetmek anlamsız ve yanlıştır. Çünkü Amerikan politikacıları tek tiptir. Zaten bu üniformaya uymayan şu veya bu şekilde etkisiz hale getirilir.  

Fıkra gibi 

Joe Biden ilk adaylığından 20 yıl sonra 2008 yılında tekrar aday adayı olmuş ve Obama ile yarışmıştır. Kampanyanın başlangıcında siyahi lideri “Olayları değerlendirme kapasitesi yok. Hele dış politikadan hiç anlamıyor” diye eleştirmiştir. Fakat bu yarışta Obama öne geçip de 23 Ağustos gecesi saat 1’de kendine başkan yardımcısı olarak Biden’ı seçtiğini açıklayınca Mister Joe aynen şöyle demiştir: ”Bu, hitabeti çok kuvvetli olan ilk Afro Amerikalı başkan adayımızı alkışlıyorum. Çok parlak bir politikacı, kendinden emin ve ayrıca yakışıklı." 

Politikaya Delaware’de başlayan Mister Joe’nun önceki gün Ankara’da yaptığı konuşmaları dinlerken gülmekten kendimi alamadım. Türkleri de Amerikalılar gibi saf sanıyor olacak ki bizi kendine inandırdığını sanıyordu. 

Turuncu devrimin kaymağı 

“Last but not least”(Son olarak ama en önemsizi değil)! Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın Ukrayna’da faaliyet gösteren Burisma adlı dev bir enerji şirketinin yöneticisi olduğunu biliyor muydunuz? Diğer yöneticileri arasında eski Polonya Devlet Başkanı, Merrill Lynch yatırım bankasından yöneticilerin ve Rumların bulunduğu bu şirketin genel merkezi de nedense Kıbrıs Rum Kesimi’nde… Dahası, firmanın ortakları arasında Ukrayna oligarklarından adı mafya ile ve Neonazilerle birlikte anılan İgor Kolomoisky de bulunuyor. Demokratik bir seçimle işbaşına gelen Victor Yanukoviç’i turuncu devrimle alaşağı ettikten sonra demek ki sıra Ukrayna’nın kaymağını yemeye gelmişti. 

15 Temmuz başarılı olsaydı Biden kimlerle şirket kuracaktı acaba? Ve oğlu Kıbrıs Rumlarıyla haşır neşir olan bir Amerikan Başkan yardımcısının Kıbrıs sorununda tarafsız olması nasıl beklenebilir?

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX