Kuzeyden lider manzaraları

Rusya Lideri Vladimir Putin 21 Şubat 2023 günü, ulusa sesleniş konuşması yaptı. Konuşmanın büyük bölümü, Ukrayna ve Rusya tarihinin ortak kültürü hakkında meselelerle geçti. Devamında, Ukrayna'nın batı devletleri tarafından özünden, kültüründen, tarihi mirasından koparılması için, batının yaptığı manipülasyonlara yer verdi. Geçen yılların sonunda Ukrayna, onların istediği doğrultuda şekillendi ve Rusya'ya karşı kullanılabilecek bir güç haline getirildi diye, sürdürdü konuşmasını. "Batı, cini şişeden çıkardı. Onlar savaşı başlattı, biz durdurmak için her şeyi yaptık." Diyerek savaşın batı ülkeleri tarafından çıkarıldığının altını çizdi. Kendisine ve devletine göre, tüm haklı durumları art arda sıralayarak, kıtalararası nükleer balistik füze kabiliyetlerini dizginlemeyi amaçlayan Yeni Start anlaşmasını askıya alacaklarını bildirdi.

Dönüp geçmişe baktığımızda Ukrayna'ya karşı Rus tarihinde büyük zulümlerin gerçekleşmiş olması, batı tarafından kaşınacak güzel bir yara oluşturdu. Ukrayna Rusya'dan gördüğü büyük zulümlerin travması ile Batı'ya yaklaştıkça, Batı her zaman olduğu gibi eline geçen fırsatı kaçırmadı. Yıllarca Rusya'ya karşı fiili savaş neticesinde oluşacak insan kaybını göze alamayan Batı'nın eline kolayca gözden çıkarabileceği bir toplum düşmüş oldu. Neticede gördük ki, NATO'nun elindeki silah teknolojisinin Ukrayna'ya yığılması ile iki doğu toplumu bir kez daha birbirine girmiş oldu. Batı bir yandan Rusya'nın enerjisini yavaş yavaş tüketmesini izlerken, Ukrayna devletinin de yok olmasına bir nevi göz yumuyor. Neticede, ikisi de onların gözünde doğulu.

Putin bir taraftan ülkesinin NATO tarafından kuşatılarak, ablukaya alınmasını engellemek için savaşırken, diğer yandan da dünya toplumlarına Batı tarafından zerk edilen bir takım yozlaştırıcı politikalarla savaştığını iddia ediyor.

Putin'in konuşmasından en çok aklımda kalan kısım da burası oldu. Aslında hepimizin gördüğü bildiği, fakat dillendiremediği, hatta bizzat yaşadığımız, Batı'nın yozlaştırma politikalarını eleştirdiği kısımlar şu şekildeydi.

"Batı hükümetlerinin kendi insanlarına yaptıklarına bakın, aileyi, kültürel ve ulusal kimliği yok ediyorlar. Pedofili dahil çocuk istismarı, hayatlarının normali haline geliyor ve papazlar aynı cinsiyetten evlilikleri, kutsamak zorunda kalıyor.

Ancak dünya dinlerinin kutsal kitaplarına bakın. Ailenin bir erkek ve bir kadının birliği olduğu da dahil olmak üzere her şeyi yazıyorlar ancak bu kutsal metinler bile artık sorgulanıyor.

Batı'nın çocuklara cinsiyet değiştirmenin normal olduğunu empoze etmesinin insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu düşünüyorum."

Dönüp baktığımızda, dijital platformlarından tutun sosyal medyasına, hatta bazı Amerika Eyaletleri ve Avrupa Devletlerinin hukuk sistemlerinde bile, adamın söyledikleri dolu dizgin millete uygulanıyor. Hatırlıyorum, Rusya da eşcinsellik propagandasını yasakladığı için epey eleştirilmişti. Ukrayna'da ise Zelenski'nin siyasete girmeden hemen önce ekranlarda yer aldığı projelerin neredeyse hepsinin, Batı'nın yozlaştırıcı politikalarının ürünleri olduğu görülüyor.

At izinin it izine karıştığı bu dönemde, kim kendi halkını savunuyor, kim yozlaşmanın peşine takılmış gidiyor, belli değil; hangisi samimi veya hangisi gerçekten ülkesinin çıkarlarını düşünüyor, anlamak çok zorlaştı!