0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

İzmir camilerinde provakasyon eylemini kim yaptı?

27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 60.yıldönümü yaklaşıyor ve ne yazık ki Türkiye yine 1960 öncesinin provakasyonları gibi toplumun sinir uçlarıyla oynayan son derece tuhaf hadiseler yaşıyor.

*

“İyi saatte olsunlar” organizasyonları bu ülkede bitmez. Toplumu

germek ve bu gerilim ortamından medet uman zinde güçler hala var.

*

27 Mayıs askeri darbe ortamı da aynen böyle yaratılmıştı. 12 Mart ve 12 Eylül ortamı da.

*

Cami hoparlörlerinden Grup Yorum'un Türkçe söylediği Marksist marş

'Çav Bella' bangır bangır bağırtılıyor. Sosyal medyada adeta mevzi kazanılmış gibi mutlu olanlar var.

*

Bazıları bu olayı popüler Netflix dizisi 'Casa Del Papel'e bağlayıp

hınzır gençler hoparlörün bilgisayar yazılımını hack etmiş ve onlar bu şarkıyı çalmışlardır demeye getiriyorlar.

*

Meşhur İspanyol dizisinin yeniden küresel çapta popüler ettiği şarkı

İtalyan halk şarkısından sonra partizanların marşı olmuş İtalyanca versiyondur. İzmir camilerinden çalan marş bu değil.

*

İzmir camilerinden çalınan versiyon ise DHKP-C'ye yakınlığıyla bilinen

malum müzik topluluğu Grup Yorum'un 1989'da yayınlanan albümündeki Türkçe sözlü 'Çav Bella'dır.

*

Türkiye'nin işgal edildiğini ve bu sebeple halkın sokaklara ve dağlara çağrıldığı bu marşın İzmir camilerinden yayınlanması dehşetli bir sosyal provakasyondur.

*

Elbette bu hadisenin çok detaylı araştırılması ve soruşturulması

gerekir. Bunun içinde “İyi saatte olsunlar” operasyonu var mıdır?

Bunun çok detaylı tetkik edilmesi şarttır.

*

Fakat İzmir camilerinden yapılan bu provokasyonun öncesini ve

sonrasını incelediğimde benim burnuma gelen koku bu eylemin DHKP-C tarafından yapıldığı yönündedir. İstihbaratım yok ama analizim bu yöndedir.

*

Öte yandan DHKP-C demek kimi “İyi saate olsunlar” güçlerinin bu işte hiç parmağı olmadığı anlamına gelmez.

*

1996’da yaşanmış Özdemir Sabancı cinayeti gibi “ortaklık” örnekleri epey çok sayıda vardır bu iki yapı arasında.

*

DHKP-C son dönemde yaşadığı büyük yenilgiler ve kaybettiği mevzilerden sonra ses getiren bir eylem yapma hazırlığında ve

kararlılığındaydı. Bunu açık kaynakları takip ederek bile

görebilirsiniz.

*

Türkiye Cumhuriyeti şu an tüm unsurlarıyla DHKP-C'nin silahlı terör eylemi yapabilme kapasitesini azalttığı için bu ses getiren eylemin başka şekilde yapılması açıkçası benim beklediğim bir olaydı.

*

İzmirli olduğum için İzmir ortamını iyi biliyorum. Hem DHKP-C hem

diğer sol örgütler son dönemde stratejik olarak İzmir merkezli olarak konuşlandılar ve

tabanlarını belli oranda arttırdılar.

*

Ayrıca İzmir tarihinde bir ilk olarak bu şehrin sosyalist bir belediye

başkanı var.

*

Tunç Soyer İzmir şehrinin tüm tarihi boyunca kendini sosyalist

olarak tanımlayan ilk belediye başkanı.

*

Tunç Bey'in sosyalist belediyecilik doktrinini övdüğü çok uzun da bir

makalesi vardır. Marksist bir siyaset felsefesine inanıyor Soyer.

*

Fakat şu haksızlık da yapılmamalı. Tunç Soyer'in her yerde çaldığı

'Çav Bella' marşı Grup Yorum'un devrimci şiddeti öven Türkçe sözlü şarkısı değil. İtalyan halk şarkısı versiyonu.

*

Bu cami provakasyonu özelinde de güçlü açıklamalar yaptı Soyer. Bravo. Yani DHKP-C'ye ve diğer aşırı sol silahlı örgütlere fırsat veriyor görüntüsünden uzaktı.

*

Bir daha da bu vahim olaydan sonra 'Çav Bella'

şarkısını mitinglerinde kullanacağını sanmam Soyer’in. İyi niyetle bile olsa yanlış anlaşılır.

*

Diğer yandan CHP teşkilatlarının DHKP-C ile aralarına mesafe koyma noktasında çok ciddi zaafları olduğu da ortada.

*

Bu tuhaf durum özellikle CHP’de son 1 yılda çok arttı. Somut örnekler vermek istemiyorum ama özellikle Tunç Bey’in ne demek istediğimi iyi anlayacağını düşünüyorum.

*

Tunç Soyer klasik CHP kafasında bir adam değil. Kemalist hiç değil.

Babası Nurettin Soyer sıkı bir Sol-Kemalist idi.

*

Tunç Bey ve kardeşi

ise Marksist düşünceye inanıyorlar. Eşi Neptün Soyer de sıkı bir sosyalisttir.

*

İstanbul medyasının daha anlayacağı şekilde söylersek Tunç Soyer'in dünya görüşü CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile nerdeyse bire

bir aynıdır dersek yanlış olmaz.

*

Zaten biraz da bu yüzden İzmir'in Kemalist burjuvazisi ile İzmir'in

sosyalist başkanı Tunç Soyer arasında ciddi bir gerilim var.

*

Bu gerçek şu an

medyaya pek yansımıyor ama İzmir'i bilenler iyi biliyor bu gerilimli ilişkiyi.

*

İzmir'in üst ve üst-orta sınıf gelir sahibi sosyal tabanı çoğunlukla

Kemalist bir ideolojik yapıya sahiptir.

*

Aziz Kocaoğlu tam bu Kemalist burjuvazinin istediği tipte bir Başkan'dı. İzmir burjuvazisi ne istediyse yaptı Aziz Bey.

*

Tunç Soyer ise Aziz Kocaoğlu'nun Kemalist burjuva zihniyetine karşı

“Ben arka sıradakiler için geliyorum” diyen bir siyaset adamıydı.

*

Yani şehrin zengin sahil kesiminde Göztepe-Kordon-Karşıyaka yalılarında oturan ön sıradaki İzmirliler için değil bilakis onlara karşı iktidara geliyordu Soyer.

*

Gerçekten de son 1 yıldır Kemalizmden ziyade solculuğun kuvvetli olduğu İzmir varoşlarına özel olarak hizmet etti Soyer.

*

İzmir varoşlarını coşturdukça coşturdu yeni yönetim. Kemalist burjuvazi bundan ciddi biçimde rahatsız ve “kimi zinde güçler ortamları”nda da bunu dillendiriyorlar.

*

Ben bu yazıda objektif bir fotoğraf aktarmaya çalışıyorum. CHP içindeki Kemalistlerle Marksistler arası gerilim ve kavgada benim taraf tutmam

söz konusu olamaz.

*

Fakat İzmir 10 sene öncenin İzmir'i değil. Konjonktür çok değişti. Bunu iyi görmek lazım.

*

Mesela benim 10-11 sene önce medyada çok konuşulan İzmir analizlerim de bugün çöptür.

*

O analizlerin şu an hiçbir anlamı yoktur. Ulusalcılık ve faşizm İzmir'de zerre miskal kuvvetli değil şu an.

*

2020 yılında İzmir içinde bambaşka sosyal-siyasal dengeler sözkonusu. Bu durumun özellikle İstanbul medyasında hiç tahlil edilmediğini hatta mevcut İzmir fotoğrafının hiç bilinmediği kanaatindeyim.

*

Benim hemşehrilerim olan İzmir'in iki meşhur gazetecisi Ertuğrul Özkök ve Yılmaz Özdil'in de İzmir'deki yeni vaziyetin ne kadar farkında olduklarına emin değilim.

*

Mesela Yılmaz Özdil zihniyeti şu an İzmir'de iktidar mıdır? Asla

değildir bilakis muhalefettedir. Aziz Kocaoğlu ile beraber Yılmaz da İzmir'de siyasal olarak iktidardan düşmüştür.

*

İzmir açısından 2020’li yıllar çok değişik ve ilginç geçecek diye düşünüyorum. Yeni olaylara gebe İzmir.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX