0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Leyla'nın Kardeşleri

Son günlerde karşıma sık sık 2022 yapımı, "Leyla'nın Kardeşleri'' ( Baradaran- E Leila ) isimli bir İran filmi çıkıyordu. Filmin güzelliğinden o kadar çok insan bahsediyordu ki, izlememek kaçınılmaz oldu. Online film izleme platformundan açtım ve izledim. Filmle ilgili izlenimlerime devam etmeden önce, sizlerle kısaca İran Sineması ile ilgili araştırmalarımı paylaşmak isterim.

Ortadoğu coğrafyasının köklü ve kadim bir kültüre sahip ülkesi İran, geçmişten bugüne farklı medeniyetlerin, imparatorlukların ve ülkelerin egemenliğinde olduğu için, renkli bir kültürel dokuya sahip önemli bir yapıdır. Topraklarından gelip geçen her toplumun farklı bir renk ve iz bıraktığı İran; bu çok renklilik yanında ağır İslami yapının yaşamın her katmanına sızdığı baskıcı bir zihniyet ile yoğrulmuştur. Bir yanda birçok sanatın varlığı ve gelişmesi için var olan kültürel zenginlik, diğer yanda ise dini baskılar İran'daki sanatı farklı bir kulvara itmiştir. Yaşamın her alanında etkili olan bu baskıcı zihniyeti ve özellikle devlet eliyle sürdürülen sansür mekanizmasını aşmak isteyen sanatçılar; sanatın hangi dalı olursa olsun, mitler, simgeler, imgeler ve dolaylı anlatım yollarını kullanarak sanatlarını inşa etme yoluna gitmişlerdir. Söz konusu bu çıkış yolu, sanatın önünde baskıların sınır olamayacağı ve sanatçının sanatını her şeye rağmen yapma aşkının mutlaka bir çıkar yol bulacağının göstergesi olarak okunabilir.

... Toplumsal yapıda, filmlerde de çok yoğun kadın teması ya da görseli kullanılmaz. Yine kadın-erkek arasındaki ilişkileri vermek sakıncalı görüldüğü için, filmlerin çoğunlukla anlatısının merkezinde çocuklar yer alır. Yönetmenler ve senaristler, çocukların masum, saf ve temiz dünyaları üzerinden hem de meşru bir zeminde küçük hikayeler anlatarak aslında gösterilemeyeni ya da asıl gösterilmek isteneni dolaylı yönden göstermenin yolunu bulurlar. Hollywood'un hikâye anlatma tekniği ve anlatı içinde kullandığı klişelere ve ezberlere karşı çıkarak daha bağımsız ve özgür bir anlatı dilini tercih eden yapımlar da, günümüzün gelişen ve genişleyen yayın platformları nedeniyle daha görünür olmaya başlamış ve anaakım sinemanın dominant yapılanmasının gölgesinde kalan yapımlar, daha çok beğenilir, takip edilir ve merakla beklenir olmuşlardır. Sinema sektöründeki bu alternatif yönelimlerin başında hiç kuşkusuz; özgün sinema dili ve farklı ve kimi zaman deneysel anlatı yapısı kullanımı ile öne çıkan İran Sinemasıdır.

Şimdi gelelim filmin konusuna, günümüz tabiri ile spoiler vermemeye çalışacağım. 40 yaşındaki Leyla, tüm hayatını anne babasına ve dört erkek kardeşine bakmakla geçirmiştir. Aile, uluslararası ekonomik yaptırımların pençesine düşmüş bir ülkede sürekli tartışır ve borçların altında ezilir. Daha fazla konusundan bahsetmeden yönetmen Saeed Roustayi'nin hakikaten kaliteli ve insanı sürekli düşünmeye sevk ediyor. Çok yabancı coğrafyalar olmadığımızdan, filmin karakterleri arasından kendinizle özdeşleştirebileceğiniz bir karakter muhakkak buluyorsunuz, en azından ben izlerken bu düşünceler içerisindeydim. Film, fakirliğin içinden çıkılamaz bunalımların ve toplum baskısının insanların üzerinde ne gibi baskılar yaptığını çok sade ve kaliteli bir dille aktarmış. Daha fazla bahsetmeyeceğim, imkanınız varsa, filmi izlemenizi öneririm.

Hayırlı Pazarlar efendim...

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX