0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Yeni Çağ Yeni Konumlar

"Bu yeni çağda Türkiye'nin rolü her zamankinden çok daha büyük, çünkü sadece Macaristan için değil, bütün Avrupa'nın güvenliği açısından Türkiye'nin önemi çok büyüktür. Hem fiziksel hem de enerji güvenliğine bakarsak..." .

Bu cümlelerin sahibi kardeş Macaristan'ın Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto. Evet, ekonomik olarak sıkıntılı bir dönemden geçmekteyiz. Memleketimiz öylesine enteresan ki, bir kısım zengin, zenginliğine zenginlik kattı, bir kısım insanımızın ise (ki bu kısım daha büyük bir topluluğu barındırıyor) elindeki para, pula dönüştü. Bu gerçeği göz ardı edemeyiz, zaten her akşam televizyonda siyaset ve ekonomi erbabı arkadaşlarımız bu konu üzerine saatlerce anlatıyorlar. Bu ekonomik darboğaz insanı isyan noktasına getirebiliyor (ben sokaklarda olan bir adamım ve bunu görmek için derin analiz kabiliyetine lüzum yok) ve bu ekonomik darboğaz insanın sadece ekonomi dünyasını değil tüm dünyasını, hayatını, neşesini, etkiliyor. Bu gerçekler ışığında hepimizin temennisi en kısa zamanda memleketimizin bu darboğazdan çıkıp, insani yaşama standardına ulaşmasıdır. Lakin, gelmek istediğim nokta ise biraz farklı. Yazımın başında Macaristan Dışişleri Bakanının cümlelerine yer verdim. Buna sebep ise, uzun zamandır dost ve aile içinde yaptığımız entelektüel sohbetlerde dillendirilen ve konusu geçen bazı çıkarımlar. Yazılarımda sık sık, değişen Dünya, değişen insan halleri ve değişen alışkanlıkları dile getiriyorum. Hızla değişen bir Dünya var, bu değişimin içinde çırpınıp duran herkes, bu değişimi mantıklı bir şekilde kendisine izah etmeye, sindirmeye çalışmakta. Macar Dışişleri Bakanının söylemleri ise bizim sohbetlerimize sık sık konu olmakta.

Peki, "Değişen bu Dünya'da Türkiye'nin konumu ne olacak?" Dostlarımla, ailemle, öğrencilerimle ve davet edildiğim bir çok konferansta bu sorunun cevabını arıyoruz. "Türkiye yeni Dünya düzeninde nasıl bir yer edinecek?" Cevap verilmesi çok kolay bir soru olmadığının farkındayım. Lakin, cevabı zor diye üzerine kafa yorulmaması gereken bir soru da değil. Memleketini seven, insanını seven, memleketinin refahını düşünen her bir Türk vatandaşı, bu soruları sormalı ve kendince katkı sağlayabileceği alanları bilmeli, uygulamalı. Bazısı verdiği vergi ile, bazısı ülkeye getirdiği Nobel ödülü ile, bazısı yetiştirdiği öğrenciler ile katkısını sunar memlekete. Büyük bir ödül veya büyük bir vergi katkısı veremese bile, örnek bir vatandaş olarak bile memleketine vereceği katkı çok büyük olabilir (Mesela çöpünü sokağa atmaz, kırmızıda geçmez, ırmak kenarına moloz dökmez vb. ). Peki, Macar Dışişleri Bakanı'nın dile getirdiği cümle, böyle bir durumun gerçekliğine ne kadar uygun? Gördüğümüz kadarıyla gayet de uygun. Devlet işlerinde, "Dün dündür, bugün bugün bugündür" gerçeğine yıllar içinde vatandaşlar olarak sık sık şahit olduk. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da konjonktürel olarak fikir ve politika değişikliklerine zaman zaman şahit olduk. Bu, aslında politikanın ta kendisiydi. Bazen doğru gibi görünenler yanlış, yanlış gibi görünenler ise doğrudur. Sevabıyla günahıyla, 20 yıldır bu ülkenin lideri konumunda ve sadece ülke içinde değil, yurtdışında da en fazla saygı gören devlet başkanlarından, hatta yurtdışında daha fazla saygı duyulduğunu söyleyebilirim. Bir Alman kanalında Alman bir milletvekili, kelimesi kelimesine aynı olmasa bile, şu minvalde bir cümle kurdu: "Bunu söylemek istemesem de, hatta bana kızacaklar bazıları ama, Recep Tayyip Erdoğan'ın bu kadar farklı masada dengeyi bu kadar iyi tutması akıl alır gibi değil." Bahsettiği şey ise, bir yandan Nato'nun en büyük ikinci Ordusuna sahip olan bir Türkiye diğer yandan tüm Dünya'nın iletişimi kestiği Putin ile Dünyanın aç kalma riskine karşın "tahıl koridoru'' anlaşmasını yapan bir adam. Dışarıdan tarafsız bir gözle bakınca hakikaten enteresan bir duruma şahit oluyorsunuz. Bir yandan ise, Fransızcayı ana dili olmaktan çıkaran Mali devletinin protokol imzası atılırken, masanın üzerinde, "Bayraktar TB-2" nin olması bazı şeyleri gözler önüne sermekte.

Allah nasip ederse, Türkiye Cumhuriyeti gelecek yıllarda önemli ülkeler arasında yerini alacaktır. Türkiye zaten Dünya konjonktüründe önemli bir yer ediniyor. Bu başarıyı, ekonomik anlamda da taçlandırdığı taktirde perçinleyecektir, bu kaçınılmazdır. Herkes herkesi sevmek zorunda değildir, lakin memleketin bekası ve faydası için her bir vatandaşımız elini taşın altına koymak zorunda. Dillerden düşmeyen "Yeni Yüzyıl" söyleminin üzerine düşüp, akılcı davranarak Dünya'daki konumumuzu sağlamlaştırmak zorundayız. Bunun en önemli sac ayaklarından biri kültürdür. Kültür konusunda biraz daha akılcı, biraz daha hassas davranırsak, ülkemizin hak ettiği yere geleceğinden zerre şüphem yok. Hayırlı Pazarlar efendim...

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX