Bitmeyen trajedi döngüsü

Türkiye’mizde tüm askeri darbelere ve zulüm nereden gelirse gelsin zalime karşı bir ve bütün olma olgusunu bir türlü beceremiyoruz. Yapamıyoruz bunu toplum olarak.

*

İtiraf edeyim daha uzun seneler de bu böyle gidecek gibi gözüküyor.

*

3 Mayıs 1944’te Türkçü aydınlara yapılan korkunç zulmü kınamak için illa ülkücü olmak gerekmez.

*

28 Şubat’ta dindarlara yapılan iğrenç eziyetlere karşı olmak için de dindar olmak gerekmez. İnsan olmak yeterli.

*

Bu temel prensip bile hala anlaşılamıyor ülkemizde.

*

12 Eylül faşizminin Diyarbakır zindanlarında yapılan zulümleri kınamanız için de Kürt olmak gerekmez. İnsan olmak yeterli.

*

Mamak’ta ülkücülere ve solculara yapılan zulümler için de aynı denklem geçerli.

*

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan. Bu üç genç insan da 48 sene evvel bir 6 Mayıs günü hunharca katledilmişti.

*

Deniz ve Yusuf 25, Hüseyin ise 23 yaşındaydı. Tam anlamıyla bir hukuk cinayetiyle öldürüldü bu üç insan.

*

Bu üç gepegenç insanın katledilmesi için en çok heves edenlerden biri Süleyman Demirel'di.

*

Dönemin AP grubu ve CHP’lilerin de önemli kısmı iki elleri havada bu idam kararlarını onaylıyordu.

*

AP grubundan "3'e 3" sesleri yükseliyordu...

*

Dönemin AP milletvekillerinin neredeyse tamamının yüzleri gülüyordu "3'e karşı 3" derken...

*

O "üç" diye kastettikleri Zorlu, Polatkan ve Menderes'ti. Yani 27 Mayıs cuntasının alçakça katlettiği üç insan...

*

Gezmiş, Aslan ve İnan'ı katletmek isteyen zihniyetle Menderes, Zorlu ve Polatkan'ı katleden zihniyetin ve gücün aynı olduğunu büyük bir körlükle göremiyordu Demirel ve arkadaşları...

*

Ya da özellikle görmüyorlardı. Çünkü o zihniyeti büyük oranda Demirel ve dönemin AP'si de paylaşıyordu.

*

Deniz Gezmiş’ler ise tüm mahkeme savunmaları boyunca 27 Mayıs askeri darbesine övgüler ve methiyeler düzdüler.

*

O methiye düzdükleri darbeci generaller Denizleri de astı. Sonra Demirel’i de iktidardan indirdi ve Zincirbozan’a attı.

*

Türkiye'nin trajedisi de buydu zaten... Hep bu oldu...

*

Zalimlerle mazlumların aslında aynı İttihatçı zihniyet paydasında buluşabilmesi...

*

Bugün mazlum olanın eline güç geçtiğinde başkalarına karşı çok zalim olabilmesiydi bu toprakların dramı...

*

Bu toprakların insanları olarak, hepimizin temel hastalığıydı bu...

*

Bugün de bu hastalıklı bakıştan tam olarak kurtulabilmiş değiliz.

*

3 Mayıs 1944 zulmünü yapan zihniyetle 12 Mart 1971 zulmünü yapan zihniyet, 27 Mayıs 1960 zulmüyle 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997 zulmünü yapan zihniyet aynıdır. Dış boyası değişse de aynıdır.

*

Bu çok temel bilgi noktasında bile uzlaşamıyoruz.

*

Çok üzücü ve trajik ama ülke olarak vaziyetimiz bu.