0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Yeni FETÖ kumpasları

Darbe girişiminin başarısız olduğu anlaşılır anlaşılmaz FETÖ örgütü yeni taktiğini piyasaya sürdü. Da rbeyi kınamak ve bunu sanki Erdoğan’ın muhalefeti ezmek için düzenlediği bir oyun gibi göstermek. Batı medyasında aynı merkezden güdümlü istihbarat unsurları da aynı iddiaları tekrarladılar, Türkiye’deki uzantıları da özetle aynı şeyleri söylediler. Ancak FETÖ taktiğinin bundan ibaret olduğunu sanmak yanıltıcıdır. Teröristlerin gelecek için neler planladıklarına daha yakından bakılmalıdır. Bunun için de önce FETÖ’nün CIA’dan öğrendiği yöntemleri bilmeliyiz. 

Şaşırtma taktiği 

Her şeyden önce şunu anlamalıyız. FETÖ asla kendi amaçlarını açıkça ifade etmez, onun yerine kuruluşundan bu yana izlediği gibi bir günah keçisi yaratma yöntemine başvurur. Çeşitli oyunlarla ve algı operasyonlarıyla bir “düzmece düşman” oluşturur. Herkesi ona karşı mücadeleye çağırır ve kendisini bu mücadele içinde vazgeçilmez kılmaya çalışır. 
FETÖ’nün bütün bir toplumu etkilemek gibi bir amacı yoktur. Toplumu sürekli bir çapraz ateş altında tutar. Kutuplaşma yaratır, bir kesimi diğerine düşman ilan etmek ister. İnsanların üzerinde buluşacakları tüm ortak noktaları ortadan kaldırır. Bu sayede çeşitli manevralarla çeşitli kesimlerden güç devşirir. 

Sahte şeytan yaratan şeytan 

FETÖ, ideolojisi gereği demokrasi karşıtı ve seçkinci olduğundan onun için kitle yerine kadro oluşturmak ve bu kadroları belli yerlere yerleştirmek asıl önemli faaliyettir. Bu bakımdan, toplumda belli fikirleri yaygınlaştırmak yerine, kadrolarını oluşturmak ve yerlerini korumak onun için daha önemlidir. 
FETÖ,  2002 yılından 2012’ye kadar 10 yıl boyunca bir Kemalist darbe tehlikesi senaryosunu bir gergef gibi işledi. Terör örgütü, Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra, 1990’dan itibaren tasfiye edilmiş bulunan derin devlet ve eski Gladio yapılanmasının hâlâ var olduğunu iddia etti. Böylece hem kendisinin devlet içindeki varlığını gizledi, hem de siyasi liderlerde bir paranoya yarattı. Bazı yöneticilere 20-30 kez suikast düzenlendiğini ve bunların hepsinin kendi adamlarının basireti ve cesaretiyle atlatıldığı masalına insanları inandırdı. Herhangi bir iddianame veya en ufak bir soruşturma olmadığına göre bunlar demek ki FETÖ’cü koruma polislerinin kendi projeleriydi. 

Toplumu böldüler 

FETÖ, geçen 15 yıllık dönemin tümünde laik-dindar, Türk-Kürt, Alevi-Sünni çatışması yaratmak için elinden geleni yaptı. Bu amaçla hem siyaset içindeki adamlarını, hem devlete sızmış olan güvenlik görevlileri ve yargıçları, hem de medyadaki gazeteci ve aydınları kullandı. Bir kesimin söylediklerini medyada abarttı, diğer kesim adına kendisi söz aldı ve kargaşa çıkardı. Ne zaman iktidar ve muhalefet birlikte hareket edecek olsa mutlaka bir skandal yarattı. Ya adamlarına “kadınlar kahkaha atmasın” dedirtti, ya da Atatürk veya Osmanlı gibi değerlere karşı kışkırtıcı yayınlar yaptı. Gezi olayları sırasında örnekleri görüldüğü gibi bazen eylemci olup polisle çatıştı, bazen de polis olup eylemcilerin çadırlarını yaktı. 
FETÖ’nün Türk toplumunda yarattığı en büyük hasar Ergenekon, Balyoz ve benzeri onlarca davayla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hedef alınmasıdır. Bu düzmece davalar toplumda birbirleriyle uzlaşması iyice zor hale gelen iki kamp oluşturdu. Aydın kesim tamamıyla birbirine düşman iki gruba ayrılarak karşılıklı hakaret ve iftiralarla her iki grup da toplumda şeytan gibi gösterildi. Türk aydını bu duruma düşürülürken gerçek şeytanlar devlet yöneticilerine ve başta Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a karşı yoğun bir nefret kampanyası körüklediler. 

Sızmacı teröristler 

Böyle bir aşırı düşmanlık ortamının kime ne yararı dokunduğu düşünülürken, diplomalı ya da teknik kapasite sahibi insanlar ya haksız suçlamalarla içeri atılır ya da itibar suikastlarına uğrarken FETÖ’nün tek uğraşı kendisinin görünüşte renksiz ve kokusuz olan elemanlarını sağa sola sızdırmak oldu. Bir yerde, birbirleriyle birlikte çalışmaları olanaksız hale gelmiş olan insanlar bu tarafsız imaj veren kadrolara dört elle sarıldılar. 
Şu anda FETÖ’nün asıl amacının tasfiye sürecini durdurmak ve elde etmiş olduğu mevzileri korumak olduğu açıktır. Şimdi ülke ve dünya için yeni bir tehlike icat etmişlerdir: “Darbeden kurtulmuş Erdoğan”. Onlara göre demokrasi için asıl tehlike yüzlerce insanı öldüren, meclisi bombalayan, halkı tanklarla ezen sapkın zombilerin örgütünden değil de, darbecileri tutuklayan ve tasfiye eden devletten gelmektedir. FETÖ’cü ajanlar şimdi çoğu pişman olmuş ve gerçeği anlamış eski liberaller yerine bazı aşırı sol gruplar ve PKK ile ittifak halinde Amerikanvari bir “demokrasi mücadelesi tiyatrosu”na hazırlanıyorlar. 

Birlik-beraberlik esastır 

Halkımızın FETÖ’ye karşı mücadelesinde dikkat etmesi gereken en önemli nokta birlik ve beraberliğin sağlanması ve derinleştirilmesidir. Darbe girişimine karşı parti ve köken ayrımı yapmaksızın birlikte mücadele eden insanlarımız darbecilerin tasfiyesi sürecini de birlikte götüreceklerdir. Bu çerçevede birçoğu FETÖ kumpaslarıyla suni olarak yaratılmış bulunan eski düşmanlıkları bir yana bırakmalı, tek millet, tek devlet, tek ülke ve tek bayrak ilkeleri çerçevesinde beyaz bir sayfa açmalıyız. Ben gelecekten çok umutluyum. 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX