Charlie hebdo'nun çirkin oyunu

Hatırlarsanız 7 Ocak 2015'de Paris'te Müslüman olduğu söylenen birileri,  Charlie Hebdo dergisine saldırmıştı. Saldırının nedeni ise Peygamber Efendimiz’e dergide yapılan hakaretlermiş. Konuyu ‘birileri’ veya ‘-mişli’ yazmamın nedeni bu saldırının bir oyun olduğudur. Saldırının olduğu günlerde şunları yazmıştım. Maksatlı yapılan bu saldırıyı İslam dinini ve Müslümanlar'ı dünyaya farklı tanıtmak ve nefret algısı oluşturmak için, Avrupa'nın derin devleti ve istihbaratları sözde Müslüman olan birilerini kullanarak yapmıştır. Ben bunları yazdıktan sonra Avrupa'nın bazı gazete ve yazarları benimle aynı görüşleri yazmışlardı. Şimdi ise yine fitne odakları Charlie Hebdo'ya yapılan bu saldırıyı film yapıyorlarmış. Yine Peygamber Efendimiz’e hakaret edecekler, yine dünyanın belli bölgelerinde protestolar, ayaklanmalar, can kayıpları olacak. Öyle sanıyorum Avrupa'nın derin devleti ve istihbaratları bu tahrikleriyle İslam camiasının sabrını ölçüyorlar. 

Haçlı zihniyeti var 

İslam dinine ve Müslümanlar’a karşı yapılan bu saldırıların arkasında haçlı zihniyeti vardır. Bu saldırılar bir projedir. Sevgili okuyucularım; son 10 yıldır başta İslam coğrafyası olmak üzere Müslümanların üzerinde çok pis oyunlar oynanmaktadır.  Israil, Amerika, İngiltere, ve Avrupa ülkeleri bu oyunları kendi istihbaratlarının kurduğu, terör örgütleriyle, IŞİD gibi örgütlerle yapmakta. Tabi arada bir sinema filmleriyle de yapmaktalar. Şimdi soruyorum, ya ALLAH aşkına bu Avrupa, dini yaşamlara özgürlük ve insanların dinine saldırı yapılamaz derken, diğer yandan bu şerefsizliği neden yapıyor? Bu ikiyüzlülük değil mi? Avrupa'nın dini inançlara saygısı bu mu? Bu filmi çekerek, tekrar insanları sokağa dökmenin ne anlamı var. Pardon bir an sizlerin niyetini unutmuşum. Sizler zaten İslam Dünyasının ve Müslümanların sabrını ve hassasiyetlerini ölçmek ve sokağa dökülmelerini görmek için bu saldırıları yapıyorsunuz. Artık uğraşmanıza hiç gerek yok. Çünkü İslam dünyasında öyle sandığınız gibi dini hassasiyet, peygamber efendimize aşk ve sevgi pek kalmadı. Sizler çoğu Müslümanların kalbinde bu dini hassasiyetleri, peygamber efendimize olan aşkı, sevgiyi ,saygıyı çoktan aldınız. Dini hassasiyetlerin yerini maddecilik, şan, şöhret, para, makam, mevki aldı. Öyle değil mi? Hele çevremize bir bakalım İslam dinini hakkıyla yaşayan var mı? Helal, haram kavramına dikkat eden var mı? Neredeyse arkasında namaz kılacağımız imam kalmadı, neyse içim kan ağlıyor. ALLAH cümlemizi samimi kullarından eylesin. Maddi hassasiyetleri, dünya çıkarları, nefislerinin istekleri, dinin önüne geçti. Bu durum bana ahir zamanı, yani kıyamet alametlerini hatırlatıyor. Derim ki; biz Müslümanlar, kimsenin dini inancına karışmayız. Kimsenin dinine hakaret etmeyiz. Bizimde inancımıza, kitabımız Kur'an- ı Kerim'e, peygamber efendimize yani İslam dinine hiç bir kimse hakaret etmemeli ve laf söylenmemelidir. Tahriklere gelmeden, bu şeytanlara tepkilerimizi hukuk çerçevesi içinde ortaya koymalıyız.  ALLAH, BİZ MÜSLÜMANLARI ŞEYTANIN ŞERRİNDEN KORUSUN, ALLAH CÜMLEMİZİ NEFSİNE HAKİM OLMUŞ, DİNİNİ HAKKIYLA YAŞAYAN KULLARINDAN EYLESİN.