Öylecene boynunu bükmüş ve kimseciklerin bilmediği;
Bir menekşecik,sevimli mi sevimli.
Derken genç bir çoban kız geldi,
Hafif adımlarla ve neşeli mi neşeli,
Ta oralardan,oralardan
Çayıra ve şarkılar söyledi.Ah,diye düşündü menekşe,
Doğadaki en güzel çiçek olsaydım keşke,
Ah, yalnızca kısacık bir an boyunca,
Ta ki şu sevgili beni kopartsın
Ve iyice göğsüne bastırsın!
Ah,yalnızca,evet yalnızca
Bir çeyrek saat boyunca! Gelgelim,ah,ne yazık! Genç kız geldi
Ve ona hiç dikkat bile etmedi,
Ezdi ayağının altında zavallı menekşeyi.
O ise yere yığılıp öldü ve bir de sevindi ölürken;
Ve ölüyorsam eğer şimdi, yine de onun elinden,
Onun elinden, onun elinden,
Ayrılmadan ayaklarının dibinden.”
Mevsimden midir, yoksa Ordu Karaağaç Köyünde olmam ve köyümün bahçelerinde menekşelerin açmış olmasından mıdır bilmiyorum dilime Goethe’nin “Menekşeler” şiiri dolandı!
Aşkı, vefayı ne güzel de anlatıyor!
Dudaklarımda bu şiir, Sayın Cumhurbaşkanımızın memleketim Ordu’ya teşrifleriyle yapılan miting meydanına vardım!
Şöyle bir köşeye çekilip miting meydanına baktım!
Emin olun, karşımda sanki rengarenk bir menekşe bahçesi!
Belli ki, çoğu köyünden gelmiş rengarenk oyalı yaşmaklı kadınlar...
Hiç biri de her an yağması muhtemel yağmura aldırmıyorlardı ve hava soğuktu!
Sayın Cumhurbaşkanı, Memleketi Rize’den, Ordu Cumhuriyet Meydanına teşrif ettiklerinde o rengarenk menekşe bahçesi dalgalanmaya başladı, hani bir rüzgar eser de bahçedeki menekşeler kıpır kıpır olur ya, o misal!
Sayın Cumhurbaşkanımız mikrofonu eline alıp konuşmaya başladığında anladım ki yüreği buruk!
Nedenini, söze başladığında anladım, bir vefasızlık burkmuştu yüreğini!
Kolay mı, en güvendiğin, en mahrem sırlarını paylaştığın, en terk etmez dediğin, en olmaz zamanda seni terk ediyor ve savaşın en önemli safhasında karşı safa geçiyor ve oradan sana kurşun sıkıyor!
Bırak kurşun, gül bile atsa yaralamaz mı yüreği!
Kimden mi bahsediyorum?
Ak Parti kurucusu olup, bir partinin mahremiyeti anlamına gelen genel sekreterliğini yapmış, o partinin bakanlık makamında oturmuş İdris Naim Şahin’den...
O menekşe bahçesi yok mu?
Hani, Goethe’nin “Menekşeler” şiirindeki gibi sevgilinin ayakları altında can vermeyi bile mutluluk sayan menekşeler, Sayın Cumhurbaşkanı konuştukça alanda yerlerinde duramıyorlar, sanki her biri bereketli bir baharı müjdeliyordu!
Hülasa, Sayın Cumhurbaşkanı memleketim Ordu’da bir tek ayrık otunun bile olmadığı, her biri sevgilinin ayağının dibinde can vermeyi mutluluk sayan bir menekşe bahçesine hitap etti!
Böyle bir güzelliğin sonu da hem memleketim Ordu hem de güzel ülkem Türkiye için bereket olacak inşallah!
Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmasını bitirip Samsun’a yollanıyorken, Ordu’nun menekşeleri kendilerini merhum Atsız’ın şu mısralarıyla uğurluyorlardı:
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.