0530 708 54 54
0530 708 54 54
30 Aralık 2018 Pazar 08:00:00 - Güncelleme:30 Aralık 2018 Pazar 08:00:00

Paradoks

Kökleşmiş ve gerçekliği kabul edilmiş her şeyin tersinin gerçekleşmesine paradoks diyoruz.

Kökleşmiş ve gerçekliği kabul edilmiş her şeyin tersinin gerçekleşmesine paradoks diyoruz. Tarihteki önemli paradoks İsrailoğulları paradoksudur. Onu Osmanlı İmparatorluğu paradoksu takip eder. Tarihteki üçüncü ve en orijinal paradoks ise ABD paradoksudur. 

ABD’nin Suriye'den çekilme açıklamasının olağanüstü bir temkinlilik ile karşılanması ABD’nin oluşturduğu ön kabuller listesinin uzunluğundan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla birçok askeri, siyasi, ekonomik, finansal, mali, ticari, diplomatik ve dinsel tutumu ABD’ye kondurulamamaktadır. 

Devletler büyüdükçe akıl almaz ölçülerde irrasyonel ve siyaset üstü değişimler geçirirler. Bu değişimler sonucunda doğal ve rasyonel kararlar ve eylemler dizisinde normal düşünen izleyicilere göre ciddi sapmalar oluşur. Bu “sapma”lar, etap etap izlemeler ile de tespit veya teşhis edilememektedir. İşte paradokslar zinciri burada devreye girmektedir. Bunun en güzel örneği de Osmanlı İmparatorluğu’dur. 

Tarihin en ilginç sorusu, Avrupalıların Osmanlı İmparatorluğu’na neden saldırdıklarıdır. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu’nun bürokratik, siyasi, ticari, finans, askeri ve sair eliti incelendiğinde Batı bile hâlâ Osmanlı İmparatorluğu’nu neden hedef aldığını rasyonel şekilde izah edememektedir. 

Bu sebeple Batı’nın tarih, strateji, istihbarat, diplomasi, finans ve ticaret ile diplomatik otoriteleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının gerçek nedenlerini araştırma, bulgulama fakat yayınlamama ve tartışmama tabusu oluşturmuş ve bu tabuyu bir kutsal gibi korumaktadırlar. 

Bu bağlamda ABD’nin Suriye'den çekilme kararının alışılagelmiş askeri, istihbâri, uluslararası ilişkiler, diplomasi ve dış politika parametreleri ile algılamak neredeyse imkânsızdır. 

Büyük devletler zincirleme büyük paradoksların geçerli olduğu devletlerdir. Onları anlama çabası çoğu kez işe yaramaz. Anlamak yerine hedeflerine kilitlenmek daha akılcıdır. 

Büyük devletleri analiz edebilmek, sınırlı da olsa anlayabilmek için ABD’nin SSCB ve SSCB’nin ABD analizleri bir parça -daha fazla değil- ipucu verebilir. 

Medyanın ve akademik çevrelerin ABD’nin tutumunu anlama ve yorumlama çabaları önemli olmakla birlikte ne olduğunu, ne olacağını ve neden olacağını açıklamakta yetersiz kalacaktır. Çünkü ABD’nin parametreleri ile onun dışındakilerin parametreleri birbirinden oldukça farklıdır. 

Dolayısıyla ABD’nin hangi kararı neden aldığını çoğu defa ABD’nin içindeki odaklar da bilmemektedir. Bunun sebebi de ABD’nin karar alma süreçlerine dahil olan ve olacak etkenlerin tam olarak teşhis edilememesidir. Böylesi bir durumda ABD’nin Suriye'den çekilmemesi veya çekilmesi asıl konu değildir. Asıl konu, böyle bir hamlenin neden olduğu ve neden olacağı ilişkiler, tepkimeler ve ataklardır. 

Bu bağlamda büyük güçleri anlaşılmaz kılan, öngörülemez yapan, büyüklüklerinin yanı sıra büyüklüğe ulaşırken geçirdikleri “görünmez” evrimdir. Bu “evrim” ABD’nin mega bir paradokslar “küme”si haline gelmesini sağlamıştır. “Karar alan ABD, neye meydan okuyacağını ve ne yapıp/yapmayacağını önemli oranda bilmektedir” diyebiliriz. 

Kadir-i mutlak Allah'ı anlamakla başlar ve devam eder büyüklük. 

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX