Beyin Yıkama

Canlı intihar bombacıları, ülkesinin harimine girilmesine yardımcı olan bürokratlar, devletini katliam yapmakla suçlayan aydınlar!.. Tüm bunlar nasıl oluyor? 
Küçük bir örgütten totaliter bir rejime kadar düşüncenin her türlü kontrol şekli, bir oranda beyin yıkamayı içerir. Çok eskilerden beri beyin yıkama, seremoniler şeklinde gerçekleşir. 

Yaygın kabul mekanizmalarına yeryüzündeki birçok büyük inancın/örgütün seremonilerinde rastlanılabilir. Bu seremonilerin amacı; üyeyi grup içinde konuşlandırmaktır. Söz konusu kabul ritüelleri, genellikle sadece tek bir insana yönelik olarak yapılmaz; grubu içerir. Böylelikle bireysel düşüncenin önüne geçilmiş olur. AB ya da NATO üyeliği de buna güzel bir örnektir. 

Beyin yıkamanın daha çok cemaatler ve terör örgütlerince başvurulan bir yöntem olduğu sanılır. Oysa IMF, BM ve NATO gibi küresel yönetişim organları da bu yöntemi kullanır. “Küresel barış”, Hegemon’ların en başarılı koşullandırma gerekçelerinden biridir. Ayrıca ortak bir krizin de insanları bir araya getirdiği –her ne kadar kriz düzmece bile olsa- bilinen bir gerçektir. Buradan hareketle Hegemon’ların sözde “küresel terör” iddiası ve bu iddianın kabul görmesini sağlayacak gizli organizasyonları, dünya kamuoyunun istenilen istikamete sevkedilmesinin hizmetindedir. 

Kamusal yurtdışı kaçamakları –özel sektörde de- ilgili teknikleri, çalışanların yeni davranışlarına aşılamak için de kullanılıyor. Napoli’den dönen subay, NATO’nun yenilmezliğine, Londra’dan dönen kaymakam, İngiliz hayranı ve ülkenin bürokratlarca yönetilmesine iman etmiş olarak geliyor. 

Son 65 yıldır bazı teknikler, dünyayı kontrol etmek üzere Hegemonlar tarafından geliştirildi. Ülkelere göre uyarlanan bu özel tekniklerden bazıları şunlar: 
* Ağır ekonomik kriz, ihtilal, halk tarafından sevilen bir liderin öldürülmesi ya da özel terör eylemleriyle duygusal stres ve şokla hassasiyet azaltma. Amaç, duygusal ve entelektüel direnci aynı anda kırmaktır. 

*Bir ülke ya da milleti fiziksel veya duygusal olarak tecrit haline sokma. Amaç direniş halindeki duygusal desteği besleyen tüm kaynakları kesmektir. 
*Bir ülke ya da milletin elinden, ihtiyat, haysiyet, mahremiyet duygusu veya katılımı reddetme yeteneği gibi normal savunma araçlarını almak. 

*Hegemonlarca arzulanan yeni tutumların, değerlerin ve kanaatlerin kabulünü ödüllendirmek… Söz konusu ödül, direnenlerin üzerinde uygulanan baskıların azaltılması olabilir. 
Darbe, ekonomik kriz, yarından emin olamama ve bölünme korkusu gibi uzun yıllar süren psikolojik koşullandırmaların sonucunda, hiçbir şeye inanamaz hale gelir insan. Sonuçta “taraf” değiştirmeler ve Hegemon güce itaat başgösterir. Profesyonelce hazırlanmış bir operasyon, el yordamıyla engellenemez. Dünya akılla idare edilir.