0530 708 54 54
0530 708 54 54
11 Ağustos 2016 Perşembe 00:00:00 - Güncelleme:11 Ağustos 2016 Perşembe 00:00:00

ABD ve NATO’ya doğru yerden bakmak 

Türkiye bir NATO ülkesidir ve NATO tarafından demokratik bir ülke olarak kabul edilmektedir. Zaten NATO tüzüğüne göre demokratik olmayan ülkeler bu örgüte üye olamaz. Türkiye aynı zamanda ABD’nin yakın bir müttefikidir, kâğıt üzerinde de stratejik bir müttefiktir. Bunlar iyi, güzel de NATO ve ABD ile birlikteliğimizin pratikte ne anlamı var? 

Bir Obama hikâyesi 

15 Temmuz akşamı Türkiye’de demokrasiye karşı bir kalkışma oluyor. ABD Büyükelçisi’nin kendi ifadesiyle gece 23.15’de Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili onunla temas kuruyor. Bu yetkili Büyükelçi’den kendi bakanlığıyla temas kurmasını ve ABD’nin Türkiye’deki darbe girişimini kınamasını ve demokratik rejimin yanında yer almasını resmen talep ediyor. ABD Büyükelçisi de hemen kendi bakanlığını arıyor. 

Bu telefondan 40 dakika sonra Moskova'da bulunan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, “Türkiye’de barış, istikrar ve devamlılık olmasını umuyorum” diyor. Göründüğü gibi bu açıklamada ne bir darbe kınaması, ne demokratik rejime destek var. İlginçtir,  Mısır’daki 3 Temmuz 2013 darbesinden sonra yapılan açıklamayla kelime kelimesine aynı. 

Aradan 20 dakika daha geçiyor, ABD makamları “Obama’nın durumdan haberdar edildiği, olan biteni izlediği” açıklamasını yapıyorlar. Bunun anlamı ABD’nin her şeyi bildiği, fakat bilerek ve isteyerek sustuğu, tavrını gizlemeyi tercih ettiğidir. Bu saat itibariyle Sayın Cumhurbaşkanımızın hayatına yönelik suikast girişiminin başarılı olup olmadığı belli değildir. Belli ki Obama oturduğu yerden bu girişimin sonucunu beklemektedir.  

Obama darbecileri taraf olarak görür 

Aradan 3 saat geçtikten sonra Beyaz Saray’dan “Başkan Obama’nın Moskova’da bulunan Dışişleri Bakanı Kerry ile Türkiye hakkında görüştüğü,  görüşmede, Türkiye'de tüm tarafların seçilmiş hükümeti desteklemesi gerektiği ifade edilmiştir” şeklinde bir mesaj yayınlanmıştır. Görüldüğü gibi Cumhurbaşkanımızın hayatta olduğu ve darbe girişiminin çökmeye başladığı anlaşılınca Obama da tavrını yavaşça değiştirmeye başlamıştır. Ama yine de mesajında “tüm taraflardan” söz etmektedir. Demek ki Obama darbecileri de “taraflardan biri” sayacak bir zihniyet ve anlayışa sahiptir. 

Obama ancak ertesi günü 19.30’da Türkiye’ye ve Türk demokrasisine olan desteğini beylik cümlelerle vurgulamıştır. Anlaşılan bu açıklamadan önce topladığı ABD Ulusal Güvenlik Ekibi üyeleri Türkiye halkının ve hükümetinin darbedeki Obama parmağını pek güzel anladığını ve Obama’nın tavrı yüzünden Türkiye-ABD ilişkilerinin bir daha tamir edilemeyecek ölçüde bir kırılma yaşandığını anlatmışlardır. 

15 Temmuz darbe girişimi karşısındaki Obama tavrı, bize eskiden beri bildiğimiz bazı gerçekleri bu kez pek açık bir biçimde ve net olarak hatırlatmıştır. 

ABD bizim için nedir? 

ABD bizim dostumuz değildir, belki düşmanımız da değildir, ancak Obama yönetimi ülkemize ve Türk demokrasisine düşmanca davranmaktadır. 

ABD ile Türkiye arasında stratejik ortaklık gerçekte var olmayan bir aldatmacadan ibarettir ve ABD Türkiye’yi tek yanlı olarak ve işine geldiği zaman kaldırıp atmak üzere kullanmak peşindedir. 

Obama’nın darbe girişimiyle ilgili tavrı siyasi bir tavırdır ve dolayısıyla Türk-ABD ilişkilerini tüm yönleriyle ilgilendirmektedir. Ülkemize yönelik bir darbe girişimi karşısında hükümetimizle dayanışma göstermeyen Obama yönetiminin, herhangi bir askeri saldırı karşısında da Türkiye’yi destekleyeceği son derece kuşkuludur. ABD Tür kiye için artık güvenilmez bir müttefiktir, sözüne inanılmaması gereken bir ülkedir. 

Dost olmadığı belli de 

Nitekim ABD, FETÖ terör örgütüne de, Suriye üzerinden ülkemize saldırlar yönelten PYD terör örgütüne de açık destek vermektedir. Bu iki örgütün de arkasında maddi ve manevi olarak durmaktadır. Ayrıca ABD’nin ülkemiz insanlarına ve güvenlik güçlerine saldırıda bulunan başka terör örgütleriyle ilişkileri konusunda da belirtiler bulunmaktadır. 

Dünyada Türkiye’ye ABD kadar düşmanca davranan başka hiçbir ülke yoktur. ABD dışında hiçbir güç ülkemizde darbe düzenlememiş, terör örgütlerini desteklememiş, insanların ölmelerine ve yaralanmalarına neden olmamış, Meclis ve Cumhurbaşkanlığı’nın bombalanması karşısında hayırhah bir tutum takınmamıştır. Rusya’dan, Çin’e, Arjantin’den Kuzey Kore’ye kadar dünyada 200 kadar ülkeden hiçbiri ülkemize ve insanlarımıza karşı bu kadar aşağılayıcı, kırıcı ve hakaretamiz bir tavır içine girmemiştir. 

Düşman mı, değil mi? 

Türkiye insanı artık kendisine şu soruyu sormaktadır: ABD ile neden hâlâ müttefikiz? NATO’nun ana gücü ABD olduğuna göre neden NATO’dayız? Herhangi bir ülke Türkiye’ye örneğin bir füze saldırısı düzenlerse, NATO füze kalkanının başındaki ABD’li General bizi savunmak için düğmeye basacak  mıdır? Yoksa en azından birkaç milyon Türkün ölmesini mi bekleyecektir? 

Bizim bize düşmanca davranan bu insanların yanında ne işimiz var sorusu artık gündemdedir.  “Bir an önce kendi başımızın çaresine bakmamız gerekmez mi?” şeklinde düşünen insanlar çoğalmaktadır. Barışçı ülkeler arasında kendimize yeni dostluklar ve ittifaklar kurmamızın zamanıdır.

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX