0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Giderayak Obama 

Türkiye’de PKK’nın ortaya çıkışı liberal küreselcilikle başlamış, onun dünyaya yayılması ve güçlenmesiyle birlikte kuvvet toplamıştır. PKK’nın kurulması, FETÖ’nün ilk yayın organı Sızıntı’nın çıkışı, 12 Eylül darbesi, Humeyni’nin iktidar gaspı, Amerika’nın Afganistan’da daha sonra “İslami” olarak adlandıracağı terörü başlatması, hep aynı dönemdedir. 

Küreselciler kurdu 

1980’lere gelirken Türkiye, ABD ambargosu altındaydı. Bunun nedeni yıllardan beri bize dayatılmış olan teslimiyet çözümlerine karşı Kıbrıs milli davamızı savunmuş olmamızdı. Bunun bedelini önce sadece bir tehdit olup  “Yaptıklarımız yapacaklarımızın işaretidir” anlamına gelen ASALA Ermeni terör dalgasıyla ödettiler. Daha sonra menülerinin asıl yemeği olan ve Türkiye’yi bölüp parçalamak içerikli PKK terörü başlatıldı. Bu arada ülkemiz 12 Eylül ile NATO’ya tam anlamıyla bağlanmakla kalmamış aynı zamanda da liberalleşmeyle birlikte milli ekonomimiz IMF ve Dünya Bankası’nın güdümüne sokulmuştur. 

Reagan ve Thatcher ikilisinin başlattığı küresel liberalizm döneminde ülkemizi içeriden ve dışarıdan çeşitli araçlar vasıtasıyla bölmeye çalıştılar. Bu yöntemler içeride paralel devlet yapılanması ve PKK terörünün kullanılması, dışarıda da AB tuzağı gibi tezgâhlardı. Bu dönemde ülkemiz elinden geldiği kadar zaman kazandı ve tehditleri şu veya bu şekilde atlatmasını bildi. Türkiye hatta bununla da kalmadı, 15 Temmuz’daki direnişiyle aynı zamanda bölgesel planları da bozarak küreselciliğin çöküşünü hızlandırdı. 

Obama terör planı 

ABD’de 2009’un ocak ayında iktidarı oğul Bush’tan devralan Obama tehlikede gördüğü dünya hâkimiyetini koruyabilmek için bir plan geliştirdi. Bu plan Ortadoğu’yu yıkmak ve Rusya’ya diz çöktürmekti. Obama, Ortadoğu petrollerini kontrol ederek diğer rakibi Çin’e de boyun eğdirmeyi düşünüyordu. Aynı şekilde ABD’nin Batılı müttefiklerinin de kontrol altında tutulabilmeleri bu plana bağlıydı. 

Bu planda en önemli rol Türkiye’ye biçilmişti. Türkiye, bir yandan ABD güdümündeki terörist PKK ile anlaşıp Ortadoğu çöllerinde kan akıtacaktı. Diğer yandan Türk hükümeti ABD tarafından dünyanın dört yanından devşirilmiş DEAŞ’lı teröristleri Rusya’ya transfer ederek özellikle Kırım’da bir terör yuvası oluşturacaktı. 

Obama gitmeden 

7 yıldır bu komplolara direniyoruz. Belki her şeyi, her istediğimiz zaman, istediğimiz şekilde elde etmeyi başaramadık ama Türkiye’yi Obama’ya kullandırtmadık. Hatta bugün askerimizin Ortadoğu’nun kapısı olan El-Bab’daki konumu hiçbir zaman olmadığı kadar güçlü olduğumuzun bir kanıtıdır. 

İşte bu durum küreselcileri ve onların Ortadoğu’daki Siyonistlerden de daha koyu yandaşları olan PKK teröristlerini şiddetle rahatsız ediyor. Bu nedenle Obama görevi devretmeden ellerinden gelen tüm ihaneti yapmaya çalışıyorlar.  PKK’nın Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki üslerinde Obama’nın generallerinin ve üst düzey subaylarının bulunduğunu da biliyoruz. Beşiktaş’ta ve Kayseri’de patlatılan bombaların menşei de bellidir.  Bu saldırılar açıkça “Made in USA” markalıdır. 

Obama kumpası 

PKK’nın Türkiye’de gösterdiği bu ihanet direnişi elbette ki sonuçsuzdur. Ama küreselciliğin lideri olan Obama da hiçbir sonuç elde edemeyeceğini bildiği halde direnişe devam etmiyor mu? Trump’ın seçim kazanmasının meşru olmadığını söyleyerek bu konuda Putin’in internete müdahalesi olduğu palavrasını ortaya atan Obama’nın amacı açıktır: Kendi dönemindeki sorunları yeni gelecek olan başkana ağırlaştırarak devretmek. 

Zaten bunun içindir ki yakalanacağını bile bile bir Amerikan denizaltı aracını Çin sularına göndermiştir. Türkiye’deki PKK saldırıları da aynı şekilde ele alınmalıdır. Obama’nın emrindeki servisler seçilmiş Başkan Trump’a tamir edilemeyecek şekilde bozulmuş bir ABD-Türkiye ilişkisi bırakmak niyetindedirler. 

Bir dönemin sonu 

Aynı şekilde Avrupa’daki adamı Merkel’i kullanarak Rusya’ya yönelik ambargoyu giderayak uzatması da bu senaryonun bir parçasıdır. Ancak görülüyor ki Obama ve onun etrafındaki terörist ve darbeci grubun düşüşü sadece bir başkanın gidip diğerinin gelmesinden ibaret değildir. Trump “NATO’nun köhnemiş bir yapı olduğunu”, “Sorunları Putin ile görüşerek çözeceğini” söylüyor. Ayrıca “Rejimlere müdahale ve hükümetleri devirme döneminin sona erdiğini” açıklıyor. Bu politikaya paralel olarak küresel liberalleşmeye de son verilecek ve her ülke kendi ulusal ekonomisine öncelik tanıyacaktır. 

Obama’nın çöküşü, Brexit ve Avrupa’daki gelişmelerle ortaya çıkan yeni dünya düzeninde ne PKK’ya, ne FETÖ’ye ne de onların liberal avukatlarına yer olacaktır. Ama şimdilik Suriye’de üsleri, silahları ve Türkiye’de bir şebekeleri var. Bunu da sonuna kadar kullanıyorlar. Ama onların da, destekçilerinin de alacakları cevap son derece ağır olacağa benziyor. 

Rahatsız olalım yeter ki… 

İçinde bulunduğumuz bu geçiş dönemini en az kayıpla atlatabilmemiz için Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği milli seferberliğe hepimizin katılması gerekir. Halkımız teröre karşı en sert önlemlerin en acımasız şekilde alınmasına ve bu uğurda günlük hayatında bazı sıkıntılara katlanmaya razıdır. Halkın rahatsız edilmediği bir OHAL değil, olağanüstü önlemler alınarak en az kaybın garanti altına alındığı bir OHAL istiyoruz. Resmi ve özel güvenlik görevlilerine elimizden gelen yardımı yapmaya hazırız. Yeter ki teröristlerin inlerine, kimi kent ve mahallelerde kurdukları üslerine kadar inilsin ve başları ezilsin.  

 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX