Bir çocuğun dünyanın başına bela olması

Yeni nesiller bilmez. Bir zamanlar hippiler vardı. Hiçbir kurala bağlı olmadan serbest yaşamak, doğaya dönmek ve bol uyuşturucu tüketmek olarak özetlenebilecek bu akım bir zamanlar Amerikan gençliğinde yaygındı.1960’lı yıllarda İstanbul’da da bu gençlere sık sık rastlanırdı. Minibüslerle ya da otostop yaparak gruplar halinde Sultanahmet’e gelen uzun saçlı oğlanlar ve kızlar parkta kamp kurarlar ya da köşedeki ucuz otelde yatarlardı. Halkımız bunlara o dönem meşhur olan Beatles müzik grubundan esinlenerek “Bitli Turist” adını takmıştı.

Katmandu yolları

Bu bitli turistler Avrupa’nın en batısından yola çıkarak orta Avrupa ve Balkanlar üzerinden Türkiye’ye , oradan da İran, Afganistan derken Nepal’e gitmek peşindeydiler. Nepal’in başkenti Katmandu hippiler arasında bir efsane gibiydi. Felsefe, doğa, serbestlik bütün bunlar palavraydı aslında. Hippilerin bütün derdi günlük dozlarını birkaç dolara sağlayabilecekleri elverişli bir ortam bulmaktı.

Hippi zihniyeti

Hippilik Batı sistemindeki büyük ahlaki kriz ve yozlaşmanın sonucuydu. Ama sistem hippiliği de istismar etmeyi, üzerinden para kazanmayı da ihmal etmedi. Hippilik modası yayıldı. Eğlence endüstrisi o güne kadar tüketici kitle olarak yeterince kullanamadığı ergenleri ve gençleri daha iyi sömürmeye başladı. Kapitalizme karşı direnç gösteren dini, milli ve yerli değerler hippilik vasıtasıyla aşındırıldı ve adına serbest pazar denilen kumarhane ve batakhane ekonomisi dünyaya daha iyi yayıldı.

İstihbarat oyunu

Hippiliği istismar edenler arasında sadece iş dünyası değil daha da korkuncu Amerikan istihbarat ailesi de vardı. Hippilerin arasına karışan binlerce CIA ajanı Londra-Katmandu hattı üzerindeki bütün ülkeler hakkında ayrıntılı raporlar hazırlayıp amirlerine gönderdiler. Zaten 60’lı yıllardan itibaren Türkiye gibi bir çok bölge ülkesine sözde İngilizce öğretmeni kılığında “Barış gönüllüleri” yollandı. Bu Barış gönüllüleri içinde son derece profesyonel ajanlar vardı. Türkiye’deki sağ sol ve mezhep çatışmalarında ve asker darbelerde bu barış gönüllülerinin büyük rolü olmuştur. Ayrıca CIA’nın dünya afyon pazarı üzerindeki kontrolünü sağlamada hippi hareketinin büyük katkıları bulunmaktadır. Bu da ayrı bir araştırma konusudur.

Adaların kızı

İşte bu hippilerin en hızlılarından bir kız ABD etrafındaki adalardan birinden diğerine dolaşırken yolunu Afrika’ya ve Ortadoğu’ya kadar uzatmış, uyuşturucunun etkisiyle nerelere gittiğini hatırlayamadan belki Konya’ya ama muhakkak Kenya’ya kadar seyahat etmiştir. Bu genç kız günü birinde hamile kalır ve muhtemelen Jamaika’da ama kesinlikle Amerikan sınırlarının dışında bir oğlan çocuğu dünyaya getirir.

Konyalı mı Kenyalı mı?

Amerikalı genç kız çocuğun kimden olduğunu ancak doğumdan sonra anlar. Bu şipşirin siyah bebeğin babası bir Kenyalıdır. Kızın ailesi babayı arar ama bulamazlar. Çocuk, ilkokula başladıktan sonra arkadaşları arasında bazı sorunlar yaşar. Bunun üzerine aile bir dedektif tutar ve çocuğun babası sonunda bulunur. Adam Amerika’ya gelecektir ve oğlunun annesiyle evlenecektir. Ama oturma izninin kolaylaşması için çocuğun doğum kağıtlarının değiştirilip Amerikan topraklarında bir yer olarak gösterilmesi gerekir. Sonunda bu sorun da aşılır ve adam Amerika’ya gelir.

Aile

Amerika’da aile anne baba ve çocuktan oluştuğu kadarıyla neredeyse kurulmuştur ki Kenya’dan bir telefon gelir. Adam seçimlerde milletvekili adayı gösterilmiştir. Hemen dönüp kampanyaya başlaması gerekmektedir. O da siyaset hayalleriyle ülkesine döner. Ancak kör talih… birkaç gün sonra bir trafik kazasında hayata gözlerini yumar. Kenyalı adam oğluyla topu topu 10 dakika görüşebilmiştir.

Uçarı

Annesinin uçarı yaşamı ve karakteri, babasıyla hiç birlikte olamaması, doğum yerinin bile belirsiz kalması ve kendisine genetik miras kalan siyaset hırsı o çocuğun karakterini hayatı boyunca etkilemiştir. İnsanlara ve topluma karşı olumsuz tavrı, değerleri, kökleri, milletleri, sınırları, gururlu ve haysiyetli liderleri küçümseyen o kompleksli yaklaşımı peşini hiç bırakmamıştır.

Bu problemli çocuk akıllı ve yetenekli bir genç olarak dünya finans lobisinin ve istihbarat birimlerinin dikkatini çekmiş ve onun siyaset basamaklarını hızla tırmanması sağlanmıştır. Bu arada Amerikan yasalarına aykırı bir durum olan yurt dışında doğmuş olma sorunu kendisine karşı sürekli bir şantaj malzemesi olarak kullanılmıştır.

Dünya sorunu

Bu dünyanın en önemli ülkelerinden birinin en önemli siyasetçisi 8 yıl boyunca insanlığın başına bir Neron gibi, bir Papa Sezar Borjiya gibi bela olduktan sonra ta son ana kadar arkasındaki gücün tüm isteklerinin gereğini yapmaktan da geri durmuyor. 20 günü kalan bu zat iş başına geldiğinde herkes ona kökenlerinden ve insancıl üslubundan dolayı büyük bir sempatiyle yaklaşmıştı. Hepsi sahteymiş, başta İslam âlemi olmak üzere tüm dünyayı kana buladı. Üslubu da bu arada çirkinleşti, başta bizim liderimiz ve ülkemiz olmak üzere tüm dünyaya, hatta kendi ülkesinin yeni seçilmiş başkanına bile iftira, küfür ve hakaretle yaklaştı. Demek ki çapulculuk diye bir şey varmış ve bir yerlerden gelirmiş.