Meksika'da sabırtaşı çatladı 

Fidye sektörü 

Bu ülkenin Amerika’ya önemli iki ihraç ürünü var. Birincisi ABD’de yerli işçilerden dört kat ucuza çalışan kaçak Meksikalılar, ikincisi uyuşturucunun kendisi ve bununla uğraşan kaçakçılar. Ülkenin bu durumu Meksika’yı pratik olarak mafyanın yönetimine sokmuştur. Ülkedeki eyaletlerden büyük kısmı çetelerin kontrolü altındadır. Resmi rakamlara göre sadece bu çetelerin kendi aralarındaki savaşlarda ölenlerin sayısı 170 bindir. 30 Bin kişi kayıptır ve bunların cenazelerinin nerede olduğu bilinmemektedir. Ülkedeki sivil toplum kuruluşlarına göre bu resmi rakamlar gerçeğin kat kat altındadır. Kırsal bölgelerde ne ölüler ne de kayıplar devlete bildirilmektedir. 

Meksika’da bin bir türlü suç biçimi ortaya çıkmışken Guerrero eyaletinde son yıllarda yeni bir eğilim belirmiştir. Geçimlerini afyon ve esrar tarımı yaparak sağlayan köylülerin oturduğu bu eyalette adam kaçırma olayları iyice yaygınlaşmıştır. Los Tequilaros adlı çete bu konuda uzmanlaşmıştır. Çetenin adı lideri olan Jacobo de Almonte El Tequila’nın tekilaya olan merakından gelmektedir. Fakat ayırt edici özelliği sağa sola bırakılmış olan içi insan dolu siyah çöp torbalarıdır. Tequilaros sanıldığı gibi zengin insanları kaçırmamaktadır. Hedefinde daha çok orta halliler, hatta yoksullar vardır. Çete reisi “zenginleri kaçırmak hem zor, hem de bunlar pek fidye ödemiyor. Ben de fakirleri kaçırıp sürümden kazanıyorum” diyor. 

Halk devrede 

17 Kasım günü Totolapan şehrinde 30 kadar kişi silahlı adamlar tarafından kaçırılmıştır. Kaçırılanların yakınları emniyete başvurmuş, polis çetenin rehinelerle birlikte dağda gizlendiğini bildirmiştir. Görevliler aileleri teselli etmiş, yaralı çete liderinin pek fazla dayanamayacağını söylemişlerdir. Aradan bir ay geçip hiçbir haber çıkmayınca hepsi çok öfkeli olan aileler silahlanmış ve kendileri de bir çete kurmuşlardır. Zaten Meksika’da hiç kimse polise güvenmemekte ve bütün polislerin rüşvetçi olduğunu söylemektedirler. 

Kendilerine koydukları adla Totolapan Savunma Grubu bir adım daha ileri gitmiş Los Tequilaros çetesine yardımcı oldukları düşünülen 18 kişiyi kaçırmışlardır. Kaçırılanlar arasında çete lideri El Tequila’nın annesi de vardır. Yaptıkları eylemi kamuoyuna yansıtmak için vatandaşlar videolar hazırlayıp sosyal medyaya koymuşlardır. Bu videolardan birinde kaçırılanlardan birinin karısı olan Bayan Garcia konuşmaktadır. Bir ev kadını olan Bayan Garcia mafya liderine şöyle sesleniyor: “Annen elimde. Bana kocamı ver, ben de sana anneni vereyim. Ama kocamı sağ salim isterim.” 

Sorumlu devlettir 

Bayan Garcia aynı zamanda bölge valisine de sesleniyor: ”Burada olup bitenlerin tek sorumlusu Vali Beydir. Çünkü halk için hiçbir şey yapmamıştır. Biz artık çok yorulduk. Masum insanların ölümünden çok yorulduk.” 

Başka bir videoda sivil insanlar yüzlerine maske takmış, şehrin sokaklarında dolaşıyorlar. Siviller “Bu kadar kan dökülürken sessiz kalamazdık” diyorlar ve şöyle devam ediyorlar: “Şehrimizin ve devletimizin bir mezarlık olmasını istemiyoruz. Dulların, yetimlerin ve çocuklarını kaybetmiş anaların gözyaşları birikip göl oldu.” 

Aymazlık 

Bu tepkilere cevap olarak vali 200 asker ve polis gönderip bir açıklama yapmış ve şöyle demiştir: “Amacımız odur ki ne kaçırılan insanlar ne de çete reisinin annesi zarar görsün.” Bu durumda çete reisi yakalanmadan ve rehineler serbest bırakılmadan her şeyin sakin biçimde biteceği pek sanılmamaktadır. 

Vali eyaletin çok zor bir dönem geçirdiğini kabul ediyor.  Fakat yine de olayları sıradanlaştırmaya çalışıyor. Valiye göre kasım, aralık ayları, zaten hep şiddetin zirve yaptığı aylardır. Ancak bu kez halkın sabrını tamamen taşıracak olaylar cereyan etmiştir. 

Durum vahim 

Plajlarıyla meşhur turistik Acapulco şehri dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri haline gelmiştir. İç bölgelerde ise sürekli toplu mezarlar bulunmaktadır. Zitlala şehrinde toprak altından parçalanmış durumda 32 ceset çıkarılmıştır. Olay yerinin hemen yanındaki bir dondurmacının buzdolabında 9 kesik baş bulunmuştur. Aynı günlerde üç polis yöneticisi otoyol kenarında arabalarının içinde yakılmışlardır. 

Hükümet son dönemde büyük mafya gruplarına Amerikalıların desteğiyle yaptığı saldırıları büyük zaferler olarak gösteriyor. 1 Milyar dolar servete sahip Bücür Guzman’ın yakalanması ve Zeta suç gruplarının parçalanmasını örnek veriyor. Oysa uzmanlar operasyonlar sonucu suç örgütlerinin sağa sola dağılarak iyice yaygınlaştıklarını ve bunun daha kontrol edilemez olduğunu söylemektedirler. Durum vahimdir. 

Sabırtaşı 

Meksika’nın içine düşürüldüğü bu durum liberalizmin devleti zayıflatmasının sonucudur. Devlet kargaşaya karşı zamanında önlem almazsa, halkın yardımıyla çetelerin üstesinden gelemezse sorunlar büyür ve daha da derinleşir. Onursuzca PKK sözcülüğü yapan bazı Amerikan yanlısı şaşkınlar devletimizi güçlendirecek önlemlere “hamaset” diyebilirler. Ancak unutmamak gerekir ki, insan hakları ve demokrasinin en önemli güvencesi de yine güçlü devlettir.