0530 708 54 54
0530 708 54 54
26 Şubat 2018 Pazartesi 02:00:00 - Güncelleme:26 Şubat 2018 Pazartesi 02:00:00

Hiç bir zaman bitmez

İlk yarıyı ikiye bölelim. İsmail öncesi, İsmail sonrası. İsmail’i sevmem, seveni de anlamam fakat İsmail’in sakatlığı öncesi Fenerbahçe taktiği tekniği herşeyi harikaydı. Golü de buldu. Gol net ofsayttı hem de çok bariz herkesin bildiği bir kural çerçevesinde. Ofsayttan bağımsız Fenerbahçe çok iyi oturmuştu. Güçlü bir Fernandao, yardımlaşan Topal ve Dirar, arkada çok dikkatli Neto ve Roman. Beşiktaş’ın gücü bence Cenk’ten sonra erimişti, Talisca ve Oğuzhan da olmayınca ofansif anlamda sadece Q7 kalmıştı. Beşiktaş sadece Medel ve Vida, çok az da Babel ile ayaktaydı. Ve o sırada İsmail sakatlandı. İşte o zaman Fenerbahçe’nin şirazesi kaydı. İsla’nın yeri de oynayınca her şey bitti. Q7 sayısız orta-şut ortaya karışık yaptı fakat ilk yarı gol olmadı.

İkinci yarı uyuyan dev zaten uyanmıştı. Aykut Hoca buna bir önlem düşünmedi. Belki de memnundu. Beşiktaş’ın geleceği belli idi. Belki Atıf-Valbuena değişikliği 3.bölgede Fenerbahçe’nin topun tutmasını sağlayabilirdi. Fakat olmadı. Derken Vida golü attı. Arkasından Medel’in çizgiden çıkardığı pozisyon enfesti. Şener müthiş vurdu. Zaten ondan sonda biz bir daha Fabri’yi görmedik. Atıf-Alper değişikliği geldi ama çok geç kalınmıştı. Çünkü Beşiktaş, Kameni’nin hemen önüne yerleşti. Giuliano bütün maç yedekteydi. Keşke oyuna girseydi. O sırada Q7 sahne aldı. Daha önce denemişti ama Kameni izin vermemişti. Bu sefer trivela golünü attı. Arkasından bir gol daha attı. Negredo falan hava civa dedi. Son 10 dakika Fenerbahçe biraz saldırır gibi yaptı ama bir sonuç çıkmadı. Ve buradan şu sonuç çıktı : Türkiye Ligi’nde 34.maça kadar hiç bir şey belli değildir.

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX