Başkanlık sistemi Türkiye ekonomisini şaha kaldırır

90'lı yıllarda koalisyon hükümeti meclis çatısı altında iş yapmakdan öte kavgalarıyla gündemde. Tüm televizyon kanalları mecliste yaşanan bu kavgaları klipleştiriyor, akşam haberleri diye izletiyorlar. Haberi sunarken bile kahkaha atanları bir kenara koyun, Türkiye'nin dünya gözündeki itibarını düşünün. 

Krizler ülkesiydik 

2000'li yıllarda ise dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'e anayasa kitapcığını fırlatmıştı. Kameralar önünde Ecevit yaşadığı bu olayı tüm dünya ile paylaşmış ve Türkiye ekonomik krize girmişti, bir esnafın başbakanlık kapısına  attığı yazar durumu net bir şekilde ortaya koymuştu. Ülkede Siyasi krizle beraber Ekonomik krizde başlamıştı, bu belirsizlik ve kaos ortamında tekrar seçime giden bir Türkiye. 

Siyasi belirsizlikte neler olmuştu? 

Tüm sektörler durma noktasına geldi, esnaflar kepenk kapatmaya kadar geldi, yatırım durdu, sıcak para gelmedi. Döviz her fırsatta zirveye çıktı, TL'nin değer kaybı hızlandı. Petrol tüm dünyada dip yaptı ama biz ucuz kullanamadık, herkes Türkiye'ye ayar verme peşindeydi. Ekranlardan şirin görünüp akıl hocalığı yapanlar, el birliğiyle fakir edebiyatı yapıp ekonomiden bahsediyorlardı .Çok şükür hepsi geçti... 

Sistem değişikliği kaçınılmaz 

Şimdi Başkanlık sistemi ne demek onu öğrenmeliyiz, öğretmeliyiz. Gelişmiş ülkelerin ekonomisini övdüğünüzde unutmayınız ki onlar başkanlık sistemini  kabul etmişler. Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler kültürel, sanayi, bilişim ve ekonomiye yön tayin eden ülkelerdir. 15-16 Kasım da Antalya'da düzenlenecek olan G20 zirvesini yakından takip etmenizi öneririm, dünya liderlerinin katılacağı bu zirvede dünya ekonomisi için önemli kararlar alınacaktır. Ekonomiye yön verecek ve yeni reformların imzalanacağı bu toplantıda masanın karşısında oturan rakiplerinizin başkanlık sisteminin gücünü arkasına almış ülkelerin olduğunu göreceksiniz. 

Kriz ihtimali kalmaz 

ABD, Arjantin, Brezilya, Güney Kore, Endonezya, Meksika, Çin ve Güney Afrika. Başkanlık sistemi dışında kalan üyeler ise AB komisyonunu dahil etmediğimizde Hindistan,Avustralya, İngiltere, Japonya, Kanada, Almanya ve İtalya.Türkiye parlementer sistemle yönetilirken Fransa ve Rusya yarı başkanlıkla Suudi Arabistan manorşi sistemi ile yönetilmekde. Burdan yola çıktığımızda başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerde siyasi bir kriz olmaz. Yani her kafadan ayrı bir ses çıkmaz. Siyasi belirsizlik gün geçtikce içinden çıkamaz hale gelirse ülke ekonomisine kaybı çok ağır olur, maddi kaybı halk kendi öder. 

2023'e hızla koşarız 

Önümüzdeki aylarda başkanlık sistemini Türkiye çok konuşur, çok tartışır zannediyorum. Bu sistemi siyasi malzeme yapmak isteyenler manifüle etmek isteyenler mutlak çıkacaktır, bu beş aylık süreçte kimin ne yapacağını, hangi düşünceye hizmet ettiğini hep beraber gördük.Ekonominin tek söz sahibi çatısı altında toplanması kurumlarla siyasileri karşı karşı getirme çabalarınıda boşa çıkaracaktır. Başkanlık sistemi Türkiyede kabul görürse 2023 hedefi öne çekilir ve milli gelir kimsenin hayal edemeceği noktaya gelir.