Sokaklar 

Gücünü, halkından ve milli güç kaynaklarından almayanlar, halk desteğinin yüksek olduğu günlerde ülkesi için iyi olanı düşünür, kendinden emin olmadığı zamanlarda destekçilerinin beklediğini yapar. 

Türkiye, Mısır ve Pakistan gibi ülkelerde, kalabalığın nereye gittiği görülemezse, iktidarın uzun süre elde tutulması mümkün değildir. Eğer sokaktaki kalabalık, kendi isteğine bırakılırsa kendi kendini tahrip de edebilir. Diğer taraftan doğru dürüst şeyler istemesini ve kendilerinin gerçekten ihtiyacı olan şeyleri bilmeyenlerin bir yere gittikleri de yoktur aslında. 

İdeal Yönetim anlayışına göre, hükümetin işi, sokakta boş gezen insanlara iş alanı yaratmak değildir. Ama geri kalmış ülke yönetimlerine göre, “sokakta işsiz gezen kişi, tehlike demektir.” 

Bir topluluğa istenileni yaptırmak için zor kullanmak yerine, o topluluğun kendiliğinden isteyeceği şartları oluşturmak gerekir. 
Büyük bir sosyal harekette yer alan herkes, bu büyük mücadelede yerini belirlemeli ve zaferin mutlak olduğuna inan-dırıl-malıdır. 

Batı medeniyetinin en önemli bir özelliği, hedef ülkelerde “ikilik” çıkarmaktır. Bilimsel bilginin kontrolünü tekelinde toplamış Batılı seçkinlerin hâkimiyeti devam etmektedir. 
Batılı anlayışa göre, “kendi çıkarlarını bir ideal uğruna feda eden, olsa olsa bir fanatiktir.” Amacının hizmetinde ve amacını nasıl gerçekleştireceğinin arayışında olan “fanatik”, harekete geçmeye, kullanılmaya hazır unsur olarak görülür. Ama yine de bir şartla! Fanatikler, zamanı geldiğince fanatik olmayanlara yerini bırakmadıkça pek işe yaramazlar. 
Özellikle İslam ülkelerinde, rüşvet alan bir politikacının kariyeri çok fazla lekelenmez, onun cinsi sapıklık içinde olduğu veya dinsizliğini kanıtlamak daha sonuç alıcı bir yöntem olmuştur. 

Uluslararası güç merkezleri, geri kalmış ülkelerin politikalarına bakarken bir doktor gibi bakıyor. Artık bu ülkelerden gelen raporları politik analistlerden çok antropologlar inceliyor. 
Hedef ülkede liderin en büyük korkusu eğer sokaklarsa, onu deviremeyecek kadar zayıf ama psikolojisini ve karar alma sürecini bozacak kadar güçlü sokak hadiseleri sahneye koyuluyor.. 

Zayıf bir oyuncunun taktiği, güçlü oyuncunun birini öteki güçlülere saldırması için kışkırtabilir. 

“Büyük güç” demek, her durumda herkesin ne yapacağını tayin eden güç demek değildir. Büyük güç olmak demek belki de herkesin çoğu durumda neyi yapamayacağını tayin edebilmek demektir.  

Oyun masasında size ihtiyaç duyulmayan bir gün gelebilir.