Doğuşun ve başlangıcın simgesi "Nevruz"
Kaynak: Özge Çelikbaşlı
Büyük Hun İmparatorluğu hükümdarı Metehan'dan, cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e kadar olan süreçte Nevruz varlığını her dönem devam ettiriyor.
Türklerin Ergenekon'dan çıkışını ve aynı zamanda da baharın başladığı gün olarak kabul ettiğimiz Nevruz, bir takvim değişikliğini de ifade ediyor. Toprağın uyandığı gün yani diriliş, başlangıç olarak tanımlanıyor.
Divan-ı Lügatt-ı Türk başta olmak üzere Nevruz, birçok önemli eserde ve destanda yer alıyor.
"Dünyanın nefesinin ısınması, Mercan çiçeklerinin yer yüzünü cennete çevirmesi ve soğukların artık hiç gelmeyeceği" gibi tasvirler bu önemli eserde bulunuyor.
Selçuklular döneminde Nevruz zamanı şenlikler düzenleniyor hatta saray hekimbaşıları tarafından hazırlanan ve "nevruziye" denen çeşitli baharatlardan yapılmış macunlar, başta padişah ve ailesi olmak üzere bütün saraya ikram ediliyor.
Nevruz kutlamaları, Cumhuriyetin ilk yıllarında da devam ediyor. Türk insanına kendi kültürel kimliğini, kişiliğini ve benliğini kazandırma gayreti olarak ele alınıyor ve bir gelenek olarak devam etmesi destekleniyor.
- Antalya'da orman yangını
- CHP'den, İBB Meclisi'nde skandal! Deniz Gezmiş'i andılar
- TBMM'ye yeni dokunulmazlık dosyaları sevk edildi
- 4 partinin yetkilileriyle görüşen TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan MHP'ye ziyaret
- MHP'den CHP'ye geçen belediyenin ilk icraatı Türk Bayrağı Anıtı'nı kaldırmak oldu
- Başkan Erdoğan'dan Miçotakis'e 'Hamas' uyarısı: Terör değil direniş hareketi