Yağma!

''Yağma'' kelimesinin bir anlamını da baskın veya zor kullanarak elde edilmiş olan, diye tarif ediyor lügat. Bu kelimenin kullanımı, sanırım insanlığın en eski dönemlerine kadar da uzanıyor.

İnsanlık, yağmalardan az çekmemiş, ne hikmetse, her bunalımlı, sıkıntılı anlarda birileri çıkar, narayı basar ve ortalık karışır!

Savaşlarda, ülkeler, kıtalar yağmalanır; sanırsın ki, savaş durdu ve barış geldi, ama yağma hala devam eder, çünkü savaş sadece soğuk savaşın kuralları içerisinde cephede olmaz!

Eğer öyle olmasaydı, savaşları durdurmak bu kadar zor olmazdı.

Her savaş, ardında adeta bir yağma geleneği(!) bırakır.

Bu durum, sanat, siyaset, spor gibi faaliyetlerle de insanların zihninde hep taze tutulur.

Gün gelir, mesela bir ekonomik sıkıntıda, mesela bir futbol takımının mağlubiyetinde hortlar ve ortalığı savaş alanına çevirir!

Dedim ya, yakılan yıkılan binalar, talan edilen mallar yerlerine konulabilir belki, ama yağmanın asıl tüyler ürpertici yanı çok başkadır. Soğuk savaşın cephelerinde omuz omuza dövüşenler, birdenbire birbirlerini boğazlamaya başlarlar!

Hem de ne boğazlama...!

Önüne gelenin bir şehit emaneti olması ya da sana bir harf öğreten öğretmen olması bile, bu korkunç tabloyu değiştiremez!

Birkaç gün öncesine kadar evinde misafir ettiğin ya da en daraldığın anda evladını emanet ettiğin, bir ihtiyacın olduğunda kapısını çaldığın insanlar birbirini boğazlar, bir lokma yiyecek, bir ekmek için!

İşte bu yağma, var olan savaşın en acımasızı, en tehlikelisidir!

Birileri, inceden salar bu yağma mikrobunu ortalığa...

Bu virüs bir yayılmaya görsün, artık sokaklardaki, tel örgülü sitelerdeki milyonlarca kamera, şifreli kapılar işe yaramaz, evine ya da bir sığınağa sığınmakla bile kurtulamaz insan!

Dün sabah evden çıktığımda, oturduğum sitenin hemen yanı başındaki duvarda, şu yazı çıktı karşıma!

Duvarın devamında da yüzlerce insanın alışveriş yaptığı market var!

İran Irak Savaşı derken, Suriye Savaşı, Kripto para, Covid, Rusya Ukrayna Savaşı, gaz sıkıntısı, petrole zam, fiyatlar aldı başını, derken dünyada bir açlık tehlikesi dolaşmaya başladı!

Fikirlerine önem verdiğim birinin bir televizyon kanalında ayaklanma ve yağma tehlikesinden bahsettiği akşamın sabahında, sokağımda bu duvar yazısını görünce ürperdim.

Allah korusun, bu işin sonu Yağma Hasan'ın Böreği vakasına gitmesin de...!