Karakter zafiyeti göstermeyelim!

“Ahir zaman gelecek” derdi babaannem, anam da bir köşede başını sallardı, dedem ise ahşap panjurlu pencereden, 1105’te 60 000 kişilik Pontus Rum İmparatoruna karşı, 10 000 kişilik orduyla savaşılan 6 000 askerini şehit verip, kendisi de gazi olan komutanın Karadeniz’in Türk yurdu yapan cengine şahitlik eden dağlara dalar giderdi!

1974 senesi gelip çattığında, radyodan ajans dinleyen dedem etrafında ise babaannem, babam, amcalarım, Çepnilerin çoğunlukla katıldığı Kıbrıs Barış Harekatı'na kulak kesilirlerdi!

“Ayşe tatile çıksın” diye parolasıyla, “Kınalı Kuzular” ın, “Allah Allah” nidalarıyla, bırakın insanı katırların bile çıkamayacağı Beşparmak Dağları’na tankların çıktığı günler!

Ardından başlayan ABD ambargosu..!

Rivayet odur ki, Kaddafi’nin, askeri hangarların kapısını ardına kadar açtığı günler!

Ronald Reagan’ lı yıllar... Baba Bush ve Oğul Bush’ lu yıllar!

Önce Irak..!

Sonra Mısır..!

Derken Libya..!

Derken Suriye..!

Derken... derken... derken …!

El nihayet, bizim ortağı olduğumuz F35 ‘leri vermemeleri!

Binlerce tır dolusu silahın hem de beleş, PKK’ya verilmesi!

Ve 15 Temmuz Başarısız İşgal Girişimi!

Farkında mıyız bu yazıda en çok tekrarladığım kelime “derken”..!

ABD’de değişen ister demokratlar ister cumhuriyetçiler olsun bizim, “derken” in sayısı hep artmakta!

Dün, gün boyu hangi sanayici, işadamı dostumun ofisine uğradımsa, hepsi ABD seçimlerine odaklanmıştı, önlerinde ise borsa portföyleri..!

Neymiş, Trump seçilirse Dolar şöyle olacakmış, Biden seçilirse böyle..!

Kendimi tutamadım, “Oldu olacak bir daha ki ABD seçimlerinde bizlerde oy kullanalım” dedim!

Üstelik sonuç ne olursa olsun hayatımızdaki mevcut “derken” lerin sayısının artacağı aşikar bir şekilde ortadayken!

Bu nasıl bir zillettir, beyler!

Bunun adı gönüllü müstemlekelik, mandalığı kabul demektir!

Bunun adı, zillettir!

Ne zaman ki, bu gibi durumlarda bizim sanayicimiz işadamımız, “Bana ne ABD seçimlerinden, ABD ‘de sonuç değişir, ama ABD devletinin politikası değişmez ! Bu halden kurtulmanın tek çaresi üretimden geçer” der, işte o zaman Dolar da düşer, borsa da yükselir!

Bunun dışındaki yükseliş ve düşüşlerin hepsi aldatmacadır, hüsrandır, müstemlekeliği, mandalığı kabul etmektir!

Biz, tercihimizi 29 Ekim 1923’te yaptık!

Ondandır ki, hedef 2023 dedik!

2023’te her alanda ve her anlamda tam bağımsızlık diledik!

Çünkü, bağımsızlık karakterimizdi!

Yeter ki, karakter zafiyeti göstermeyelim vesselam...