0530 708 54 54
0530 708 54 54
25 Eylül 2016 Pazar 00:00:00 - Güncelleme:25 Eylül 2016 Pazar 00:00:00

Trump ile ulus devletin dönüşü 

Batı medyasında büyük markaların hemen hepsi küresel finans lobisinin elindedir.

Batı medyasında büyük markaların hemen hepsi küresel finans lobisinin elindedir. Ve maalesef Türkiye medyasında da beynini Batı medyasının otomatik pilotuna bağlamış çok sayıda insan vardır. Bu kafayla dünyadaki önemli gelişmeler anlaşılamaz, ABD’deki başkanlık seçimlerinin önemi ise asla kavranamaz. 

Bazı ülkelerde enteller var 

İgnacio Ramonet ünlü bir Fransız gazetecidir. Kendisi de sol ve liberal önyargılara sahip bir Batılı olduğundan dünyayı tarafsız bir gözle değerlendirmesi beklenemez. Ama gerçek bir entelektüel olduğundan hiç olmazsa bazı konularda kendisini küresel sermaye medyasından ayrı tutabiliyor. Ramonet, ABD başkanlık seçimleriyle ile ilgili bir makalesinde Donald Trump’ın medya tarafından gizlenen yedi tutum ve önerisine dikkat çekti. Ve bunu onu desteklediği için değil, sadece Trump’ın seçilmesi halinde nelerin değişeceğini anlatmak için yaptı. Bu maddeler özet olarak şöyle: 

1.Donald Trump, küresel sermaye medyasını her mitinginde yuhalatıyor, onların sahtekâr ve yalancı olduklarını vurguluyor, toplantılarına Washington Post, Politico, Huffington Post gibi yayınların girişini yasaklıyor. Fox’a bile kendisini zaman zaman desteklemesine rağmen çatıyor. 

Ulus devlet 

2.Trump ulus devleti savunup küreselleşmeyi eleştiriyor. Bunun orta sınıf için bir felaket olduğunu söylüyor. ABD’de son 15 yılda 60 bin fabrikanın kapandığını ve 5 milyon işçinin işsiz kaldığını belirtiyor. 

3.Trump milli ekonomiden yana. İthalat üzerinden vergi alınmasını, Çin’den gelen ürünlerin yüzde 40’ının gümrüğe tabi olmasını öneriyor. Ülke ekonomisinin kontrolünün ele alınmasını savunuyor ve Amerika’nın bu sayede yeniden büyük bir ülke olacağını vaat ediyor. Donald Trump, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının o ülke için çok akıllı bir davranış olduğunu belirtiyor.  ABD’nin Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’ndan çıkmasını, Pasifik Anlaşması’na son vermesini, Atlantik Serbest Ticaret görüşmelerini iptal etmesini istiyor. Trump’a göre Pasifik ülkeleriyle serbest ticaret ABD ekonomisine bir balyoz gibi inecektir. Trump, Başkan seçilirse ABD’nin Dünya Ticaret Örgütü’nden bile çıkacağını vaat ediyor. Bu vaatler son yıllarda kapanan fabrikalar ve yaygın işsizlik nedeniyle yoksulluğun iyice arttığı Kuzey Doğu’da heyecanla karşılanıyor ve yoksullar Trump’ı destekliyor. 

Sosyal devlet 

4. Trump, liberallerin sosyal güvenlik bütçesinde kısıntı yapılması önerisini kesin biçimde reddediyor. Emeklilerin dertlerine eğiliyor. İlaç fiyatlarının düşürülmesini istiyor, evsizlerin sorunlarına acil çözüm bulacağını belirtiyor, fakirlerden vergi alınmayacağını vaat ediyor, tüm Amerika’da 73 milyon aileden alınan federal bir verginin kaldırılacağını söylüyor. -Amerika’da duymaya alışık olmadığımız sözler bunlar. Bizdeki yoksul düşmanı liberal aydınları sinir edecek cinsten bir program. Trump zaten bizdeki entellere göre sosyalist biri sayılır.- 

5. Trump, ABD finans merkezi Wall Street’e savaş açmıştır. Spekülasyon fonları üzerinde oynayan aracılara yüksek vergi konmasını talep ediyor. 1933’teki Büyük Kriz zamanında konulup 1999’da Bill Clinton tarafından kaldırılan bankacılık yasasını yeniden devreye sokmak istiyor. Buna göre klasik bankalarla yatırım bankaları birbirinden ayrılacak ve bu şekilde küçük tasarrufçunun kazıklanması önlenecek. -Bu, faiz lobicisi liberal asalakları yerinden hoplatacak bir önlemdir ve işte bu yüzden faizci medya olduğu gibi Trump’a karşıdır.- 

Barışçı dış politika 

6. Trump dış politikada Çin ve Rusya ile gerginliği arttırmaya karşıdır. Savaş kışkırtıcılığı yapan liberalleri eleştirmektedir. Kırım’da barışçı çözüm istemektedir. Putin’le birlikte DAEŞ’e karşı ortak mücadele edileceğine dair bir anlaşma yapacaktır. 

7. Trump ABD devletinin muazzam bir borcu olduğunu hatırlatıyor, bu durumda sağa sola müdahale edip para harcamasının çılgınlık olduğunu belirtiyor. ABD artık her istediğini yapacak güçte değildir. NATO da artık değişmelidir, ABD ile diğer NATO ülkeleri eşit statüde olmalıdır. 

Bu önerileri medyada okudunuz mu? Hayır. Çünkü rotatifler, ekranlar, internet yalan söylüyor. Örneğin Türkiye halkı bizde olup biteni görüyor, bu nedenle ülkemizdeki çoğunluk Batı medyasının Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki kampanyalarına inanmıyor. Ama unutmayalım ki Batı medyası sadece Türkiye hakkında değil her konuda operasyon yapıyor. İslam hakkında yalan söylüyor, Rusya hakkında yalan söylüyor, Çin hakkında, Afrika hakkında yalan söylüyor, Suudiler ve İran hakkında yalan söylüyor ve tabii Trump hakkında da yalan söylüyor.   

Eski dönem kapanıyor 

ABD’de 1980 yılında Ronald Reagan’ın iktidara gelmesiyle (Türkiye’de de 12 Eylül’le) tüm dünyada 40 yıl süren bir liberalizm ve küreselleşme dönemi açıldı. ABD Seçimlerinde Donald Trump’ın kazanması bu dönemin sonu demektir. Ama Trump kazanmasa bile sadece liberal dönemin ya da dünyadaki ABD hâkimiyetinin değil aynı zamanda Batı kapitalist sisteminin de sonunun geldiğine dair önemli işaretler vardır. 

Gerici liberaller 

Yukarda yedi maddede özetlediğimiz önerileri bundan birkaç yıl önce ABD’de hatta Türkiye’de biri söylese meczup sayılırdı, bugün ABD başkanı olabilecek iki kişiden biri söylüyor ve bu kişi en kötü ihtimalle ABD seçmenin yarısına yakınının oyunu alacak. Dünya değişiyor, eski liberal ezberleri tekrarlayanlar artık aynı zamanda “gerici” sayılmalılar. 

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX