Yeni yapılanmada sabır ilkesi!

Şu gerçek unutulmamalı: Devlet’in yönetim çarkı, kurumsal yapılanmaları, bir tarihî tecrübenin ve zamanın ihtiyaçlarının ürünüdür. 

Bu çarkın işleyiş biçimi de böyledir. Hem kurumların yapılanması, hem de işleyiş yönergeleri, bir düzen içinde, belli ilkelere göre dizayn edilir. Bunlara tüzük ve yönetmelikler denir. Bu tüzük ve yönetmelikler de, ülkenin Anayasası çerçevesinde oluşturulan hukukî yapıya uygun olarak hazırlanır. 

Elbette, zamanın şartları icabı, bu yasalar da değiştirilir, bu kurumsal yapıların işleyişi de… Hatta gerek duyulduğunda bir kurumsal yapı kökten kaldırılabilir de… 

Ancak bütün bunlar yapılırken, tekrar edelim, teknik bilgiden, tarihî tecrübeden yararlanılmalı ve yöntem de sabr’a dayanmalı. 

Konu anlaşılsın diye, güncel bir örnek üzerinden gitmekte fayda mülahaza ediyorum. 

Geçen gün üniversite yönetimiyle ilgili yayınlanan KHK’da, rektör olarak atanacaklarda “Profesör” olma şartı, kaldırıldı!... 

İki gün sonra ise bu madde, eski haline döndürüldü: Yani rektör olarak atanacak kişi “en az üç yıllık profesör olmalı” hükmü, geri getirildi. 

Bu arada o mu iyi, bu mu iyi tartışmasına girmeyeceğim. 

Dikkat çekeceğim nokta, söylediğim üç kuraldan birisi, hatta üçü de ihlal edildi ve yanlış gidiş tespit edilir edilmez de geri dönüldü!.. 

Yani, şu unutulmamalıdır: Gerek devlet yönetiminde ve gerekse kurumsal yönetimlerde, işleyen çarkın kuralları, zaman içinde çeşitli tarihî tecrübeden geçerek ve zamanın da ihtiyaçları göz önüne alınarak oluşturulmuştur. 

Kurumsal yapı yeni zamanın şart ve ihtiyaçlarına göre yeniden dizayn edilecekse, edilmelidir. Ancak bu dizayn işinde teknik bilgi, tarihî tecrübe göz ardı edilmemeli ve mutlaka “sabır!” metodolojisine azamî uyum gösterilmelidir. 

Eğer, filin züccaciye dükkanına dalması gibi yaparsanız ve meşruiyet kılıfı olarak da “kervan yolda düzülür” paravanının arkasına saklanırsanız, ülkeye zarar verirsiniz!.. 

Bir ev yapmada, bir bahçe düzenlemede, bir elbise tasarlayarak dikmede acele edebilirsiniz. 

Beğenmediyseniz yıkar, yırtar yenisini yaparsınız. Altı-üstü birkaç kuruş paranızı çarçur etmiş olursunuz! 

Eğer bu hatayı devletin kurumsal yapılanmasının işleyişinde yaparsanız, bu felaket olur.  

Kaotik bir ortamın oluşmasına zemin olur. 

Toplumsal mutsuzluk başlar, o da öfkeyi davet eder!