0530 708 54 54
0530 708 54 54
04 Eylül 2016 Pazar 00:00:00 - Güncelleme:04 Eylül 2016 Pazar 00:41:00

G-20’de oyunbozan ittifaklar 

Yarın Çin’de toplanacak olan G-20 dünya ülkelerinin ABD belasından kurtulmak için yeni uğraşlarına sahne olacak. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’le Şanghay Beşlisi, Türk-Rus ekonomik ilişkileri ve Suriye’nin geleceğiyle ilgili görüşmeleri çok önemli olacaktır. Erdoğan-Putin buluşmasından Ortadoğu’daki dengeleri değiştirecek sürpriz gelişmeler beklenebilir. 

Türkiye ve Çin 

Erdoğan’ınen önemli temaslarından biri Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile dün gerçekleşmiştir. Türkiye ve Çin terörle mücadele alanında ortak hareket edecekler. Bilindiği gibi küresel güçlerin dünya egemenliği mücadelesindeki en önemli taktiklerinden biri böl-yönet yöntemidir. Bunun için ülkelerin iç sorunlarını istismar ederler. Bu görüşme Türkiye-Çin ilişkilerine yıllardan beri sekte vuran ABD kumpaslarını bitirmek amacını taşımaktadır. 

Çin’deki Uygur toplumunun baskı altında olduğu ve bu konuda çok önemli adımlar atılması gereği ortadadır. Fakat bu nedenle Türkiye ve Çin’in birbirleriyle kavga etmeleri de olsa olsa ABD’ye yarar. Küresel güçler bunu iyi bildikleri için Doğu Türkistan’daki ajanları vasıtasıyla son yıllarda büyük operasyonlar yaptılar. Çin’den yola çıkan yüzlerce Uygur Türkü Tayland’a getirildi. Oradan Tayland cuntasının işbirliğiyle neredeyse bütün dünya dolaştırılarak Türkiye’ye ulaştırılan Uygurlar ordu ve polisteki FETÖ ve ABD unsurları yardımıyla Suriye’ye geçirildi. Ancak bir küresel gücün organize edebileceği bu büyük operasyonları gerçekleştiren ABD bir dönem bir de utanıp sıkılmadan Türkiye’yi DAEŞ’e yardım etmekle suçladı. ABD’nin Suriye’de savaşacak Uygurlara ihtiyacı yoktu aslında, amaç Türk-Çin ilişkilerine dinamit koymak ve ilerde Çin’e karşı kullanılacak taşeron terörist yetiştirmekti. 

Türkiye ve Çin arasında teröre karşı mücadelede işbirliği ABD’nin elindeki bir kozu ortadan kaldıracaktır.Türkiye-Çin ilişkilerinin gelişmesi İran ve Suriye üzerinde etkili olan bu ülkenin teröre karşı mücadelemizdeki katkısını arttırabilir. 

Türkiye ve AB 

Bu arada Alman Başbakanı Merkel başta olmak üzere Fransa ve İtalya liderleri Erdoğan’la görüşmek üzere sıraya girmişlerdir. Tabii onların derdi özellikle Merkel’in ırkçı tavırları yüzünden tehlikeye giren göç anlaşmasıdır. Eğer 31 Ekim tarihinde vize kalkmazsa göç anlaşması sona erecek ve Türkiye’den on binlerce Suriyeli, Iraklı, Afgan, Pakistanlı ve diğerleri Avrupa yolunu tutacaktır. Bu akıma karşı AB’de tepkiler meydana gelir ve Avrupa’nın istikrarı bozulursa bu, dünyada bizi rahatsız edebilecek en son olaydır. 

Darbe girişiminden sonra Türkiye’ye 246 şehidimiz için baş sağlığı bile dilemeyen AB’nin demokrasimiz için bir tehdit olduğu gitgide daha iyi anlaşılmaktadır. Bu bakımdan AB’de güçlüklerin artması ve merkez partilerin sıkıntıya girmesi bizim için ancak yerel bir problemdir. 

AB ve Asya 

Öte yandan, AB ülkelerinin Türkiye’ye karşı olan olumsuz tavırlarının Atlantik etkisinden ve ABD takipçiliğinden kaynaklandığını da biliyoruz. Hâlbuki ABD’nin Avrupa üzerindeki baskıları ve serbest ticaret anlaşması zorlaması AB halklarını isyan ettirmektedir. ABD, Avrupa’ya “ya benim ekonomik şartlarımı kabul edersiniz, ya da Rus tehdidine ve teröre karşı sizi korumam” demektedir. Bu arada, Rusya ile iyi ilişkiler geliştirmeye çalışan AB ülkelerinde terör zirve yapmaktadır. G-20 zirvesi AB ülkelerine Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkelerle ilişkileri geliştirip bağımsızlaşmak fırsatı verebilir. 

Japonya ve Rusya 

G-20’de başka önemli bir gelişme Japonya ve Rusya arasındaki temaslardır. Küresel güç Japonya ile Rusya arasındaki Kuril adaları ve karasuları üzerinden bir çatışma kışkırtmak için yıllardır uğraşmaktadır Bu soruna barışçı bir çözüm bulunması her iki ülkeye de özellikle ekonomik ilişkiler açısından büyük bir ivme sağlayacaktır. Japonya ve Rusya ilişkilerini derinleştirebilirlerse birbirlerini tamamlayıcı özellikleri nedeniyle ABD hegemonyası için büyük bir tehlike oluşturabilirler. Ayrıca Rusya, Çin ve Japonya arasındaki ilişkilerin düzeltilmesinde çok önemli bir rol oynayabilir. 

G-20’de tartışılacak en önemli konuise küresel büyümedeki durgunluk ve düşüş eğilimidir. Bunun nedeni Batı ülkelerinde giderek artan korumacı politikalardır.Brexit de İngiltere’nin çökmekte olan AB’den kaçışını ifade etmektedir. ABD-AB Serbest Ticaret Anlaşması görüşmeleri tamamıyla çıkmaza girmiştir, bu durum iki tarafta da gelecekle ilgiliendişelerin artmasına neden olmuştur. Büyümeye etki edebilecek gelişme ilkbaharda Çin ekonomisinde görülen sorunların giderilmiş olmasıdır. Çin’in önümüzdeki dönemde dev bir dış yatırım programı açıklaması beklenmektedir. 

Obama ne yapabilir? 

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün Obama le yapacağı görüşme sanılanın aksine belki de temasları arasında en önemsiz olanıdır. ABD Başkanı ile görüşmelerde elde edilebilecek tek somut karar Suriye’de PYD terörizmine karşı tavrın daha da belirginleşmesidir. Obama, bunun karşılığında Rakka’da DAEŞ’e karşı yapılması düşünülen bir operasyonda Türkiye’nin daha büyük katkısını talep edebilir. Bu konuda pazarlıkların nasıl bir sonuç vereceği belli değildir. Ancak PYD’nin Membiç’ten temizlenmesi, operasyonun El Bab’ta devam etmesi ve bölgede tek bir terörist dahi kalmaması esastır. Bizim için en acil konu yanı başımızdaki tehlikeyi Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde ortadan kaldırmaktır.   

Etiketler :
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX