Ne desem bilmem ki?

Neyi, nasıl anlatsam...?

Bakıyorum da kimseler bir ötesini düşünmüyor, konuşmuyor!

Asıl korkum da bu ya!

Öyle büyük laflar ediyor, öyle büyük beklentilere sokuluyor ki insanlar!

Kimsede, ne kul hakkına riayet var ne de ar...!

Kul hakkından korkulmadığı ve ar etmenin olmadığı bir dünyada nasıl yaşanır?

Sorum, gayet yalın ve en düşük seviyede akıl baliğ olanın bile kolayca cevap vereceği sadelikte bir soru.

Mesela, kaç siyasetçinin naaşı, merhum Cüneyt Arkın'ın cenazesi gibi kaldırıldı?

Mesela, kaç siyasetçinin ya da medya yüzünün ya da kaç tüccarın cenazesi merhum Barış Manço'nun cenazesi gibi kaldırıldı?

Veya kaç siyasetçinin, zenginin cenazesi, Cem Karaca'nın cenaze merasimi gibi oldu?

Oysa, onlar sağ siyasetin jargonuyla, "artist" sol jargona göre, "dönek" insanlardı de mi?

Yine, sağ siyasetin diliyle, "davayı kullanan" lardandılar veya "dönek" ...!

Onların hiç biri, bir ihale için kapı çalmadı!

Hiç biri, bir makam, mevki için kapı çalmadı!

Sağ siyaset, sanatçı gördüğünde, çocuklarının başını okşatmak için sıraya girmiş, çıkar çıkmaz, "artist" demiştir, çoğu zaman!

Ne zaman, makam mevki edindiler ya da para içerisinde yüzmeye başladılar, işte o zaman kendileri değme artistlere taş çıkaracak kadar artistlik tasladılar!

Sonra da cenazelerinde, en önde saf tutup kameraların önünde ahkam kestiler(!)

Mesela, kaç kişi merhum Cüneyt Arkın'ın 1972 yılında Altın Koza Film Festivali'nde kendisine verilmek istenen ödülü, "O ödül Yılmaz'ın hakkıydı" deyip, reddettiğini biliyor?

Ey, Cihangir, Nişantaşı, Zorlu'dan başka yerde arzı endam etmeyen değme solcular, kaçınız, merhum Tarık Akan'ın, " Maden" isimli sinema filmini çekmek için para bulamadığı günlerde, Cüneyt Arkın'ın da para yatırdığını biliyor?

Bilemezler ki...!

Daha doğrusu, gerçeği taşımakla mükellef olanlar, namuslu olanlar gereğini yapmadıkları için, nesiller hep bir kavganın tarafı oldular.

Ah, değerler üzerinden geçinen bu dünyanın değerleri ile değer bulup, ebedi hayata sahip olduklarının değersizliği ile ebedi hayattaki muhakemeye değersizlikleriyle çıkacak olanlar, huzuru mahşere vardığınızda, terazi kefenizin hangi tarafı ağır basacak acaba?

En acısı da arkada bıraktığınız değersizliklerinizle değersizleştirdiğiniz kişiler, torunlarınız sizlere gavur parasıyla bir dirhem değer vermeyecekler!

Bu zamana kadar kimi ısrarla aradımsa, "ölüm de var ya da insanı insan yapan en önemli haslet vefa" duygusuyla aradım.

Hülasa, hangi ideoloji ya da fikir hareketinin kaç Yılmaz Güney'i, bu gidişata hayır diyecek, kaç Cüneyt Arkın'ı var?

Delikanlıydılar, delikanlı gittiler...

Öyle güzel ağladım ki...

Neye mi...?

Delikanlılığıma...