Rezalet gecesi

Perşembe akşamı öylesine utandım ki, eminim benim gibi ne Beşiktaş Spor Kulübü'nü ne de Fenerbahçe Spor Kulübü'nü tutmayan binlerce vatandaşımız da utanmışlardır. Bunun adına kepazelik, utanmazlık, aymazlık denir. Daha söylenecek çok şey var, ama terbiyemizi bozmayalım. Beşiktaş kendi sahasında Dolmabahçe'de, Belçika'nın Club Brugge takımına 0-5 mağlup oldu! Ülkemizin diğer güzide takımlarından biri olan Fenerbahçe ise, Danimarka'nın köy takımı statüsünde denilebilecek stadyum kapasitesi 10.000 küsur olan takım bütçesi Fenerbahçe'nin yarısından da az, yaş ortalaması ise 22,5 olan adını telaffuz etmekte çok zorlandığımız FC Nordsjælland'a yenildi! Bakın, bu bir spor, evet galip gelmek de mağlup olmak da var, doğası gereği ve sonuç ne olursa olsun, bir spor müsabakası olduğu unutulmadan fair play çerçevesi içerisinde olmalı her şey. Lakin, böyle bir sonucu ve böyle bir üzüntüyü bu taraftarlara yaşatmaya kimsenin hakkı yok! Kendi taraftarlarınızın üzüntüsünü geçtim, memleketimizi böylesine küçük düşürmeye hakkınız yok!

19 hafta üst üste galip gelmiş, 2 hafta öncesine kadar yere göğe sığmayan bir Fenerbahçe vardı. Tamam, çok çok önemli bilmem kaç tane oyuncun sakat, lakin kardeşim orta sahan Ali Babanın Çiftliği gibi gelenin geçenin belli olmadığı maçın ilk dakikasından itibaren belliyken, kör olan birinin bile görebileceği bir hal var iken, buna çözüm bulamamak, 90 dakika bizler gibi Tv başından izler gibi maçı seyretmek nedir, Allah aşkına? Bazen futbol ile alakalı yazılar yazarım, ama her defasında da üzerime vazife olmayan konulara girmekten en azından hüküm vermekten çekinir ve haddimi bilerek görüşlerimi belirtirim. Amma velakin, kimse kusura bakmasın Fenerbahçe'nin stoper ikilisi olan İsmail Yüksek ve genç kardeşimiz Yusuf Akçiçek tercihi ne korkunç bir tercihti! İsmail Yüksek kendini bir nebze kanıtlamış Milli takım oyuncusu statüsüne erişmiş bir arkadaşımız iken, Yusuf kardeşimizin futbol hayatını bitirtmek istermişçesine o çocuklara 90 dakika boyunca niçin eziyet ettin acaba, Sayın İsmail Kartal? O çocuklara eziyet ettin, sadece ekranları başında Fenerbahçe taraftarlarına değil, Türk halkına işkence ettin resmen! Kusura bakma çok iyi bir insan olabilirsin, hiç tanışmadık denk gelmedik, lakin boğazın karşılıklı iki yakası olan dünyanın en güzel yerlerinden ikisi olan Rumeli Kavağı ve Anadolu Kavağı semtlerinde oturuyor oluşumuz, belki ortak noktamız. İnsanlığının ve adamlığının kalitesinden zerre şüphem yok, yüzüne bakıldığında bile düzgün bir adam olduğun anlaşılıyor. Lütfen, yanlış anlama bu söylediklerimi, kamuoyunun tepkisi mesleki hataların ile ilgili. Bu ülkeye, bu hezimeti yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Konferans Ligi kupasını kazanır mı noktasından, gruptan çıkıp çıkamayacağı belli değil noktasına gelinmesi ayıptır. Birkaç kelamım da kulüp başkanı Ali Koç'a, sayın Koç bu ülkede diğer kulüp başkanları ikinci sezonlarında şampiyon olamadıklarında, camialar tepelerine biniyor ve al aşağı ediliyorlar, bazıları da kendileri istifa ediyorlar. 6. yılınızda sadece Türkiye Kupası sahibi bir başkan olarak ve 6. yılınızda ezeli rakibiniz Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde show yaparken, Konferans Ligi'nde takımınızın bir köy takımından 6 gol yemesini nasıl sindiriyorsunuz? Sizi istifa etmekten alıkoyan nedir? Siz giderseniz Fenerbahçe bitecek mi? Veya şunu sorayım, 6. yılınızda şampiyon olursanız, bu sezon bu sizi mutlu edecek mi? Veya karizmatik bir son olmasını istiyorsunuz da şampiyon yapıp da mı bırakacaksınız? Böyle bir şekilde bıraktığınız taktirde, güzel bir son mu olacak, böyle mi düşünüyorsunuz ? Başka ülkeleri bilemem, lakin bu ülkede sizden daha başarısız bir kulüp başkanı görmedim. Böylesine büyük bir camianın böylesine başarısızlığa katlanmak zorunda bırakılması ve bu zorunlu bırakılmanın da başkanın soy isminden kaynaklanıyor olması çok acı! Fenerbahçe taraftarı olsam kahrolurdum. Ve benim ortanca evladım Burak Alp'in yıllardır çektiği çileyi gördükçe, Trabzonsporlu bendeniz diyorum ki; artık Fenerbahçe şampiyon olsun. Fenerbahçe'yi tutan kişilerin ruh dünyaları hakikaten sarsılmış durumda, baştan mükemmel başlangıç, "tamam ya,, o sene bu sene...'' söylemleri, çatır çatır top oynayan bir Fenerbahçe görüyoruz, lakin ligin ortasına gelmeden takıma inme inmişçesine bir şeyler oluyor ve psikolojiler yine bitik...! İnanın artık dayanamadığımdan, bir Trabzonspor taraftarı ve Fenerbahçeli bir evladın babası olarak, artık kendine gelsin bu takım, diyorum. Oğlum adına üzülüyorum...

Beşiktaş'a gelecek olursak, Beşiktaş bu sezon zaten havlu atmış, başkan değişim sürecinin içinde ve inanılmaz fazla sayıda sakat oyuncusu olan bir halde! Lakin, bunların hiçbiri kendi stadyumunda orta düzey bir takımdan 5 yemeye sebep olamaz, olmamalı, ama oluyor işte!

Son olarak ise, Galatasaray Spor Kulübü'ne teşekkürlerimi iletiyorum. Avrupa'da yüzümüzü güldüren yine Galatasaray oldu. Manchester United eski gücünde değilmiş, bilmem neymiş falan anlamam arkadaş ben. Adamlar 1-3 geriden gelip, beraberliği koparıyorlar mı, koparıyorlar! Kimsenin yenemediği Bayern Munih'i, harika bir futbolla elinden kaçırıyor mu, kaçırıyor! Avrupa'da başarısı olan tek takım kim? O zaman kimse kusura bakmasın, her sene Türkiye'yi Galatasaray temsil etsin Avrupa sahnesinde. Mağlup olsa da rezil etmez en azından...

Hayırlı Pazarlar.