0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

FETÖ’den propaganda örnekleri 

Dünkü yazımda FETÖ’nün 2012-2014 yılları arası propaganda çizgisini anlattım. Başarısız darbe girişiminden sonra izledikleri B planının ana hatlarını vurguladım. Bugün de basit örnek cümleler halinde yeni FETÖ propagandasına değineceğim. 

Gerçeği amuda kaldırmak 

FETÖ’nün temel ilkelerinden biri inkâr edemediği gerçekleri saptırmaktır. Aşağıda cümleler halinde vereceğim örneklerle bu alandaki yöntemlerden biri olan “aynayı yavaşça döndürmek” taktiğini göreceksiniz: 
“Evet, bu bir darbedir. Biz darbelere karşıyız. Halkın desteklemediği, bu darbeyi kınıyoruz.” 
“Halkın desteklemediği bu darbeyi kimin yaptığı önemli değildir. Biz darbelerin her çeşidine karşıyız.” 
“Daha önceki darbelerin tümünü Kemalistler yapmıştır. Bu darbeyi FETÖ’nün yaptığı iddia edilse de mutlaka başkaları da katılmıştır.” 
“Bu darbeye başkaları da katıldığına göre, mutlaka bunlar Kemalistlerdir.” 
“Kemalistler bu darbeye katıldığına göre, bu darbe diğer darbelerden farksızdır.” 
“Gülen Cemaati diğer darbelere karşı çıktığına göre, o darbelerden farksız olan bu darbeye de karşıdır.” 
“Gülen Cemaati diğer darbelere ve bu darbeye karşı olduğuna göre, darbeler de Kemalist olduğuna göre, bu darbe Kemalistlerin Gülen’e karşı yapığı bir darbedir.” 
Gördüğünüz gibi hafif anlam kaydırmalarıyla bir gerçeğin 180 derece tersi savunulabilmektedir. Bu anlam kaydırmalarına bir yerden başlayanlara herhangi bir eleştiri getirilecek olursa bunlar saflarda bölücülük yapıldığı gibi gerekçelerle savuşturulmaktadır. 

Çarpık imaj vermek 

Bir başka örnek çarpıtma sırasında iki ayrı gerçeğin birlikte ele alınıp toplamda daha da çarpık bir imajın ortaya çıkarılmasıdır. 
“Darbe girişimi yapılmıştır.” 
“Darbe girişimini ordu mensupları yapmıştır.” 
“Bu darbe girişimini ordu mensupları yaparken hazırlıklar engellenmemiştir.” 
“Ordu darbe hazırlığı yapmıştır.” 
“Ordu darbe hazırlığı yaparken, FETÖ’cüler hesabına burs veren küçük esnaf gözaltına alınmıştır.” 
“Küçük esnaf dahi gözaltına alınmıştır.” 
“Küçük esnaf dahi gözaltına alındı ama darbe hazırlığı yapan orduya dokunulmadı. Aynı hata tekrarlanmasın.” 
Görüldüğü gibi bu çarpıtmada bir taşla birkaç kuş birden vurulmak istenmiştir. Önceki FETÖ operasyonlarında haksızlık olduğu, darbeyi ordunun yaptığı ve bundan sonra da haksızlık yapılmaya devam edileceği çok ustaca, tek bir cümleyle insanların beyinlerine yerleştirilmektedir.  

Kazançlı çıkana hücum 

Bir başka mantık dünyada meydana gelmiş her türlü olaydan, o olay nedeniyle doğrudan veya dolaylı bir şekilde kazançlı çıkanların sorumlu olduklarını iddia etmektir.  Bu mantık örneğin şöyle işlemektedir: 
“Bir darbe girişimi oldu. Bu darbe girişimine Cumhurbaşkanı ve halk birlikte direndiler. Bu girişim engellendi. Darbeye destek veren örgüt temizlenmeye başlandı. Bu gelişmelerden Cumhurbaşkanı kazançlı çıktı. O halde bu olayları hazırlayan kişi de odur.” 
Bu mantık aynen şuna benziyor: Ankara-İstanbul yolunda bir TIR, yolcu otobüsüne çarpıyor. Çok sayıda insan ölüyor ya da yaralanıyor.  Yaralıları tedavi eden özel bir hastanenin operatörleri yaptıkları ameliyatlarla önemli miktarda para kazanıyorlar. O halde bu trafik kazasından kazançlı çıkan doktorlar sorumludur. TIR şoförü ise derhal serbest bırakılmalıdır.” 

Ne o, ne bu taktiği 

Daha değişik bir mantık şöyledir: 
“Darbe teşebbüsü olduğu doğrudur ve ben buna karşıyım. Fakat darbe teşebbüsü kadar bu teşebbüse karşı çıkanlara da karşıyım.” 
“Darbe teşebbüsüne karşı olan hükümet OHAL’i getirdiğine göre, OHAL’e de karşıyım.” 
Bu mantık halk arasında sıklıkla kullanılan ve saf insanları aldatmaya yönelik “ne, ne” mantığıdır. Aslında birbirine zıt olmayan, asla karşılaştırılmaması gereken olaylar suni olarak bir araya getirilip sahte bir tarafsızlık ve objektiflikle “ne o, ne bu” denir. Sanki bu sahte tarafsızlık insanı olaylar karşısında tavır almaktan kurtarabilirmiş gibi. Hatta sanki bu tür bir tarafsızlık insanı toplumun çoğunluğundan ayırıp, çekip yüksek bir yere yerleştirirmiş gibi. 
Hâlbuki bu tavır kaçaklık ve hatta düşman safta yer alışı gizlemek demektir. Bu mantık kaçınılmaz olarak arkasından “O halde ne?” sorusunu getirir. Bir meşru müdafaa halinde bir insanı bıçakla öldürmeye çalışan biri tabancayla etkisiz hale getirildiğinde “ne bıçak, ne tabanca” denmez. Bir ülkeyi işgal etmeye çalışan yabancı güçle, o işgale karşı verilen mücadelenin her ikisi için “ne o, ne bu” denilemez. OHAL’e karşı çıkabilirsiniz. Bu muhakkak darbeyi desteklediğiniz anlamına gelmez. Ama OHAL’e karşı çıkarak yaptığınız hatayı da “ama ben darbeye de karşıydım” diyerek düzeltemezsiniz. 
“Ne darbeciler, ne de darbeye direnen” diyenlerin gidecekleri yol da şimdiden belli gibidir. Bunlar daha şimdiden “Direnenlerin kılık kıyafetleri, hal ve hareketleri bana ters geldiğinden yavaş yavaş darbecilerle empati kuruyorum” demeye de başlamışlardır. 
Tüm bu cümleler FETÖ’nün “Made in USA” taktiklerinden örneklerdi. Bu veya buna benzer cümleler duyduğunuzda hemen “Dikkat FETÖ!” deyin lütfen. 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX