Yayın Tarihi:
01 Ağustos 2020 Cumartesi 08:00:00
Türkiye'nin kazanması gereken bir düzenli gelir kapısı var...
Öncelikle tüm okurlarımın bayramını kutlarım. Bu bayram vesilesiyle Türkiye’mizin kazanması gerekenden çok daha az para kazandığı bir meseleyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
*
Günümüzde Boğaz’larımızdan "Fenerler ve Tahlisiye" ücretinden dolayı sadece 150-200 milyon dolar arası bir gelir elde ediyoruz.
*
Eğer "Altın Frank" hakkımızı kullanırsak bu gelir seviyemizin 2-3 milyar dolar düzeylerine kadar çıkabileceği iktisatçılar tarafından tahmin ediliyor.
*
Türkiye kesinlikle ve kesinlikle bu hakkını kullanmalıdır. Mevcut ekonomik ortamda ülkemiz için mecburiyet olarak telakki ediyorum bu durumu.
*
Peki Türkiye bu hakkı kullanmak için ne yapmalıdır ?
*
Bu meselenin uzmanı Cihat Yaycı’nın söyledikleri bu bağlamda çok aydınlatıcıdır.
*
1936 Montrö Sözleşmesi'nde bu bir hükümdür, uluslararası bir sözleşmenin hükmüdür. Bizim buradan alacağımız Fenerler ve Tahlisiye ücretleri Altın Frank'a göre hesaplanmıştır.
*
Altın Frank da o dönemde 0.29 Gram Altın'a denk gelen bir para birimidir yani altına endekslidir.
*
Fakat daha sonra maalesef 1970'lerde Doların Altın’a endeksinden kaldırılmasından sonra gelişen süreçte Türkiye bu ücretlendirme için 1983’te 1 Dolar=1 Altın Frank'a eşitlemiştir.
*
Halbuki şu an 0.29 Gram karşılığı mevcut altın fiyatlarına bakarsak 1 doların 20-22 kat daha fazladır
*
0.29 Gram altın şu an 20-22 dolara denk gelmektedir.
*
Fakat biz Türkiye olarak inanılmaz biçimde 1 dolar alıyoruz.
*
Şimdi bu almamız gereken altın karşılığı ücret bizim anamızın ak sütü gibi helaldir.
*
Bu olayın bir an önce uygulamaya koyulmasının ülke ekonomisi açısından da çok gerekli olduğuna şüphe yoktur.
*
Bu hüküm hiçbir masraf yapmadan Türkiye için bir gelir kapısıdır.
*
Bu hükümden 1.5-2 Milyar Dolarlık asgari bir gelir sağlama söz konusudur.
*
Yani Türkiye'nin boru hattı başına yıllık azami 50-100 Milyon dolar arası bir gelir elde ettiğini düşünecek olursak 1.5-2 Milyar Doların ne kadar büyük bir gelir olduğunu görürüz.
*
Esasen bu miktar devletin senelik ihracattan aldığı vergiden çok daha yüksektir.
*
Hele ki günümüzdeki kriz döneminde bu meşru gelir hakkımız büyük bir öneme sahiptir.
*
Cihat Yaycı’nın ısrarla ifade ettiği gibi millet ve devlet olarak bu hakkımızı kullanmamız kesinlikle zorunludur.