0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

VAHŞİ İNSAN

Gladyatör: ( Latince, gladiator: kılıç ustası silahşor, gladius:kılıç), Eski Roma'da genellikle savaş esirleri ve kölelerden oluşturulan, Romalı insanları eğlendirmek, Roma halkını askerliğe, dövüşlere ve olası savaşlara hazırlamak amacı ile halkın seyirciliği refakatinde birbirleri veya vahşi hayvanlarla dövüşmek zorunda bırakılan insan.

Sevgili okurlar, söze niçin böyle başladığımı arz edeyim: Yüzyıllardır kan ve vahşetin boyunduruğu altında, savaşlar, afetler veya sırf bazı ülkelerin ihtirasları yüzünden milyonlarca insan hayatını kaybetti. Bu, bin yıl önce de aynıydı, 2022 yılının son çeyreğinde de aynı şekilde devam etmekte. Kan ve gözyaşı bu dünyanın bedeliymiş gibi adeta. İnsanoğlu gerek toprak gerek güç için can almaktan hiç geri durmamıştır. Belki de insanoğlunun fıtratında var can alma iç güdüsü. Kan dökmenin belirli sebeplerini saydım az önce, lakin bu gruba bir de adaleti sağlamak için dökülen kanları da ekleyebiliriz ( tarihte çok nadir de olsa bir çok hükümdar veya devlet adaleti getiriyoruz diye, daha da içinden çıkılmaz durumlara sebep oldular, adalet kisvesi altında kanlar dökülmedi değil). Bir yakınımdan Kurban Bayramlarının, insanın, kan dökme, kan görme, şiddet iç güdüsünü bir nebze rahatlattığını işitmiştim. Ama kabul edemediğim bir şey var ise, o da zevk için dökülen kanlardır. Çok hakim olmasam da yeni neslin, izlerken kendilerinden geçtiği, sinema filmleriyle, Tv showlarıyla, bilgisayar oyunlarıyla ve oyuncaklarıyla, milyarlarca dolarlık bir pazarı olan modern Gladyatör savaşlarına, yani yeni isimleriyle, ''MMA veya ''UFC'' kısaltmalarıyla hayatımıza giren kafes dövüşlerine getireceğim konuyu. Klasik boks maçlarının hastası olmasam da herkes kadar zamanında Muhammed Ali'yi destekledik ve izlerken kendimizce gururlandık ( Müslüman dünyasında kim bundan geri kalabilirdi ki ). Lakin, klasik boks maçlarını izlerken bile, o sert yumruklar birbiri ardına rakibin yüzüne indiğinde insanım diyen herkesin, içinin cız ettiğinden şüphem yok. Ama ne kadar sert olursa olsun klasik boks maçlarının da belli başlı kuralları ve kaideleri vardı ve o kuralların dışına çıkınca, puan silme veya diskalifiye gibi durumlar oluşuyordu. Peki, bu kafes dövüşü denilen vahşetin olayı nedir? Kuralsızlığıdır efendim, günümüz dünyasında özgürlük kisvesi altında, her türlü kuralsızlık dünyamıza hakim olduğu için sosyal yaşamda da karşımıza öyle veya böyle çıkıyor. Günümüzün moda tabiriyle, '''kuralları yıkmak'' nedense insanoğluna çok cazip geliyor. Eski olan her şeye bir nefret hali söz konusu ( kendi sektörümde bile Yeşilçam yönetmenlerine ve oyuncuları için, "Eski kafalar artık emekli olmalılar" cümlelerini bile duydu bu kulaklar) . Yazılarımda yeniyi aramanın kötü olmadığını, insanoğlunun her zaman yeni arayışı içinde olduğunu da belirtiyorum, lakin bu yeniyi aramanın ortasını bulabildiğimizi sanmıyorum. Zira, çoğunlukla saçmalıktan öteye gidemiyor. Konuyu çok dağıtmadan devam edeyim, günümüzün kafes dövüşlerinin, eski zamanlarda yapılan Gladyatör dövüşlerinden hiçbir farkı yok! Her ikisinde de vahşice, kuralsızca birbirini alt etmeye çalışan dövüşçüler ve dövüşçülerin her darbelerinde dövüşçülerden daha vahşi olan seyirciler, kendilerinden geçerek çığlık çığlığa bağırmakta. Rica ediyorum boş bir zamanınızda, Youtube' da kafes dövüşlerine bir göz atın, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Eski dünyada savaşların bile belli başlı kuralları veya etik anlayışları olmasına rağmen, günümüz dünyasında bırakın savaşları en basit kuralları bile çiğnerken, içten içe zevkten dört köşe olan insan tipolojisi türedi. Bir yanda daha otoriter bir dünya geliyor derken, bir yanda da sosyal hayattaki en basit kuralları bile yıkmak için yarışan insancıklar... İşin garip tarafı, eskiden boks maçlarını çoğunlukla yetişkin erkekler izlerken, günümüz dünyasında daha vahşi olan kafes dövüşünü çocuklar ve kadınlar daha çok izliyor (bu konuda sosyolojik bir araştırma yapılması elzem) üzerine oyun konsolunun başına geçip, bir de oyunda o adamları bir daha dövüştürüp içindeki yangını söndürüyor evlatlarımız! İnsanoğlunun içindeki kötülük ve vahşet arzusu, iyilik gibi fıtrattan gelen bir olgu, bu bir gerçek! Lakin, üzerine bu vahşet arzusunu pekiştirecek destekleyiciler durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor sevgili okurlar. Özgürlük adı altında bir çok vahşet ve sapkınlık normal karşılanıp, zihinlere zerk ediliyor. Diyeceksiniz ki, izleyerek, görerek biri hemen o şeyi özümser mi? Evet efendim, insanın karakterini, kişiliğini oluşturan ilk şey görsel hafızadır. Bilinç altını sürekli bu showlarla, oyunlarla dolduran insanın zihni bulanır ve farkında bile olmadan bir canavara dönüşebilir, bu canavarı bazısı saklar bazısı dışa vurur! Dışa vurmuş hallerine de her akşam ana haberlerde yeterince şahit oluyoruz!

Umudumuzu kaybetmemeye çalışarak, hayırlı Pazarlar diliyorum efendim...

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX