0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

“Yeni Almanya” 

Amerikan İstihbaratı OSS, Mayıs 1944’te, “Yeni Almanya”nın Amerika’nın kontrolü altında nasıl inşa edileceğini şöyle formüle etmişti: “Öncelikle Almanya içindeki Şeytan’ın, yani Nazizm’in ortadan kaldırılması; büyük arazi sahiplerinin, büyük sanayicilerin, askeri kastın ve onlara bağımlı bürokrasinin yenilgisi ve tasfiyesi gerekiyor.” (Kaynak: CIA’den önceki Amerikan İstihbarat örgütü OSS’e ait 12 Mayıs 1944 tarihli ve 187 sayılı Bilgi Notu Raporu) 

Amerikan Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi azalarından Jacob K. Javits, işgalden 5 yıl sonra, Avrupa seyahatinden dönüşünde, “Almanya’nın on sene işgal altında kalması için planlar yapmamız icap eder” dedi. (Yeni İstanbul gazetesi, 15 Aralık 1949, Syf. 2) 
Devam eden yıllarda tartışılmaya başlanan Almanya'nın birleştirilmesi meselesi, Amerikan politikasının başlıca hedeflerinden biriydi. Ama bunun bazı şartları vardı. Eski Almanya’dan eser kalmadığından, Eski Almanya elitlerinin bir daha ayağa kalkamayacak şekilde tasfiye edildiğinden emin olunmalıydı. Birleşik Amerika'nın Almanya Yüksek Komiseri James B. Vonant, 1954 yılında bunu şöyle ifade etti: “Yeni Almanya'nın bugünkü çehresine nazaran siyasi mazisiyle ve militarizm ananesiyle alakasını kesmiş olduğunu anlamamız lazımdır. Zannımca, bugünkü Almanya'da mesuliyet mevkiinde bulunanların ekseriyeti Yeni Alman askeri kuvvetlerinin daha sıkı bir şekilde bir sivil kontrol altında bulundurulması icap ettiği hissiyle meşbudur.” (Milliyet, 04.12.1954, Sayfa 7) 
OSS’in raporu aynen uygulandı, Amerika, 1880-1935 yılları arasında Osmanlı ve Japonya’yla ortak hareket eden Alman elitlerini tasfiye etti, kendine göre; siyasi, askeri ve sosyal yeni bir elit grup oluşturdu. Bu Yeni Alman elitlerinin “Alevi”, “Türk” ve “İslam”a bakışı özetle şöyle: 

“Aleviler, etnik bir azınlıktır. Türk devleti, alevi kimliğini ezmektedir.  Bu topluluk kimliğini Kemalist devlete karşı savunmak azmindedir. Almanya’da yaşayan 340 bin Alevi, Türkiye’deki kanlı zulümden Almanya’ya kaçmıştır. Alevilerle devlet, Alevilerle Sünniler ve Kürt Alevilerle Sünni Aleviler arasında üçlü bir çatışma yaşanmaktadır. Aleviler, Sünnilerden daha çağdaş, daha insancıldır. Alevi Kürtler, Alevi Türklere değil, Sünni Kürtlere sempati duymaktadırlar. Berlin, Türkiye’deki Alevilerin örgütlenmesine finans katkısı sağlamalıdır.”, 
Alman elitlerinin “Türk” hakkındaki görüşleri ise şöyledir: “Türkler, ırki saflığını kaybetmiş, melezlerdir. Tarihin de inkar edemeyeceği başarılarını, yabancı kültür ve ırklara borçlu bir halktır. Türkler, ancak Araplar ve Farslarla ilişkiye geçtiklerinde, yüksek kültürleri tanımış oldular. Türkler, komşularına birer talancı ve tahripçi, İranlılar ise uygarlık mimarları olarak girdiler. Türkler ancak, yabancı kültür etkisiyle yabanilikten kurtuldular. Türk dili ve kültürü, varlığını Yüksek Arap ve Fars kültürlerine borçludur. Türk sadece taklit edebilir, o da yüzeysel bir biçimde ancak. Azerbaycan halkı, Türkçe konuşan Azeri’lerdir.” 

Bazı emperyalist ülkelerle karşılaştırıldığında, daha temiz bir geçmişe sahip Almanya, birkaç trilyon dolar kıymetindeki bu sicilini, satılığa mı çıkardı? Bir başka ülkeyi, ırk, inanç, mezhep, kültür farklılıkları üzerinden bölme çabalarından fayda sağlansaydı, İngiltere yıkılmazdı. İkilik ve fitne çıkarmada İngiltere’den doğan boşluğa oynatılan Almanya’nın normalleşmesi, ancak işgalden kurtarılmasıyla mümkündür. 

Ve ayrıca Rus-İngiliz-Fransız üçlüsü tarafından dünya siyaset sahnesinden tasfiye edilen Türk-Alman-Japon ittifakı, tekrar, bu paktı arzulayanların adı geçen ülkelerde yeniden elitler sınıfına yükseltilmesiyle ancak mümkündür. 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX