0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Kıyametten önce kıyametten sonra…!

Şu anda 8. gün, saat 17:16, kıyametin üzerinden geçen 182 saat ve Hatay'da yıkıntıların arasından bir evladımız çıkarıldı!

Adı Kağan...

13 yaşında...

Düşünsenize, bizler sıcak evimizde çoluğumuz çocuğumuzla televizyon kanallarından yaşananları seyretmeye yüreğimiz dayanamazken, Kaan 8 gün 182 saat en az eksi 4-5 derecede kurtarılmayı bekledi!

Anası babası, varsa kardeşleri sağ mı bilmiyor!

Evet, kıyametten 182 saat sonra Kaan'ımızı kurtardık!

"Kıyamet"...!

Hatay, Kahramanmaraş, Islahiye, Nurdağı'nda gördüklerime, ben deprem diyemiyorum!

Ki, Adapazarı, Gölcük, Kocaeli, Bolu depremini bizzat yaşamış, daha sonrasında da alanda olmuş biri olarak, ben bu yaşanana deprem diyemiyorum!

Düşünün, Hatay'da, ben diyeyim 5 siz deyin 10, hadi diyelim 20 bina ayakta kalmış, kalanların içerisine girmek bir yana yanında durmak bile tehlikeli!

Sadece şu kadarını diyeyim, ilk 2 gün dünyanın en süper devleti bile çaresiz kalırdı!

Yollar hasarlı!

Havaalanı hasarlı!

İskenderun limanında yangın var!

Diyelim ki, Hatay'a geldiniz, içeri girecek cadde sokak yok!

Tüm devlet kurumları, binaları yıkılmış, afete müdahale edecek insanlar, ekip, ekipman da yıkıntının altında!

Siz bu yaşanan hale siz ne dersiniz bilemiyorum, ama ben bu yaşanan hale kıyamet diyorum!

Asıl sorun, bugün özellikle Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman'da manzara nedir, ne yaşandı ve yaşanmakta olduğunun bilinmemesi; yaşananların Adapazarı, Gölcük, yakın zamanda Elâzığ, İzmir'de yaşanan depremler gibi zannediliyor olması ve o yaşananlara bakarak değerlendirme yapılmasıdır!

Bizzat gidip gördükten sonra diyeceğim şudur ki, Allah devletsiz koymasın!

Allah, vicdan sahibi, dünyanın hiçbir yerinde rastlanamayacak bir yüreğe sahip milletimizin yüreğine ferahlık versin...

Gelelim sadede;

Her kim, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve devlet görevlilerine değil diliyle, içinden bile sitem eder, Allah şahidimdir ki, önce kendi vicdanında, sonra insanlık vicdanında, Allah indinde ve tarihin huzurunda mahkûm olur!

Görüyorum ki, canla başla yıkıntılar arasında kalan insanlara ne yapabilirim telaşıyla, gayret içerisinde olan insanların geçmişlerini karıştırıp, özellikle de sosyal medyada algı operasyonları çekenler ayıp ediyorlar, insanlık suçu işliyorlar!

Allah aşkına, gün enkaz altında kalan insana uzanan el olmak, bir nefes almak iken, ortalıkta salyaları akıta akıta, nefret kusmak nedir?

Gün, suçlu aramak günü değildir...

Eğer, suçlu aranacaksa, suçlu her birimiziz...

Bakınız, bugün yok olmuş olan Hatay, 29 Haziran 1939'da kendi rızasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne katılmıştır.

Aklımızı başımıza toplayalım ve unutmayalım ki, bugün Tahir Sökmenoğlu'nun (Dönemin Hatay Devleti Cumhurbaşkanı) torunları enkaz altında!

Aklımızı başımıza toplayalım ve unutmayalım ki, 31 Ekim 1919'da Maraş Türk Milleti'ni ayağa kaldırıp, Kahramanmaraş adını almıştır!

Ama, bugün Sütçü İmam'ın torunları enkaz altında!

Sıra bizde...!

"Neden...? Suçlu kim?..." bunların konuşulacağı günler de gelecek elbet!

Hatta, bundan sonrası, ''Kıyametten önce kıyametten sonra'' diye değerlendirilecektir...

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX