0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

“Amerikan İslamcıları”

Adı gerçekten önemli değil, zaten belli ki iyi niyetle yazmıştı o mesajı. Sosyal medyada kendini “İslamcı” olarak kabul eden bir yazarın hazırladığı bir metni okudum. Yenikapı Demokrasi ve Şehitler buluşmamızı Amerikalı siyahi haklar eylemcisi Martin Luther King’in 1963 yılındaki mitingine benzetmiş. 

Milletsiz bir dünya 

Bu düşünce tarzı Türkiye muhafazakârlığında belli bir kesimin yaklaşımlarına uygundur. Kızmaya, sert tepki göstermeye gerek yok, bu yaklaşımın sahipleri kendilerini Osmanlı’nın devamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin çocukları olarak görmüyorlar. Bu Amerikancı İslamcılar kendilerini küresel Amerikan imparatorluğunun Müslüman azınlık eylemcileri olarak “tasavvur” ediyorlar. Bu imparatorluğa bir itirazları yok,  dünya düzeni gayeleri de yok, kendi yaşam tarzlarına ve ibadetlerine ses çıkarmayan Sam Amca’ya, ya da Hillary’ye öylesine tahammül edecekler yani. 

Bu tasavvur başka tasavvur 

Hani her şey “tasavvur” ediliyor yani algı operasyonları yapılıyor ya.  Bosna’ya, Kahire’ye, Kudüs’e ümmete selam gönderiliyor ya. Bu selam Amerikan imparatorluğu içindeki Amerikancı İslamcılar'a birlikte çalışma çağrısı yapmaktan ibarettir. Stratejik derinlik olarak gördükleri de Türkiye’nin Osmanlı geçmişini, Müslüman halklarla olan kültürel temasını Kapalıçarşı satıcısı gibi Amerikalılar'a pazarlamaktır.  

Bir kere Martin Luther King, Beyaz Amerikalı'nın temelinde adaletsiz ve ırkçı olan sistemine hiç bir itirazı olmayan bir Hıristiyan papazdı. En son 15 Temmuz’da destan yazan Türk milletinin bu tarihi gününü bir papazın zalimlere ağlayarak yalvardığı bir mitingle karşılaştırmak nasıl bir kıymet bilmezliktir? Tanklara karşı bayrağını alıp koşan halkımızın ABD’den Müslümanlar'a iyi davranmalarını istemek gibi bir niyeti yoktu ki? Onların bizi sözde “sevmelerindense”, bizden korkmaları, hatta fobilere kapılmaları yanlış da olsa,  korkmayıp saldırmalarından daha iyidir. Bu bakımdan Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da (ve de son darbe ve işgal girişiminde Türkiye’de) toplamda yüzbinlerce Müslümanın ölümüne neden olan Obama ve Clintonların “sevgisindense”, Müslümanlar'dan korkarak Amerikalılar'ı kendi ülkelerine kapanmaya çağıran Trump’ın İslamofobisi bile daha iyidir. 

Onlar uyum sağlasın 

Luther King, Afrika’dan getirilmiş siyahilerin Beyaz Amerikan kültürüne uyum sağlamalarını istiyordu. Sanki zamanında Afrika’ya gelen beyazlar Afrika kültürüne uymuşlar gibi! Luther King’in yolunda giden siyahi Amerikalılar 50 yıl sonra hiçbir yere varamamışlardır. Sadece görünüşte siyahi olan Obama döneminde polis cinayetleri zirve yapmış, Afro-Amerikalıların konumu daha da kötüleşmiştir. Önümüzdeki yıllarda Londra Belediye Başkanı gibi sadece görünüşte Müslüman olan biri ABD Başkanı olsa Müslümanlar için daha mı iyi olacaktır? 

Kaldı ki, ABD’deki siyahiler şu veya bu anlamda bir azınlık gruptur. Onlarla Türkiye devletinin konumu karşılaştırılamaz. Biz bir ulusuz, bir devletimiz, bir ülkemiz ve bir bayrağımız var. Orta Avrupa’dan Kuzey Batı Afrika’ya kadar uzanan bir dünya devletinin mirasçılarıyız. İşte zaten Amerikan İslamcıları için işin püf noktası buradadır. Millet nedir, devlet nedir bilmezler. Onlar ulus devlete karşı oldukları için dünyaya Türkiye penceresinden bakmıyorlar. Bakışları yanlış ya da gözlerinin üzerine bir katarakt inmiş, hayali bir ümmet vizyonları var. Bugünkü dünyada, ümmet adına ABD ile mücadele etme niyetleri de olmadığı için, ondan adalet ve eşitlik dileniyor, ümmet adına Sam Amca’ya yalvarıyorlar.  Hillary’yi kurtarıcı gibi görmeleri, Angela Abla’ya bağlılıkları,  Sadık Han’ı Batı demokrasisinin sembolü sanmaları bundandır. 

Unutulmamalı 

Burada asıl yanıldıkları nokta kendileri ne kadar Amerikancı ve Batıcı olurlarsa olsunlar Amerikalıların onları asla normal Batılılar olarak kabul etmeyecekleri gerçeğidir. Batı toplumu eşitsizdir ve her zaman en az 3 kasttan oluşur. Batılılar, eğer katliamlarla yok etmezlerse dışladıkları kültürleri toplumun en alt kesimini oluşturmak üzere organize ederler. ABD’de zencilerin, Fransa’da Kuzey Afrikalıların, Almanya’da genel olarak yabancıların durumu budur. Küresel sistemde Müslümanlara biçilen elbise de işte bu model üzeredir. Bunu değiştirmek isteyen hükümetler kanlı darbelerle devrilir.  Batı Avrupa’da toplumun en üst kademelerine kadar yükselmiş olan Yahudilerin başına neler geldiğini gördük. Batı kültürünü iliklerine kadar benimsemiş o insanlar, üstelik din de değiştirmiş olmalarına rağmen, 4 göbek de geriye gidilerek gaz odalarına yollandılar. Batı kültür ve uygarlığını orada tanıdık. 

Yeni FETÖ ekibi 

Amerikan İslamcılığı aslında kendi başına çok da tehlikeli sanılmayabilir. Türkiye’de liberallerin etkisiyle Müslümanlık için en iyi alternatifin Batı yanlılığı olduğunu düşünen insanların bulunması normal karşılanabilir. Ama unutmamak gerekir ki bu ortam ve görüşler FETÖ’cü sivrisineklerin yetiştiği bir bataklıktır. Bunlar her zaman da gerçek kimlikleriyle ortaya çıkmıyorlar. Darbe ve iç işgal girişiminin daha 40’ı çıkmadan hemen “FETÖ-Türkiye ikilemi yapmayalım, ABD ile ilişkileri bozmayalım” demeye başladılar. Hatta “ümmet güçlenene kadar aman NATO ile ABD ile ilişkimizi bozmayalım diyen” ne idüğü belirsiz gazeteleri, ajan yazarları da beliriverdi. Bu bakımdan Amerikan İslamcılığına karşı uyanık olmalı ve özellikle muhafazakâr camiada her görüldüğü yerde insanları uyarmalıyız.  

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX