Yayın Tarihi:
02 Şubat 2023 Perşembe 08:01:00
DOĞU'NUN BİTMEYEN MÜCADELESİ
Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, Tarih boyunca Avrupa niyeti bozar Anadolu'yu karıştırır; Asya'da Moğollar niyeti bozar Anadolu'yu karıştırır; Kuzey'de Rusya niyeti bozar Anadolu'yu hedef beller; Güney'de Fars'lar niyeti bozar Anadolu'yu karıştırır. Hatta, güçlü dönemlerimizde batıda Avrupa'ya yönelmişiz, arkadan Safeviler saldırmış; Doğuda Safevilere yönelmişiz, Balkanlar karışmış. Yaşadığımız coğrafya gereği kim palazlansa, "İlk hedefiniz Anadolu'dur" demiş. Lakin, literatüre göre 1000 yıldır (Alternatif tarihe göre binlerce yıldır) bu topraklara adeta zamk gibi yapışmışız ve ne Batı'nın ne Doğu'nun ne Kuzey'in ne de Güney'in gücü yetmemiş ve hevesleri kursağında kalmıştır. Tarihçilerimiz daha iyi bilir, ama geçmişinde bizim kadar bu coğrafyada kesintisiz hüküm sürmüş başka millet olduğunu sanmıyorum.
Gelelim bugüne, Anadolu yine palazlanmaya başladı. Dünya sahnesinde söz sahibi oldu, hatta Rusya Ukrayna savaşında herkes bir tarafı tutup gaza getirirken, taraflar güvenilirliğine inanarak, Türkiye üzerinden iletişime geçebildi. Kısacası Anadolu tarih boyunca kendisine biçilen role geri dönmeye başladı.
Peki, sonra ne oldu? Önce ülkedeki kriptolar kullanılarak Rus uçağı düşürüldü. Yetmedi, aynı klik aracılığıyla, ülkedeki Rus Büyükelçisi vuruldu. Tarihi tekerrür ettirerek gücün doğu toplumlarına kaymasını istemeyen Batı, doğunun iki büyük devletini birbirine düşürebilmek için büyük kozlar oynadı. Süreçte, Rusya'nın yapıcı tutumu ve Rusya'nın gaza gelmeyerek itidalli hareket etmesi, planları suya düşürdü. Baktılar, Türkiye ile Rusya'yı tuzağa çekemediler, bu sefer Ukrayna kartını oynadılar ve ne yazık ki, Ukrayna'nın aktör Cumhurbaşkanı'nın da katkılarıyla, hedefteki ülkelerden birini savaş bataklığına sürüklediler.
Peki, küresel hegemonya için yetti mi? Tabii ki yetmedi, daha, elimine edilmesi gereken güçlü bir Türkiye ve çekinilen güçlerden biri konumunda İran, hala sağlam duruyordu. Türkiye'yi, başlarda terör eylemleri ve darbe denemeleri ile yokladılar, Türkiye bu durumları da aştı. Döndüler İran'a, orada da terör eylemleri ve son olarak bir halk ayaklanması denemesi yapıldı. İran'ın, halkı üzerindeki baskıcı rejiminin kaşımaya müsait olmasından ötürü, İran Türkiye kadar sağlam duramadı ve zedelendi. Bugünlerde, iki ülke çevresinde farklı dümenler dönüyor.
Öncelikle, Azerbaycan meselesine değinelim. Türkiye'nin geçtiğimiz yüzyılda kendisini toparlayabilmesi için geçen süreçte, kardeş ülke Azerbaycan, İran ve Rusya arasında gitgeller yaşamak zorunda kaldı. Türkiye'nin de yükselmesini fırsat bilerek kendisinden koparılan toprakları alırken, Rusya başındaki dertlerden ve biraz da Ermenistan'ın batı yanlısı politikasından ötürü, bir nebze de olsa Azerbaycan'ın yanında durdu. Bu süreçte İran, Azerbaycan'ın güçlenmesini kendine tehdit sayarak müdahaleyi kınadı. Ardından ülkenin kuzeyinde yaşayan yoğun Türk nüfusunun da ufaktan sesi çıkmaya başladı. Bir de Şuşa Beyannamesi ile Türkiye ve Azerbaycan, iki ülkeden birine saldırı olursa birlikte savaşa girme beyanı verince, İran'ın iyice etekleri tutuştu. Öteki taraftan Saddam sonrasında kendi güdümünde hareket eden Irak'ın, artık o güdümden çıkarak Arap Birliğine yönelmesi, İran'a gelen son darbe oldu.
Bu durumda Batı, karşısına çıkan bu fırsatı değerlendirmeyecek miydi? İsterseniz, son günlerde olan olaylara bir göz atalım;
- Azerbaycan'ın İran Büyükelçiliğine saldırı...
- İran'ın stratejik noktalarına mini dronlarla yapılan sabotajlar...
- Türkiye'nin Kuzey Irak'ta bulunan askeri üssüne saldırı...
Kaşınacak yaraların bulunduğu coğrafyada, pek manidar saldırılar. İnsanın aklına, yukarıda saydığımız Rusya ile aramızda yaşanan olayları getiriyor. İşin kötü tarafı, Rusya yönetimi itidalli davranabilecek bir durumdaydı, lakin İran şu süreçlerde yaşadıkları yüzünden, adeta köşeye sıkışmış yaralı gibi hareket etme potansiyeli olan bir ülke. Diplomasi anlayışı, Rusya ve Türkiye gibi değil. Umarım, bu tip tahriklere gelmeyecek kadar itidalli düşünürler.
Tüm bunlardan bağımsız olarak (yada değil); Amerika, Hollanda, Almanya ve İngiltere'den ardarda, Türkiye'de bulunan veya Türkiye'ye gidecek vatandaşlarına terör eylemlerine karşı dikkatli olun uyarıları yapıldı. Birileri, tarihi tekerrür ettirmek için uğraşıyor. Fakat, dönüp tarihe baktığımızda, bu topraklarda bizim başarılarımız, onlarınkine oranla daha fazla.
Ayrıca, bu toprakları kaşıyanlarda, farkında olmasalar da kendi içlerinde çatırtılar baş göstermeye başlıyor. Unutmamak gerekir, doğu coğrafyası bin yıllardır nizami savaşla, son yüzyıldır ise gayri nizami savaşla mücadele ediyor. Batı, Yeni Dünya Düzeni'ni kurgulayan ağababalarının kendilerine yaklaştırdığı kaosa karşı, çok hazırlıksız...!