0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Yeni harp tarzı

1971’de, 12 Mart Muhtırası’nın ardından Nihat Erim kabinesinde, Türkiye’nin Kültür Bakanlığı'nı kuran ve ilk Kültür Bakanı olan, İngiltere Kraliçesi Elizabeth'ten “Sir” üvanı kullanmasını sağlayan “Büyük Haç Şövalyelik Nişanı” alan Talat Halman, 1995 yılında, “Eski Türkiye”nin ABD ve Avrupa’yla ilişkilerini şöyle yazmıştı: 
"1945'ten sonra, ABD'nin dümen suyuna çarnaçar girdiğimizden bu yana, Batı'nın karşısında sünepeyiz. "Höt" diyorlar, siniyoruz. Çok uzun süre, bize "emir eri" muamelesi yaptılar. Washington'dan bir ses gelince bazı liderlerimiz, hazır ola geçerek "baş üstüne" diyordu. Neredeyse 50 yıldır, savunmamız için, ekonomimiz için, işçilerimiz için Batı'ya öyle muhtacız ki Batı ne isterse yapıyoruz. Fransa'yı kızdırmayalım diye Cezayir'in bağımsızlığını değil, Fransız sömürgeciliğini destekledik. Amerika ve Avrupa, bizi borçlandırarak, üzerimizdeki hegemonyayı sürdürüyor." (Milliyet - 12.07.1995, Sayfa19) 
Savaşın gayesi nedir? Bu, ilk devirlerden beri hiç değişmedi: İşgal ve fütuhat. Silah patlatmadan harp yapmanın yolu çoktan bulundu. Son yıllarda sulh zevahiri içinde cereyan eden savaş, bütün bu faydaları temin ediyor. 
1999 yılında ekonomi dünyasına gözlerini açan Avrupa ortak para birimi Euro, kısa zamanda dünyanın en önemli ikinci rezerv para birimi oldu. Euro’nun Amerikan Doları’nı da geçip “rezerv para birimi” tahtına oturması zaman meselesiydi. Ama Avrupa'daki ekonomik krizden sonra Euro bu iddiasını kaybetti. 
Euro’nun dünya rezerv para birimleri içindeki payı 1999'da tedavüle girdiğinde %18’di. Bu oran, 2009 yılının dördüncü çeyreğinde ise %28’e yükseldi. Ama 2010 yılbaşından ortasına kadar Euro, Dolar karşısında %20 oranında değer kaybetti. Değer kaybı Avrupa Merkez Bankaları’na tam tamına 300 milyar dolar kaybettirdi. Bildiğimiz mahut usul ve kaideler dairesinde bir savaş cereyan etmiş olsaydı bundan başka neticeler mi çıkardı? 
Modern harbin en garip mümeyyiz vasıflarından biri, savaşı yapanların, savaşın zararını, başkalarına yükletmeleridir. Dolarla Euro'nun savaşı da, Körfez ve Uzak Doğulu tasarruf sahipleri üzerinden yürütülmektedir. 
Modern harbin hususiyetlerinden bir başkası da zevahirin muhafaza edilmesidir. Eski harplerde mağluplar, yerlerinden alınarak muzaffer kralların önüne götürülür ve orada muhtelif işlerde köle halinde çalıştırılırlardı. Şimdi ise kimse ülkesinden sürülmüyor, herkes yerli yerinde, fakat Orta Çağ'ların toprağa bağlı esirleri Serfler gibi çalışıyorlar, emperyalistler hesabına! 
Gücünü halktan almayan yönetimler, biraz daha ayakta kalabilmek için dış desteğe ihtiyaç duyarlar ve bu desteğin karşılığında ülkenin milli varlıklarını yabancı yatırımcılara pay ederler. Dolayısıyla gücünü kendi halkından almayan yönetimler vasıtasıyla o ülkenin varlıklarını yağmalamak ve bu ülkeleri idare etmek, modern sömürgecilikte bir sistemdir. 
Dünya son 25 yıldır büsbütün değişti.  Küresel sahne giderek kalabalıklaşıyor. Yükselen yeni güçler ortaya son derece çarpıcı bir tablo koyuyor. 200 yüzyıldan beri ekonomik ve siyasi alanlarda Batı’nın sahip olduğu bazı tekeller elinden kayıp gidiyor. Tekelin yitimi, tüm gücün yitimi anlamına gelmiyor. Batı’nın elinde halen çok fazla tekel varlık var. Yeni oyuncular, iddia ettiklerinden daha az “birlik” halindeler, siyasi ve ekonomik birçok büyük sorunla başa çıkmak zorundalar.  

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX