0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Cin Ali'nin hendek savaşları 

PKK’nın şehir çapulcuları nasıl bir süredir hendek kazıp polise bomba, taş, ellerine ne geçerse fırlatıyorlarsa,  PKK’nın ardındaki güçlerin şehirdeki yazarları da bir siperden diğerine sıçrayarak AK Parti’ye karşı gerilla savaşına devam ediyorlar. Sosyal medyada sıkça ona yakıştırılan adıyla Cin Ali, gazete köşelerinde verilen bu hendek savaşının sembolüdür. Benim için Cin Ali bir şahıs değil, bir ekoldür. 

Seçim öncesi hendeği 

7 Haziran öncesinde arkadaşları ile birlikte kazdığı hendeğe giren Cin Ali iktidara şu füzeleri fırlatıyordu: “Erdoğan’ın eski generallerden farkı yoktur”, “Erdoğan Kürtleri küstürmüştür”, “Erdoğan’ın başkanlık sistemi önerisi diktatörlüktür.” 

Cin Ali nasıl yapıyorsa yapıyor bu füzeleri fırlatırken aynı zamanda da muhafazakâr kampı desteklediği görünümünü vermeyi başarıyordu. İşte cinlik bu olsa gerek. Cin Ali ve beraberindeki vesaire cin taifesi daha 8 Haziran günü güneş doğmamıştı ki yeni ve güzel bir hendek kazdılar ve oradan atışlara başladılar: “Seçimdeki AK Parti'nin oylarındaki düşüşün sorumlusu Erdoğan’dır”, “Her şeye karıştı”, “Başkanlık sistemi kafa karıştırdı.” 

Akil adam siperde 

Cin Ali ekolünden köşe yazarları birilerinin kendilerine ülkede racon kesme hakkını verdiğine yürekten inanırlar. Belli bir yaşa gelmiş emekli devlet memurları gibi gönüllü trafik polisliği yaparlar: “Sen gel, sen geç, sen dur.” Bununla da yetinmeyip ülkedeki ve dünyadaki büyük siyasal güçlere ayar vermeye çalışırlar. Gazetelerin şehir sayfalarında tüketicinin dostu Ahmet Abi’nin “Bayrampaşa’da tüpçü Veli gelirsem çekerim kulağını” demesi tabii hoş karşılanır da Cin Ali’nin  “Obama artık Putin ile ilişkilerini gözden geçirsin” demesi oldukça tuhaftır doğrusu. Kendisini kâinat uzmanı zanneden böyle birine hükümetin akil adam statüsü tanımasının ne gibi neticeler doğuracağı aslında kestirilmeliydi. Nitekim PKK terör saldırılarına başlayınca, Cin Ali hemen sipere girdi askere ateşkes çağrısı yapıp, PKK’ya yeşil ışık yaktı. 

Okurlardan homurdanmalar başlayınca Ali ve diğer “cin gibiler” yeni bir hendekte daha ağırbaşlı ve makul görünümlü ama aslında “iyi saatte olsunlar”a daha çok yakışacak önerilerle ortaya çıktılar: “AK Parti CHP koalisyonu derhal kurulsun” , “Kurulsun ki kutuplaşma sona ersin”, “ Kurulsun ki Erdoğan artık siyasete karışamasın.” 

Cin Ali’nin fitnesi 

1 Kasım’a doğru ülkede PKK terörüne karşı yoğun bir tepki başlayınca ve teröre karşı birbiri arkasından sürdürülen operasyonlar cinler ve cinciler tarafından durdurulamayınca Cin Ali’yi aldı bir telaş. Bulunduğu siperden molotof kokteyli üretir gibi fitne kokteylleri üretmeye başladı. AK Parti’nin çağdaş, demokrat, sosyal, hukuk vesaire-vesaire çizgisini Davutoğlu temsil edermiş de Erdoğan buna karşıymış. Hatta Cin Ali pekiyi bilmekteymiş ki Davutoğlu Alevilere haklarını bir gecede vermiş de Erdoğan engellemiş.  Seçimlerden önce bu gibi iftiraların ne demeye geldiğini düşünebiliyor musunuz? Tabii Cin Ali âlemi kör, herkesi sersem sandığından bunların unutulacağını varsayıyor. Tıpkı AK Parti Merkez Yönetimi seçimlerine ve milletvekili adaylarının tespitine müdahalesinin unutulacağını sandığı gibi. 

1 Kasım'dan önce son tango 

Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi Türkiye’de adalet geç çalışır ama çarklar bir kere dönmeye başladığı zaman kimse onu durduramaz. Normal seyrini takip eden FETÖ operasyonları adli süreç nedeniyle seçim öncesi birden hızlanınca FETÖ ’nün kadim yol arkadaşı Cin Ali yıllar boyu haksız hukuksuz kumpaslardan esirgediği şiddetli eleştirilerini Türk adaletine ve hükümete yöneltti. Cin Ali FETÖ’nün yedek lastiği rolünü iyice içselleştirmiş olmalı ki bu operasyonların AK Parti’ye oy kaybettireceği iddiasında bulundu. Sonuç hüsran, yine hüsran. 

1 Kasım sonrası siperleri 

Cin Ali’yi 1 Kasım sonrasında HDP’nin yenilgisine kılıf arama çabaları içinde görüyoruz. Güya HDP’li seçmenler oy vermeye gidememiş de ondan dolayı bu partinin oyları düşmüş. Cin Ali birilerine servis ettiği bu yazısında üstü örtülü olarak seçimlerin meşruiyetini sorguluyor. Cin, bir yandan da yeni siperlerde, yeni uğraşlar peşinde. Çözüm sürecinin yeniden eski usul canlandırılması gündemi ve başkanlık sistemi önerilerine salvo ateş! 
Cin bir kere şişeden çıktı artık, kendini gizleyemez. 

Şeytan bize dört değişik yüzüyle görünür: Kandırır, aldatır, kullanır, ihanet eder. Bu dört tezahür dört çok bilinen tipe denk düşer: Don Juan, Faust, Promete ve Lusifer. 

(Pieter Aspe-Çağdaş Belçikalı yazar)

 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX