“İşleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi”

İlk yurtdışı seyahatimi 1993 yılında Almanya'ya yapmıştım.

İzmir Alman Konsolosluğu' na vize başvurusunda neler çekmiştim bilemezsiniz!

Hiç unutmam, Alman Konsolosluğu bonservisimi ve yarı resmî, hatta resmî evraklarımı kabul etmemişti de görevli bana, " Bir oyununuzun afişi ya da bir gazete haberi getirir misiniz" dediğinde, varın halimi siz düşünün!

Sayın Musa Serdar Çelebi Bey'in kurucu başkanı olduğu ATİB'in (Avrupa Türk İslam Birliği) davetiyle gitmiştik. Tiyatro oyunumuz, "Yusuf Yüzlüler ", 12 Eylül 1980 darbesinden sonra yaşananları anlatan bir oyundu.

Ankara Mamak... C5... İşkenceler... İdamlar...!

"Yusuf Yüzlüler" tiyatro oyunumuz, "Allah bir daha yaşatmasın" denilen yaşanmışlıkları anlatmaktaydı!

Oysa, yaşananları ne bir tiyatro oyunu anlatabilirdi ne de başka bir şey...

Otuzu aşkın noktada sahnelemiştik oyunumuzu.

Daha sonraları da bir çok oyunumla Avrupa turnesi yaptım elbette .

Bu satırları da "Korkma " isimli, merhum Mehmet Akif Ersoy'un hayatından kesitleri anlatan oyunumun turne dönüşünde, uçakta yazdım.

Ne tuhaf!

O günlerde de Gündüz Gazetesi' nde köşe yazıyordum, yazılarımı da baskıya fax ile yolluyordum.

Çoğu oyunlarımızı da kiliselerin salonlarında oynuyorduk, lakin bu sefer Avrupa' nın en büyük cami salonunda oynadım, "Korkma " isimli tiyatro oyunumu, çoğu, gençlerden oluşan bini aşkın seyirciyle...

Biliyor musunuz, Almanya'da kira olmayan, bizzat Batı Avrupa'da rızkını kazanmaya çalışan insanlarımızla, elbette ki de mensubu olmaktan şeref duyduğum Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin elele vermesiyle yapıldı, DİTİB Köln Merkez Camii!

Muhteşem bir kompleks, emeği geçenlerden, vesile olanlardan Allah razı olsun!

1993 yılında ATİB Genel Merkez Binası'nda koşuşturup oynayan, şimdilerde DİTİB iştiraklerinden birinde görevli Sayın Muharrem Çelik kardeşimin mihmandarlığında turne yapmak...

Peşinen şunu yazmalıyım ki, Avrupa'nın en sanayileşmiş, bütçesi milyarlarca Euro fazla veren Almanya'sında, Kayserili bir bacımıza gelen bir buçuk aylık doğalgaz faturası, 730 Euro!

Kiminle konuşup sohbet etsem, ayçiçek yağı ve un sıkıntısından dert yandı!

Lakin, bu Avrupa turnemde, aslen ata toprağım Giresun Tirebolulu olup, şimdilerde Batı Avrupa Türk'ü Sayın Ali Kılıçarslan ağabeyimden yeni bir şey daha öğrendim!

Yeni bir şey daha öğrendim diyorum, çünkü 1993' teki ilk Avrupa turnemde, kendisi ATİB genel merkez idarecisiydi ve özellikle de Batı Avrupa Türklüğü konusunda otorite olarak kabul ettiğim ağabeyimden her daim çok şey öğrenmişimdir.

Aşağıdaki fotoğraf meşhur Köln Katedrali...

Önündeki aracın üzerinde ne yazdığını merak eden varsa, hemen bir çeviri programına Almancasını yazıp öğrenebilir, benim elim varmadı yazmaya!

Maksadım, ne yazdığını gündeme taşımak da değil!

Bu bina da Katedralin hemen karşısında!

Alman devleti ve Almanlar bu binanın Katedralden yüksek yapılmasına izin vermediği gibi, bu haline de binanın dış yüzüne katedralin silüetinin giydirilmesi kaydıyla izin vermiş!

İşte ortaya da böyle bir manzara çıkmış!

İlk fırsatta, bırakınız bir şehrin sembolü olmasını, insanlığın en eski mabedi Ayasofya-yı Kebir Camii'ne Üsküdar veya Haydarpaşa Garı'ndan bakınız yeter ...!

Zaten, bu Almanlar iki dünya savaşında da yerle bir olduklarında, hastane, okul, fabrikadan önce tiyatro salonlarını ayağa kaldırmakla işe başlamışlar!

Hülasa, Köln DİTİB Külliyesi'nde, merhum Mehmet Akif Ersoy'un hayatından kesitleri anlatan, "Korkma" isimli tiyatro oyunumu sahneledim ve döndüm.

Bilir misiniz, merhum Akif de 1915 yılında Almanya'da bulunmuş, İstanbul 'a dönüşünde insanlar sormuşlar, "Üstad ne gördün? ".

El cevap, "İşleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi" ...