Çoklu ordu 

Daha önceki bir yazımızda yeni tür orduların en az 22 ayrı alanda uzmanlaşmış askeri personelden oluştuğunu ifade etmiştik. Önemli Batı ülkelerinde bu süreç yaklaşık 15 yıldır yoğunlaşarak devam etmektedir. 

Batı'nın “çoklu ordu” denemesi en çarpıcı şekilde Birinci Körfez Savaşı'nda yapılmıştır. Bugünün önemli orduları, konvansiyonel askerî yapıları geliştirilerek teknolojik ordu haline getirilirken artık kitle, birey, savaş ve kritik anlar psikolojisi, çeşitli sosyolojik disiplinler, ilahiyat, antropoloji, hedef coğrafya folklörü, bilişim bilimleri, savaş efektleri (teknolojik korkutma ve yıldırma), çeşitli terör tipleri, tarihi analizler, ekonomik, finansal, istikbali havuçlar, etnik hassasiyetler, din sosyolojisi ve psikolojisi, çeşitli psikolojik savaş türleri, biyolojik, kimyasal ve nükleer saldırı türleri, bilişim teknolojileri, tıp ve çeşitli hukuk branşlarında uzmanlaştırılmaktadir. 

Diplomasi, istihbarat, kamu ve STK diplomasilerine, medyaya ve üniversitelere ek olarak yukarıdaki bilim dalları ve bilim disiplinlerinden yararlanılarak oluşturulan, daha yoğun eğitim alan, daha az sayıda perrsonelden oluşan çoklu ordu yapısı ile karşı karşıyayız bugün. 

Fransızlar, Almanlar, İngilizler, İsrail, ABD, Rusya, Hollanda, Norveç, İsveç ve Belçika gibi onlarca devlet bu “çoklu ordu” kavramının ilk tatbikatlarını Türkiye ve bölgemizdeki coğrafyada yaptılar. Afrika'da ve diğer coğrafyalarda da en üst düzeyde uyguladılar. Eğitim, tıp ve refah diplomasisi içerikli sosyal ordu kavramı, bugün dünyanın bir çok yerinde yoğun şekilde kullanılmaktadır. 

İlginç olan, bunlar dün bir ordunun bünyesinde çok küçük timler halinde bulunurken bugün binler, on binler ile ifade edilen büyüklüklere ulaşmaktadır. 

Çoklu ordu kavramı aynı zamanda çoklu savunma ve çoklu saldırı konseptini de doğal olarak gündeme getirmektedir. Hollywood çoklu ordu, çoklu saldırı ve savunma konularında bir hayli film yapmıştır. 

Çoklu ordu kavramı çok iyi anlaşılmadan istikbal ve istiklali korumak imkansız hale gelecektir. Tarihin çeşitli evrelerinde birer parçası etkin olarak kullanılan bu teknikler, bugün bütünsel bir panelde yeni bir genelkurmay konsepti ile birlikte değerlendirilmektedir. 

Yeni genelkurmay konsepti de yine ilk olarak Birinci Körfez Savaşı sırasında ABD ve onun önderliğinde kurulan uluslararası koalisyonda denenmiş ve önemli ölçüde de başarılı bir şekilde uygulanmıştır. 

Birinci Körfez Savaşı'nda teknik boyut genelkurmay başkanı ve komutanlarda kalırken çoklu ordu uygulaması kapsamındaki tüm gelişmeleri, ABD başkanı, dışişleri bakanı, savunma bakanı, istihbarat kompleksleri koordinatörü, CIA, maliye bakanı, ulusal güvenlik danışmanı gibi bir çok çoklu orduyu oluşturan birim, koordinasyon içinde çalışmıştır. ABD Başkanı'nın çoğu zaman “tatil”de olduğu bu süreçte çoklu ordu yönetim teknikleri, çok ustaca kamufle edilmiştir. 

Yanıbaşımızda süren Suriye ve Irak iç savaşı, işgali ve mezhep bazlı ayrıştırma kapsamında çoklu ordu kavramı, bölgesel ve küresel olguları ve yeni tür savaşları anlamamız için gereken tüm verileri görmemizi sağlamaktadır. Bu bağlamda Grup Yorum ile siyasal bölücü etnik unsurlar arasındaki tartışmalar da dikkatle izlendiğinde müzik ve folklörün önemi daha da anlaşılacaktır. 

Çoklu ordu ile yapılan savaşlarda hedef ülkenin imkan ve avantaj çeşitliliği öncelikle hedef alınır ve hedef ülke, baklava dilimi gibi kompartımanlara ayrılır. Böylelikle önce algısal bütünlük ve ortak kader ve ortak gelecek düşünceleri yok edilir. Sonrası kolaydır. 

“Farklılıklarımız zenginliğimizdir” derken birden “farklılıklar düşmanlık sebebimizdir”e geçiş yaptırılabiliriz ve bu geçişi algılamamamız engellenebilir. 

“Çoklu ordu” öncelikle aklın çoklu algılamasını ve kolektif bilincimizi hedef alır. Bu bağlamda gündemde olan tüm konulara çoklu orduların çoklu saldırıları bağlamında bakmak zorundayız. Çünkü artık daimi sinsi savaşlar süreci başlatılmıştır ve hedef ülkelerden en önemlisi de Türkiye'dir.