Futbolu bitiriyoruz

Çok uzun yıllar içinde geriye dönüp bakarsak belki bugünlerde neler yapmamız gerektiğine daha sağlıklı bakabiliriz. Güreş sporunda devamlı şampiyonluklar kazanıyorduk, dünya ve olimpiyat için gidildiğinde bol şampiyonluklarla dönülüyordu. Güreş federasyonu yok yere Celal Atik, Yaşar Doğu’yu güreşten men ettiler. Bir güreş organizasyonundan harçlık aldılar diye… Boksta hamle yapmaya başladık, tam kalkınacağız medya devamlı maçlarını nakavtla kazanan, sol yumruğu ile öküz deviren boksöre taktılar, ona bir mağlubiyet kazandırmak için her gün başlık attılar. Etki altında kalanlarında yardımıyla yok yere mağlup getirdiler ve boks sporu bitti. Bir ara yüzmede hamla yapacak gibiydik üç yıl içinde oda yok olup gitti. Atletizm de son yıllarda ilk defa Avrupa’da birkaç şampiyonluk kazandık diye sevinirken, onları da dopingten dolayı yok ediverdik. Halterde dünya ve olimpiyat şampiyonlukları kazanıyorduk, arkadan gelenler olmadı. Bulgaristan’dan gelenlerde yok olup gittiler. Basketbola gelince on yıl önce oda ayağa kalktı, bizleri mutlu eden yıllarımız oldu ama üç yıl sonra orada da geriledik. Spor kulüplerinin kadroları yabacılarla doluverdi. Futbolda 20 yıl önce Avrupa’nın tozunu atmaya başladık. Galatasaray UEFA Kupası’nı ve Süper Kupa’yı ülkesine getirdi. Yer yerinden oynadı Beşiktaşlılar ve Fenerbahçeliler de kutlamalara katıldılar. Arkası daha öncekiler gibi bitivermedi. Milli takımımız Avrupa üçüncüsü ve dünya üçüncüsü oluverdi. Galatasaray’da başarılar devam etti. Şampiyon kulüplerde final gurubuna çıkıverdi ve Avrupa üçüncüsü oldu. Ülkemiz on yıl kadar futbolcularımızın başarıları sayesinde çok mutlu günler yaşadılar.  Yıllar geçti yukarı çıkılacağına gerilemeye başladık. Basketbol, futbol, atletizm, güreş, boks, voleybol seviye kaybederek bu günlere gelindi. Son olimpiyatlara giden sporcularımızın % 62’si son ayda yapılan devşirmelerdi. Rezil olduğumuz bir sonuçla dönüp geldik. Burada yapılacak tek şey hataları tespit etmek, doğru yola girmek ve oradan yukarlara yeniden çıkmaya çabalamak. Öncelikle kendi aramızdaki kavgalara son vermek. Spor seven bir Cumhurbaşkanımızı kendi arzularına göre yönlendirmemeliler. Yapacağı yardımı fazlasıyla yaptı. Beklenmedik statlar yarattı. Şehirlerin bir çoğunda, yardıma gidenlere yardım esirgemedi. Ama futbolumuz gerilemeye devam ediyor. Nedenini iyi araştırırsak İnsanlarımızın başarılı olanlara karşı habis duygular beslediklerini görürüz. Futbolda Galatasaray’ı şaha kaldırıp Şampiyonlar Ligi’nde final gurubuna çıkaran Mustafa Denizli’dir. Galatasaray’a UEFA Kupası ve Süper Kupa kazandıran da Fatih Terim’dir. Son 20 yılın kupalarını Galatasaray’a kazandıranlarda bu teknik direktörlerimizdir. Terim milli takıma da Avrupa üçüncülüğü kazandırmıştır. Kazandılar da ne oldu. Şenol Güneş’e hak ettiği para verilmedi ve milli takımdan uzaklaştırıldı. Denizli’ye ne oldu, basından gelen tepkilerden bıktı. Aramızdaki İrlandalılar diyerek milli takımdan koptu. Şimdi de Terim’e saldırılar var. Türkiye tarihinde hem Galatasaray’da hem de milli takımda onca başarılarına rağmen hem basın mensupları hem de halk tarafından tepki verilmekte. Nedeni bence Galatasaray’a kazandırdığı kupalardan dolayı diğer takım taraftarlarının kızgınlık giderişleridir. Ama esas neden bu tarz yaklaşımlar değildir. Futbolumuzu bitiren esas neden kulüplerimizin tüccarların eline geçmiş olmasıdır. Hangi kulübe bakarsanız bakınız bir tüccarı otururken görüyorsunuz. İkinci ligde de aynı sorun olduğundan dolayı futbolumuz bitirilmektedir. Süleyman Seba, Faruk Ilgaz, Ali Uras’ların yarattıkları yöntem olan aşk sevgi ve gururla yoğurdukları nesiller artık yoklar...

MİLLİ TAKIM HOCASIZ

Devamlı Terim giderse yerine birini bulmadan göndermeyin diye kaç defa yazdım. Güm diye Terim giderse yerini kim dolduracak. Bu hatayı yapan TFF’de derhal istifa etmeli... Defalarca yazdım bir teknik direktör bulmadan Terim’e dokunmayın diye…. TFF maalesef politik baskı altında kalmış durumda. Karar veremez durumda, sadece bir yerlerde alınan kararları resmiyete dökmekle görevliler. Beşiktaş’a gidip Şenol hocayı istediler. Böyle kritik günlerde hangi kulüp teknik direktörünü verir ki. Sırada Abdullah olabilir, milli takım futbolcularının otoritesi altında olmaları mümkün değil. Daha önce denendi olmadı. Denizli çoktan milli takıma gitmeme kararı aldı, gidilirse ne olur bilmiyorum ama dört beş kişiye gittikten sonra giderseniz kabul edeceğini sanmıyorum. Yurt dışından gelen teknik direktörlerin turistik yaklaşımlarından artık bıkıldı. Şimdi sıra geldi dört maçı yönet sonrası kolay diyen bir futbol federasyonumuzun değişimine… Ama politik değil sportif bir kadro oluşturulmalı. Alınacak sonuç hüsran olacak. Yabancı kulüplere bir bakın İspanya, Almanya, İngiltere, Fransa’da teknik direktörler kaç yıldır değişmeden görev yapıyorlar. Bizde kulüplerde, milli takımlarda sık sık teknik direktör değiştirmekten futbolumuzu yok ediyorlar. Hangi spor dalına bakarsanız bakın devamlılık diye kavramı çoktan terk etmişiz. Terim’i apar topar göndermenin keyfini yaşayanların hepsini o federasyondan uzaklaştırılmalıdır…