Kavanozun içi sıkıntılı

Bilim adamları, zamanında bir deney yapmış. Bir kavanozun içini iki farklı çeşit karınca sürüsü ile doldurmuş. Karıncalar birbirine elleşmeden sakin sakin duruyorlarmış. Sonra kavanozun içine bir sopa sokup karıştırmış ve kapağını kapatıp kavanozu sallamış. İçerideki karıncaların hepsi birbirine girmiş ve birbirlerini tüketene kadar kavga devam etmiş. İşte, dünya bu kavanoz biz insanlık karıncalar... Küresel zenginler de o kavanozu karıştıran bilim adamları... Yüzyıllardır kavanozu sallaya sallaya insanlarda ne sağlam psikoloji bıraktılar ne de sağlam bir sosyoloji... Şu sıralarda biz karıncaları yine birbirine karıştırdılar ve sopayı sokup, içeriyi karıştırmaya çalışıyorlar.

Dünyanın neredeyse tüm ülkeleri göçmen krizi ile karşı karşıya. Geçenlerde şaşırtıcı bir haber görmüştüm. Japonya'da Japonlar ile Kürtler arasında sorunlar çıkmaya başlamış! Japonya nere Kürtler nere dediğinizi duyar gibiyim. İşte, dünyanın manzarasını özetleyen bir durum.

Malumunuz üzere, dünya İkinci Dünya Savaşı'ndan beri ortalama yetmiş küsur senedir yaşamadığı bir süreçten geçiyor.

Çin, yılların ucuz işçi köle olarak çalışmasının intikamını alır gibi, dünya ticaretini ele geçirmek üzere.

Rusya, dünya ülkeleri tarafından uzun süre cani ilan edilmesine rağmen, Ukrayna halkına zarar vermeden Ukrayna ile savaş yürütüyor; ahlaki olarak da uyguladığı politikalarla, adeta dünyaya ders veriyor.

Şeriat isteyenlere ve din ile yönetim isteyenlere söylenen, "Yallah Arabistan'a" lafının muhatabı Arabistan yönetimi, Ramazan ayında yaptığı açıklamalarla Arabistan'ın Mustafa Kemal'i olacağım diyor ve hem dini konularda hem de insan hakları konularında büyük reformlar gerçekleştiriyor.

Yüzyıldır, refah ve barış toplumu gibi dünyaya dersler vermeye çalışan Avrupa'da zorunlu askerlik başlatılıyor. Askeri harcamalara büyük bütçeler ayrılıyor.

Fransa, Rusya'nın Ukrayna'yı yenmesi ihtimalinin, Avrupa'yı tehlikeye sokacağını düşünerek, Rusya'ya karşı Ukrayna'ya asker gönderelim derdine düşüp, Avrupa'yı ikna etmeye çalışıyor.

Almanya, zorunlu askerliği devreye sokup, ülkedeki Türk nüfusu askere almaya çalışıyor, ama Fransa'nın istediği gibi, Rusya ile doğrudan savaşa sıcak bakmıyor. Bu durum Avrupa'nın diğer ülkelerinde, acaba askeri açıdan güçlenince Rusya'ya yanaşır mı korkusu oluşturuyor. Dönüp Almanya açısından baktığımızda, Batı'nın gazına gelip uzun süredir meşhur sanayisini besleyen Rusya doğal kaynaklarından oldu. En büyük silahı olan ağır sanayisi sekteye uğradı.

Balkan ülkeleri, Rusya'nın Ukrayna'yı aşması ile kendilerine geleceği korkusuyla, nereye yanaşacaklarını şaşırmış durumda.

İngiltere, olası bir savaş halinde 1. Dünya Savaşı'ndaki gibi dünyanın çeşitli yerlerinden asker toplayamayacağının farkında.

Japonya, Amerika'nın kendilerini Çin'e karşı gaza getirmesi ile mücadele ediyor. Amerika, sizi yenmemize rağmen yıllarca sanayinize destek verdik, artık bizim için Çin'le mücadele etmek zorundasınız, diyor. Japonya da, ben mayın eşeği değilim, diye direniyor.

Rusya, dünyanın, aha bitecek yok olacak, Ukrayna bataklığına saplanacak öngörülerine rağmen, dimdik ayakta kalıyor ve hem askeri gücünü hem de ekonomisini yükseltmeye devam ediyor.

Amerika ise, demokrat hükümetin tamamen küreselcilerin kuklası olması ile hem kendi halkına hem de dünya milletlerine, küresel iklim değişikliği, salgın hastalık, karbon emisyonu ve benzeri bahaneler kullanarak, zulmetmenin derdinde. Onlar da, Trump'ın seçilmesi ihtimalinde tüm küreselci politikaları yerle bir edecek korkusu yaşıyor.

Afrika ülkeleri ise yüzyıllarca sömürülmesinin ardından ayağa kalkma sürecini yaşıyor.

Kısacası, dünya Birinci ve İkinci Dünya Savaşı öncesi durumun çok benzerini yaşıyor. Lakin, hangi ülkenin kimin yanında duracağı çok belirsiz vaziyette. Allah muhafaza, dünya ülkeleri olası bir topyekün savaşa girse küreselcilerin içlerine itina ile yerleştirdiği göçmenler, mücadelenin sonucuna büyük etki edecek gibi görünüyor.

Kavanoz aynı kavanoz, karıncalar aynı karıncalar, bilim adamları aynı güruhlar... Sopayla da karıştırılıyor, bir oraya bir buraya da sallanıyor, yalnız ulus devletler ve milletler bu karıştırmaya rağmen, sükunetlerini sabırla korumaya devam ediyor. Hakkımızda hayırlısı diyelim. Haydi kalın sağlıcakla.