Galatasaray toparlanamaz

İki buçuk yılda değişen teknik direktör sayısı altı… Görülmemiş bir rakam… Daha önceleri çalıştırıp takıma Avrupa’dan kupalar kazandıran, başarıdan başarıya koşturan teknik direktörler varken Karabükspor’un teknik direktörünü getirenler Denizli’yi kısa zamanda kaçırtanlar, Terim’i istemiyoruz diyenler, Selçuk ve Sneijder’a sarı kart gördünüz sizlere 1 milyon 750 bin lira ceza keseceğiz diyenler bu kulübü toparlayamazlar, başarıdan başarıya koşturamazlar. Futbolcular eski yıllardaki gibi fakir değiller, kasaları milyon eurolarla dolu… Birkaç yılda zengin olabilenlere yöneticiler daha farklı yaklaşım içinde olmalılar. 15 yıl önce yaşamlarını zor düzenleyebilenler artık yok, bir iki yılda yönetimdekilerden daha zengin oluyorlar. Galatasaray yönetimindeki başkan ve yöneticiler henüz bunun farkında değiller. İçlerinde daha önceki yıllarda tecrübe kazanmış olanlar yok denecek kadar az… Ne yapacağını bilmeyenlerde başarılı olma şansına sahip olabilirler, sportif ekipleri yönetecek olanların başına tecrübeli ve yetenekli olanları getirebilirlerse başarılı olma şansları artabilir. Bu güne kadar tam tersini yapıyorlar, Denizli’yi yollayanlar Terim’e istemiyoruz diyorlarsa, Galatasaray gibi Süper Kupa’yı kazanmış bir kulübün futbol takımının başına Karabükspor’un teknik direktörünü getiriyorlarsa Galatasaray toparlanamaz. İşte sonuç açıklandı ama farkında değiller. Nisan ve mayıs aylarında yazdığım yazılarda teknik direktörleri sık sık değiştirmek intihar etmektir diye kaç defa yazmışım, sekiz puanla lider olduğumuz dönemde bile, nedenlerini anlatmışım ve böyle giderse ligi dördüncü sırada bitiririz demişim. Bana kızmışlar, bildikleri yolda yürümüşler. Yapılacak şey bana ve benim gibilerine kızmak değil onların tecrübelerinden yaralanmak olmalıydı. Ülkemizde Avrupa kulüplerindeki teknik direktörler gibi takımın yönetebilen üç teknik direktör var; Şenol, Mustafa ve Fatih… Şenol milli takımı Dünya Kupası’nda üçüncü yaptı. Denizli Galatasaray’ı Şampiyonlar Ligi’nde final gurubuna çıkardı. Fatih de takımına UEFA’yı kazandırdı. Bizim kulübü yönetenler ise hala Tudor’la şampiyon olacaklarını söylüyorlar. Bu nedenle Galatasaray toparlanamaz.

FATİH TERİM GELİR Mİ?

Ben bu konuda Terim’in TV’de bir beyanatını dinlemiştim, ben artık Galatasaray’a başkan olmak için gelirim demişti. O sözünde duran bir kişiliğe sahip ama konu Galatasaray olunca fikrini değiştirebilir mi bilmiyorum. Galatasaray’dan başka hiçbir takımda teknik direktörlük yapmamıştır, sevdalıdır Sarı  -Kırmızı renge belki evet der gelir takımın başına, o zamanda ortaya bir sorun daha çıkabilir, bugünkü yönetici ve başkanımızla anlaşabilecek mi? Onlarla beraber yürüyebilecek mi? İsteyeceği yeni transferler olursa yönetime kabul ettirebilir mi? Terim’in kendine has çalışma sistemi var. Farklı ve yararlı olduğunu bildiğimiz bu sistemleri uygulamada sorun çıkabilir mi? Bilmiyorum. Benim bildiğim Terim gelirse sistemini kurar çalışmaya başlar. Başkanımız da yöneticilerimizi ondan uzak tutar. Transfer konularının da anlaşma yapılırken konuşulmasında büyük yarar var. Florya’ya egemen olur, orası onun yönetimine girer. Kardeşmiş, yöneticiymiş, falanmış, filanmış dinlemez. Anayasasının bir tek maddesi vardır oda disiplindir. Terim Florya’ya gelirse Galatasaray futbol şubesi büyük güç kazanır. Bu günlerde çekilen sıkıntılardan camiamızda kurtulur. Mutlu günlere kavuşulur.  

FUTBOLCULARIN HATALI DAVRANIŞLARI

On sekiz çizgisinin içerisinde top elime değmesin diye her iki elini de arkasına götüren futbolcu o anda fiziksel olarak büyük kayıplara uğradığının farkında değil, manevra kabiliyeti azalır, dengesi yok olur, kalçasının üzerinde bütün adaleler kontrol altından çıkarlar. Denemesi kolay elinizi arkanızda birleştirin bir çizginin üzerinde yürümeye başlayın bakın neler oluyor. Eliniz yok olunca ayaklarınızı da istediğiniz gibi kullanamazsınız, sağa sola dönüşünüz çok yavaşlar, hızlı dönerseniz de yere düşersiniz. Sağa ve sola eğilmenizde çok yavaşlar. Hiç bir hareketinizi zaten hızlı yapamaz olursunuz. Yanınızdan geçen insanın futbolda önüne geçmek isterseniz eliniz bağlıysa geçemezsiniz, ne sağa eğilebilirsiniz ne de sola. Teknik direktörler bu konuyu futbolcularına söylemeliler, son zamanda artmaya başladı bu hatalı davranış, hele on sekiz çizgisi içinde hareket sorunu azaldığı için rakibe gol şansı vermiş olunuyor. Benden söylemesi...