0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Müslümanlar'ın en büyük hatası 

Üniversite kürsülerinde profesörler, düşünce kuruluşlarında aydınlar, gazetelerde köşe yazarları haykırıyorlar: Müslümanlar terörle aralarına mesafe koymalı. Sanki Müslümanlar doğal olarak teröre ve şiddete yakınmışlar da, bu konuda özel bir temizlikten geçmeleri gerekiyormuş gibi. 

Kimileri daha da ileri gidiyor, terör eylemlerinin sorumluluğunu tamamıyla Müslüman toplumlara yıkmaya çalışan hatta İslam dinini hedef alanlar da var. 

Bir ara ılımlı İslam, köktendinci İslam ayrımı yapmak isteyenler revaçtaydı. Böylece kendilerine uygun, rahatça kullanabilecekleri, yoğurup şekil verecekleri bir İslam toplumu kurmak amacındaydılar. Sonra bunu “radikalleşme” diye İngiliz icadı bir kavramla değiştirdiler. Maalesef İslam’a yönelik bu tür saldırılara alet olan Müslümanlar, üstelik muhafazakâr demokratlar da var. 

Müslümanları teröre azmettirenler 

Ben bu konu üzerinde uzun tartışmalara girmekten, ilahiyata, sosyolojiye, entel gevezeliğe başvurmaktan yana değilim.  Ama mademki terörle İslam’ı ilişkilendiriyorlar, bir an için dediklerinin doğru olduğunu farz edelim ve algılara değil olgulara bakalım. Yakın tarihte Müslümanlar'ın küresel terörle ilişkisi nasıl başlamıştır onu hatırlayalım. Bunun için de tarihçi olmak gerekmiyor.  
Tarihin en sansasyonel eylemlerini yapmış olan El Kaide terör örgütü 1979’da Afganistan’da ABD tarafından kurulmuştur. 
90’lı Yıllarda ve daha sonra Rusya’da en büyük eylemleri yapmış olan Çeçenya bağlantılı grupları ABD desteklemiş ve silahlandırmıştır. 
DAEŞ örgütünün finansmanı, silahlanması ve savaşçı akımı büyük çoğunlukla Batı ve ABD kökenlidir. 
ABD, terörden en çok şikâyet ettiği son yıllarda bile terör örgütlerini başka terör örgütlerine, hatta meşru hükümetlere karşı kullanma bahanesiyle istihdam etmiştir. Suriye’de sözde DAEŞ’e gerçekte masum Suriye halkına karşı kullandığı PYD gibi. Veya Libya’da Kaddafi yönetimini yıkmak için kullandığı El Kaide bağlantılı gruplar gibi.   
Denilebilir ki bir de Hizbullah gibi İran bağlantılı terör grupları var. Eh, ABD bugün İran’la da anlaştığına göre yakında onlara da silah sevkiyatına girişir, zaten aralarındaki gizli ilişkiler açığa çıkmaya başladı bile. 

Yılana sarılmak 

Bugün içinde yaşadığımız sorunlar soğuk savaş sırasında düştüğümüz tuzakların bir devamıdır aslında. Müslümanlar Afganistan’da denize düşünce ABD yılanına sarılmış ve dünyanın birçok köşesinde bu hatayı tekrarlamışlardır. 

CIA Güdümlüler 

Türkiye’de de mekanizma aynı olmuştur, 50’li 60’lı yıllarda Türkiye’de onlarca İslami dernek, dergi, gazete, grup, yayınevi CIA tarafından finanse edilmiş ve buralarda bazı Müslüman liderler bilerek ya da bilmeyerek ABD’nin güdümüne girmişlerdir. Komünizmle Mücadele Derneği, İlim Yayma Derneği, Yeniden Milli Mücadele Dergisi, Mücadele Birliği gibi gruplara girenler o dönem Türkiye için büyük bir tehlike gördükleri Rus etkisine ve komünist ideolojiye karşı mücadele ettiklerini sanıyorlardı. Ama aslında CIA’nın Türkiye’deki projelerine yardımcı oluyorlardı, kimi zaman da dergilerinde açıkça kontrgerillanın, gladionun avukatlığını yapıyorlardı. 

Âlim bunu der mi? 

Başlangıcı işte bu gruplara kadar uzanan FETÖ terör örgütü bugün artık deşifre olmuştur. Komünizmle Mücadele Derneği yöneticilerinden Gülen, ABD yanlılığında tek örnek değildir. Bazı Müslüman liderler, 20’inci yüzyılın başından beri Batı’ya bir “hizmet teklifi” yapagelmişlerdir. Bu din bilginleri  “materyalist, Marksist ideolojiye karşı Batı’nın inançlı Hıristiyanlarıyla birlikte mücadele vermekten” söz etmişlerdir.  Bunlar nasıl âlimlerse, değerlere ve inançlara karşı en yıkıcı, en yok edici saldırının kapitalist Batı’nın ta kendisinden geldiğini anlamamışlardır. İşte aradan 100 yıl geçti, hatanın sonuçları ortadadır, bu fikirlerinin İslam’a verdiği zarar da açıktır. 
Tabii soğuk savaş yıllarında Rusya’nın da Türkiye üzerinde bir hegemonya mücadelesi verdiği doğrudur ve bu nedenle iyi niyetle ve vatansever duygularla bu gruplara katılmış olanlar çoğunluktadır. Nitekim bunların bir kısmı bugün milli ve yerli bir duruş içindedirler. Belli bir kesim ise FETÖ’cü olmuştur, ortada bir pozisyon alanlar da vardır, çok az sayıda kendini liberal ilan eden de. Bu sonunculardan biri, Doğan Medya’daki köşesinden ikide bir İslam ve terör ilişkisi üzerine nutuklar çeker ve hiç okumadığı belli olan Karl Popper’den hep aynı alıntıları yapar. Hâlbuki zamanında Hergün gazetesindeki köşesinde solcu öğrencileri eli silahlı militanlara hedef göstermekten çekinmiyordu. İşte bu örnek bile, terörün aslında hiç de İslam’la değil aslında ABD ile ilişkilendirilmesi gereken bir olgu olduğunu gösterir. 

Şeytana hizmet 

Yakın tarihin herkesçe bilinen gerçeklerine kısa bir bakış Müslümanların asıl hatasını ortaya koymaya yetiyor. İslam ve terör… Aslında hiçbir zaman bir araya gelmemesi gereken bu iki kavramı kim bir araya getirmiş? Bugün “İslami terörden” söz eden ABD’nin ta kendisi! Demek ki Müslümanlar'ın her şeyden önce ABD’den uzak durmaları, ABD ile aralarına mesafe koymaları gerekiyormuş. Ülkelerinin çıkarlarını, inançlarının temizliğini bir yana bırakıp kısa vadeli yararlar uğruna Batı’nın ve özel olarak ABD’nin güdümüne girenler ruhlarını şeytana satmış oldular. Bu artık anlaşılmalı. 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX