0530 708 54 54
0530 708 54 54
04 Ağustos 2016 Perşembe 00:00:00 - Güncelleme:04 Ağustos 2016 Perşembe 00:07:00

ABD’nin terörist ve ılımlı İslamı 

Ilımlı İslam” tartışmalarını hatırlarsınız. İslam ve modernleşme hakkında yapılan gevezelikleri de. ABD tarafından parlatılmış ve sadece belli çevrelerde tanınan Şerif Mardin adlı sosyoloğun FETÖ hareketinin temellerini öven sözüm ona sosyoloji teorileri de hâlâ aklınızdadır sanırım. Bütün bunlar ABD’nin teorik planda kendi İslam anlayışını oluşturma çabasıydı. Ama bu yaklaşım işin sadece bir yanıydı, çünkü “Amerikan İslam’ı” biri terörist, diğeri ılımlı görünümlü ama teröristten de beter iki versiyona sahiptir. 

Bilim dışı uydurmalar 

1990’larda ve sonrasında aydınlar arasında İslam dini üzerinde spekülasyon yapılması sadece dine değil, aynı zamanda bilimsel ahlaka, insanların dini anlayış düzeylerinin doğal gelişimine ve genel olarak insan özgürlüğüne aykırıydı. Ama ABD’nin dünya imparatorluğu hedefindeki stratejik çıkarları özgürlük dinlemedi. Askerlerinin ve üslerinin bulunduğu bölgelere ve dönemsel çıkarlara göre ABD’nin İslam’a bakışı hep değişti ve ilişkilerini ona göre kurdu. 

Aynı ABD, Pakistan ve Afganistan’da El Kaide tipi İslam anlayışını, Çeçenistan’da kendine özgü bir anlayışı, Türkiye’de FETÖ safsatasını, Irak’ta da hem Şii mezhepçiliğini, hem de DAEŞ barbarlığını destekledi. Ama amacı hiç değişmedi: inananların inancını değiştirmek, terörü ve sapkınlığı yaymak ve sonunda İslam dayanışması ve aidiyetini yıkarak büyük bir coğrafyayı köleleştirmek. 

Sapkın FETÖ dini 

FETÖ’nün yaymaya çalıştığı din anlayışı İslam’a da, Türk geleneğine de her bakımdan aykırıydı. Çünkü kula kulluk öneriyordu ve insanları sadece bir uydurma mehdiye bağlamakla kalmıyor, aynı zamanda piramit şeklinde bir organizasyonla zapturapt altına alıyordu. Önemli olan bu kölelik ilişkisi olduktan sonra insanların dönemsel örgütsel ihtiyaçlara göre eğilip bükülmesi ve kılıktan kılığa girmeleri kolaydı. 

İnançların küresel egemenlik amaçlarına uygun olarak manipüle edilmeleri hemen tüm sapkın tarikatlarda görüldüğü gibi kıyametin hemen kopacağı varsayımına dayandırılır. Bu bahane hem örgüte bağlılığın bir gerekçesi, hem de amaç için her şeyi mubah saymanın dayanağı olmaktadır. Bu çerçevede FETÖ ikisi birbirinden berbat çift dinli bir harekettir. 

Çifte din 

Örgütün içinde yaşanan dinde uykusuz geçen geceler ve biteviye tekrarlanan boş formüllerle uyuşturulan beyinlere rüya tabirleriyle sokulan safsatalar vardır. Bu ruh hali üzerine inşa edilmiş faşist bir gizli yapı bulunur. Meslekte yükselme ve gelir garantisi sağlayan masonik bir örgütlenme içinde sonsuz itaat şarttır. Dinlerinin iç yüzü budur. 

Dışarıya sundukları dinde ise ise Avrupai giyim ve davranışlar, Ortadoğu görünüm ve alışkanlıklarından uzak insanlar, demokrasi ve liberal ekonomiye sadece biçimsel planda bir saygı, dünyanın her yerinde ABD ve müttefiklerine sınırsız bağlılık dikkat çeker.  FETÖ dininin dış yüzü de budur. 

Liberaller parlattı 

ABD İmparatorluğunun değişik şekilde finanse edilen sosyolog ve liberallerine verilen görev bu sapık yapıyı allayıp pullamaktı ve bunu utanmadan, sıkılmadan, ülkeye demokrasi getirme adına Batılılarla anlaşarak yaptılar. Tıpkı 1980’lerde El Kaide ve Çeçen terörünü, sonraki dönemlerde PKK terörünü ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı her türlü yıkıcı ve karalayıcı faaliyeti savundukları gibi. Bu sol liberal demokratların da iki ideolojileri vardı: Birincisi yüzeysel bir özgürlük anlayışıyla her şeye ve ota çöpe karşı bile aşırı bir özgürlük savunması teorisi. İkincisi ise 15 Temmuz’da özgürlük gerçekten tehlikeye girdiğinde inançlı insanlar tankların, tüfeklerin önüne doğru koşarken para çekmek için ATM’lere koşma pratiği. 

Sonuçta bir geleneği kendi doğal çerçevesi içinde bırakmadan çarpıtma, eğip bükme, etkileme, sağdan soldan kırpma, manipüle etme ve gündelik siyasal amaçlara uygun biçimde kullanma çabaları iki canavar yarattı. Birincisi barbar görünümüne ve açıkça yaptığı terörist eylemlere rağmen bilinirliği ve açıklığı nedeniyle mücadele edilmesi nispeten kolay olan DAEŞ belası, diğeri ise gizli, sinsi, şeytani FETÖ canavarı. 

Asrın sapığı 

Bugün bazıları belki iyi niyetle, fakat büyük ölçüde bilgisizliklerinden dolayı FETÖ’yü bölüp parçalamaya, bazı “abileri” diğerlerinden koparmaya çalışıyorlar. FETÖ zihniyeti, yani kula kulluk oldukça, diyanet, siyaset, ticaret, eğitim hepsi karmakarışık edildikçe ona, yirmiye de bölünse, adı FETÖ değil de başka bir şey de olsa değişen bir şey olmaz. Bunu herhangi bir grubu suçlamak için yazmıyorum, İslami gelenekte maalesef mevcut olan ve dış güçlerin rahatlıkla istismar edebilecekleri bir zaafa değinmek için vurguluyorum. Bu zaaf tarikatçılıkta zaman zaman rastlanan sapmalardır ve bu tehlikenin tarihte pek çok örneği vardır. 

Türkiye’de birçok üniversitede ve araştırma kurumunda ayrıca Diyanet’te İslamiyet adına ortaya çıkan DAEŞ gibi açık terörist gruplara ve onların fikri gerekçelerine karşı birçok çalışma yapılmıştır. Ama FETÖ gibi çağdaş sapkın tarikatlar üzerinde pek durulmamıştır. Neden? ABD ve Batı bu konuyu geçiştirmek örtbas etmek istediği için mi? Yoksa Türkiye’de FETÖ konusunda çalışma yapabilecek uzmanlar da FETÖ’cüleri samimi Müslüman mı sanıyorlardı? Ya da korktular mı? Eğer öyleyse, şimdi artık zamanıdır, korkacak bir şey kalmadı. Diyanet İşleri Başkanı da en sonunda dünkü konuşmasında işte buna işaret etmiştir.

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX