0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

“Hitler, Hitler” dedikleri 

Bayramda günlük siyasal meselelerden söz etmek yerine okuyucularımı 70 yıldır devam eden bir siyasal moda hakkında bilgilendirmek istedim. İşine gelmeyen herkese Hitler ve diktatör damgası vurma adeti… Türkiye’de de aynı modaya uyanlar var ve hatta “Hitler seçimle iktidara geldi, o halde seçimler kötüdür” diyecek kadar katmerli biçimde saçmalayanlar da oldu. 

Hazır etiket 

Nazi Almanya’sının yenilgiye uğradığı 1945 yılından bu yana savaşın galipleri kurmuş oldukları sistemi eleştiren herkese aynı damgayı vurdular. Ama Hitler’in aslında ne olduğunu, nereden geldiğini, kimlerin onu besleyip büyüttüğünü ne Amerikalılar, ne de takipçileri anlattılar. Sanki Naziler uzaydan gelmişti ve dünya Amerikalı askerlerin mücadelesi sayesinde kurtulmuştu. 
Bu yalanların neresinden tutmak gerek? Öncelikle Nazilere karşı savaşı aslında Amerikalıların değil, Rusların kazandığını kaydetmeliyim. Arkadan da hemen şunu söylemeliyim: Naziler, yani Alman Sosyalist İşçi Partisi, başını Amerika’nın çektiği dünya kapitalizmi ve piyasa ekonomisini savunan bir sistem partisidir, Hitler de uzaylı falan değil Amerikalıların büyük bir dostuydu.  

Eski dostları 

Hitler’i Münih birahanelerinde kafa çekip milliyetçi nutuklar atarken keşfedenler Alman büyük sermayesinin adamlarıdır. Nazi Partisi’ni 1928’den itibaren yoğun bir şekilde finanse edenler de Amerikalı büyük bankerlerdir. Buradaki açık amaç o dönemde bir tehlike olarak görülen Sovyet komünizminin yayılmasına karşı Alman milliyetçiliğini desteklemekti. 
Tıpkı Mussolini’nin faşizmi gibi, Hitler’in Nazizmi’nin de başlangıçta bir sol hareket olarak ortaya çıktı. O zaman adına “Büyük Alman Devrimi” denilen bu hareketin ideologları insanların sisteme karşı olan öfkesini saptırdılar.  Nazizm’e göre bir yanda bilimi ve tekniği geliştiren, zenginlikler yaratan, insanlara iş sahası açan bir reel ekonomi bulunuyordu. Alman disiplini ve düzenini temsil eden bu ağır sanayi ekonomisinin karşısında da faizci, yozlaşmış ve yıkıcı başka bir ekonomi vardı ki bunu da dünya Yahudiliği temsil ediyordu. Bu söylemin açık bir aldatmaca olduğu ortadadır. Çünkü finans sektörüyle,  sanayi ya da reel ekonomi kapitalizmde et ve tırnak gibidir,  birbirinden ayrılmazlar. 

Faizi kullan Yahudi’ye söv! 

Faizcilik kapitalizm ile başlamamıştır ama faiz olmadan da kapitalizm olmaz. Zaten faiz olmadan sermaye birikmez, sigortacılık, anonim şirket, borsa olmaz. Kapitalizmi yaratan güç de kapital yani sermaye olduğuna göre faize kapitalizmin anası diyebiliriz. Burada Hitler’in aldatmacası Alman halkını Alman sanayi baronlarının peşine takmaktan ibaretti. Tabii Nazi lideri, Alman sanayinin arkasındaki küresel sermayenin çoğunun Amerikalı finans baronlarına ait olduğunu ve onların kozmopolit özelliğini dar görüşlü Alman halkından gizliyordu. 

Somut olgular 

1923 yılında Almanya’da demir çelik sektörünün temsilcisi Stinnes,  Amerikan Büyükelçisine şöyle diyordu: “Yapılması gereken her şeyi yapacak bir diktatöre ihtiyaç var. Halkın diliyle konuşacak ve halktan gelecek biri. Bizim böyle bir adamımız var.” 
1927 yılında o güne kadarki sosyalist çizgilerinden ayrılan Nazi partisi kodamanları, aralarındaki nadir entelektüellerden Feder’e yeni bir program yazdırıp Alman sanayinin şefleri Krupp, Thyssen gibi isimlere övgüler yağdırıyorlardı. 
27 Ekim 1931’de Karl Friedrich von Siemens Amerikan finans baronlarına yaptığı bir konuşmada Nazilerin günün birinde hükümete ortak olmasından korkmamak gerektiğini söylüyordu. Siemens’e göre Nazilerin asıl amacı Almanya’dan komünizmi kazımaktı. 
26 Ocak 1932’de Fritz Thyssen Almanya’nın en büyük yüz işadamını toplayarak Hitler’e bir konferans verdirtti. Hitler Alman iş adamlarına piyasa ekonomisinin faziletlerini anlattı ve onlara şu ünlü cümleyi söyledi: “Ben politikayla uğraşayım siz de ekonomiyle.” Ne kadar da liberal bir Nazi, değil mi? 
19 Kasım 1932’de Almanların TÜSİAD’ı olan Alman Sanayici ve İş Adamları Derneği Cumhurbaşkanı Hindenburg’a bir muhtıra verdi ve Hitler’in başbakanlığa getirilmesini istedi. 
4 Ocak 1933’de Hitler büyük banker von Schröder’in villasında dönemin başbakanı von Pepen ile görüştü ve 30 Ocak 1933 tarihinde yapılacak olan darbenin anlaşmasını yaptı. 
30 Ocak 1933’de Cumhurbaşkanı Hindenburg anayasaya aykırı olarak parlamentoda çoğunluğu bulunmayan ve sadece yüzde 33 oy almış bulunan Hitler’i bir darbeyle iktidara getirdi. 
20 Şubat 1933’de darbeden 3 hafta sonra Hitler yine bütün patronları bir araya getirerek bir konuşma yaptı ve onlara yeni güvenceler verdi. 

Ya Türkiye’de? 

Görüldüğü gibi Hitler sanayici ve iş adamlarının ve Amerika’nın desteğini almıştır. Türkiye’de TÜSİAD’ın desteğini kim alıyor? Amerika’nın desteğini kim alıyor? Hitler asla serbest seçimlerle iktidara gelememiş, darbe yapmıştır. Türkiye’de asla serbest seçimlerle iktidara gelemeyecek olan kimdir? Darbeci kimdir? 
Dünyayı Hollywood seyircisinden ibaret sayanlar algı operasyonu yapabilirler. Ama attıkları iftiraları da yüzlerine gözlerine bulaştırırlar, çünkü yalanlar bazı insanları, bazen aldatabilir, ama herkesi, her zaman aldatamaz. Ramazan Bayramı tüm dünyaya mübarek olsun. 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX