Hitler, Hitler dedikleri-3 

Dün ve önceki günkü yazılarımda Hitler’in iktidara gelişinde Alman sanayici ve işadamlarının, ABD’nin ve küresel finans lobisinin rolünü tartıştım. Bugün belki sadece 2’inci Dünya Savaşı’nın değil insanlık tarihinin en önemli olaylarından biri olan Yahudi soykırımına ve ABD ile İngiltere’nin bu utançtaki rolüne değineceğim. 

Teknolojik soykırım 

Yahudi soykırımı yani İbranice Şoa (felaket) adı verilen olay tarihte bir dönüm noktasıdır, çünkü o güne dek çok sayıda kırım, katliam olmuştur ama ilk kez bir “soykırım endüstrisi” oluşturulmuştur. Bu da liberal serbest piyasa ekonomisi olan kapitalizmin ulaştığı bir aşama ve Batı teknolojisinin bir ürünüdür.  Milyonlarca insanın tek tek fişlenmesi, tutuklanması, savaş şartlarında toplama kamplarına ulaştırılması, gaz odalarında gruplar halinde düzenli bir şekilde öldürülmesi, cenazelerinin yakılması Alman ekolünün disiplin ve organizasyon gücünü göstermiştir. Şoa, kapitalist uygarlığın katıksız bir barbarlığa dönüştüğü andır. 

İmparatorluk ideolojisi 

Burada bitmek tükenmek bilmeyen bir antisemitizm tartışmasına girecek değilim. Hitler’in Yahudi düşmanlığını kullanmasının asıl nedeni onun emperyalist amaçlarıyla ilgilidir. Naziler geniş Rusya bozkırlarına kadar uzanan tüm Doğu Avrupa’yı kendi “hayat alanları” olarak ilan etmişlerdi. O tarihlerde bu bölgedeki tüm ülkelerde irili ufaklı Yahudi azınlıkları ve yer yer Almanlar yaşamaktaydı. Hitler’in amacı Yahudi düşmanlığı etrafında bölgedeki bütün Hıristiyan güçleri birleştirerek ittifaklar kurabilmekti. 

Unutmamak gerekir ki, sadece bir ulus devlet adına hareket edilerek imparatorluk kurmak mümkün değildir. Emperyalist devlet egemenliği altındaki halkları birleştirecek bir unsur bulmak zorundadır. Hitler’in bu bakımdan kullandığı birinci silah antisemitizmdir, Polonya’dan Romanya’ya, Ukrayna’dan Baltık ülkelerine kadar tüm Yahudi düşmanı yönetim, parti ve gruplar savaşta Nazi bayrağı altında toplanmıştır. İkinci silah Germen ırkçılığı olmuştur, Hitler bir Alman milliyetçisi değil ırkçıdır. Buradaki amaç da Germen İskandinav ülkelerini ve diğer Germen grupları birleştirmektir. Naziler kendi ırk üstünlüğü sıralamalarına göre değişik ülkeleri etraflarında toplamayı amaçlıyorlardı. 

1942’de ne oldu? 

Avrupa Yahudilerinin üçte ikisinin ortadan kalktığı İkinci Dünya Savaşı’nda katliamın çok büyük bir kısmı 1942’den sonra yaşanmıştır. Nazilerin 1933’ten beri iktidarda olduğu Almanya’da o tarihe kadarki ölümlerin sayısı kayda değmeyecek kadar azdır. Bu durum, Şoa planlarının önceden yapıldığını ortaya koymuştur. Peki, 1942’de ne olmuştur? 

Hitler 1941 yılının Mayıs ayında rejimin ikinci adamı Rudolf Hess’i İngiltere’ye gönderdi. Hess, İngilizlere daha önce yapılan bir gizli anlaşmayı hatırlatacaktı. Almanya, Komünist Rusya’ya saldırırsa liberal ülkeler Batı uygarlığını korumak adına onu destekleyeceklerdi. Çünkü liberallerle Naziler arasında ortak düşmanın komünizm olduğuna dair bir görüş birliği vardı ve zaten Hitler’in iktidara gelmesine de bu nedenle yardımcı olmuşlardı. İngilizler, Hitler’den mesaj getiren Hess’i tutukladılar ve 1987’ye kadar hapiste tuttular. Hess, 46 yıl hapiste kaldı ağzını açıp tek kelime konuşmasına izin verilmedi, o kadar tecrit altındaydı ki kendisine verilen gazetelerdeki tüm siyasal haberler önceden kesilip çıkarılıyordu. 

Savaşın gerçekleri Batılılar tarafından itinayla saklanmış olsa da bir nokta çok açıktır. Hitler, Rusya’ya saldırır saldırmaz Yahudileri de öldürmeye başladı. Çünkü Nazilerle Batı arasında yazılı ya da zımni bir anlaşma vardı: Yahudiler Batı’nın Hitler’e bıraktıkları rehinelerdi, Batı sözünü tutup Hitler’i komünistlere karşı desteklemezse rehineler öldürülecekti ve öldürüldüler. Almanya’da Yahudilerin gitgide kötüleşen durumuna karşı Batı’nın 10 yıl boyunca sessiz kalması, savaş sırasında soykırımdan habersizmiş gibi davranması çok ilginçtir.  

Soykırıma ABD katkısı 

İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde çok dramatik olaylar yaşanmıştır. ABD ordusu bazı toplama kamplarına bilerek geç ulaşmıştır, saat farkıyla hayatını kaybeden binlerce insan vardır. Zaten Şoa savaş sonrası 15 yıl Batı tarafından uyutulmuştur, ancak kamuoyu Yahudilerin kendi çabalarıyla konuyla ilgilenmiştir. 

Yukarda Nazilerin soykırım tekniğinden söz ettim, onların bazı eksikliklerini de Amerikalılar tamamlamıştır. Gaz odalarında kullanılan Zyklon gazını Nazilere George Bush’un dedesi satmıştır. Kendisinin Hitler’le samimi fotoğrafları vardır, aynı şekilde Hitler’le birlikte poz veren Amerikalılar arasında otomobil patronu Ford, Kennedy’nin babası Joseph, General Motors’un yöneticileri gibi çok sayıda demokrat, muhafazakâr ünlü vardır. 

Önceki günkü yazımda belirttiğim gibi Almanya’nın en önemli sanayi bölgesi olan Ren Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra askerden arındırılmıştı. Naziler 7 Mart 1936’da anlaşmayı bozup bölgeye yeniden asker sokarak bir emrivaki yaptılar. Bütün tarihçilerin ittifakla belirttiği gibi o tarihte Fransız ordusu müdahale edip Almanları oradan çıkarsaydı, ne İkinci Dünya Savaşı olurdu ne de Şoa. Ama Başbakan Sarrault’nun tüm arzusuna rağmen müdahale olmadı. Çünkü Fransızlar izin almak için İngilizleri, İngilizler Amerikalıları aradılar. Amerika, Almanya’da dev yatırımlara sahip olduğu için Hitler’e dokunulmasını istemedi. 

Hollywood liberalleri 

Hitler, İkinci Dünya Savaşı’nın tüm hazırlıklarını başta değerli çelik, pompa ve rulman, kimya ve petrol sektörleri olmak üzere ABD’nin yardım ve katkılarıyla yaptı. Tabii Hollywood filmlerinde bunları göstermiyorlar, ama artık yerli ve milli düşünce var ve ortada Roosevelt ve Churchill gerçekleri varken kimse insanlarımızı “Hitler ve Stalin masallarıyla” uyutamaz.