0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

İmam teminatımızdır!

Uzunca bir zamandır, bahsedeceğim hadisenin buralara geleceğini, yana yakıla anlatmaya çalışıyorum!

Devlet ricalinin en tepesindekilerden tutun da ulaşabildiğim her kesime, yapılmak istenen tahribatın, bu toplumu çökerteceğini dile getirdim.

Eğer, bu tehlikeye karşı tedbir alınmazsa, 15 Temmuz'da verilen destansı mücadelenin büyük yara alacağını, maazallah toplumun atom çekirdeğinin yara alacağını kaç kez yazıp söyledim!

Bahsettiğim ne mi?

İmamlık müessesesi...

Geçmişte sanat ile itibarsızlaştırılmaya çalışılan imam, bugün daha arsızca, adeta ırz düşmanı olarak gösterilmeye çalışılmakta!

Her türlü sapkınlığa hak aramayı kendisine görev addeden birileri, imamları, Kur'an kurslarını hedef tahtasına oturttu!

Peki, neden imamlar hedef alındı, alınıyor?

Çünkü, imam sadece camide beş vakit namaz kıldıran biri olmanın ötesinde, toplumun atom çekirdeğidir, dahası olağanüstü şartlarda imam, ihtiyar heyetinin başı olup olağan üstü yetkilere de sahiptir!

Misal, Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi...

Eğer, Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi'nin dirayeti olmasaydı, Milli Mücadele belki de başlamadan bitecekti!

Eğer, Ahmet Hulusi Efendi, İstanbul Fetvası'na karşı o şerhi yazmasaydı, Milli Mücadele başlamadan bitecekti!

Öyle ki, 15 Mayıs 1919'da Yunan'ın İzmir'i işgal etmesinin birkaç saat sonrasında, Denizli'de onbinlerce kişiyle büyük bir miting yaparak, Anadolu'nun kıyama kalkmasını sağlamıştır!

Bitmedi...

Eşi, evladı cephede olan mazlum Anadolu kadınlarına kan kusturan dağa çıkmış eşkiyaları, dağdan indirip, Milli Mücadele saflarına katmıştır!

I.Meclis'te 163 imam ve din adamı olduğundan, bu ülkede bırakın sıradan halkı, makam mevki sahibi kaç kişi haberdardır?

Elbette, farkında olanlar da var, onlar Ahmet Hulusi Efendilerin şamarını yiyenlerdi!

Yüz yıldır, o şamarın acısını da unutamadılar ve her fırsatta imamları itibarsızlaştırmak için ellerinden geleni artlarına koymadılar!

Dönüp baktığınızda, LGBT onlar için hakları savunulacak masumlar, lakin hemen hemen her kesimde yaşanacak ahlaksızlıklar, Kur'an kurslarında yaşandı diye, ortalığı yangın yerine çevirtmekteler!

Hepimiz bir şekilde devlet yurtlarını da özel yurtları da biliyoruz.

Oralarda yaşananları da biliyoruz!

Hani, suçun şahsiliği vardı!

LGBT, eli kanlı PKK canileri sözkonusu olduğunda suç şahsidir, der, lakin birkaç münferit ahlaksızlık olduğunda İmamlara, Kur'an kurslarına hücum eder!

Bir de bizim mahallenin pısırıklığı eklenince, adeta köpeksiz köyde çomaksız dolaşmayı cesaret ederler!

Ahlaksız imam da olsa hakim de olsa, her kesimden çıkar ve ahlaksız ahlaksızdır!

Bakınız, son kış şartlarında Afyon'da bir imam almış termosunu çıkmış yola, yolda kalanlara sıcak çay ve bisküvi dağıtıyor, ne yazık ki, malum medya, bu imamı görmezden geliyor!

Çok hassas dönemden geçtiğimiz bugünlerde, bu itibarsızlaşma çabalarının sebepsiz olduğunu mu sanıyorsunuz?

15 Temmuz Başarız İşgal Girişimi'nde minarelere çıkıp, sela okuyan imamlarımızın önemini, kimse yadsıyamaz!

Dört bir tarafımız sarılmış, her an savaş çıktı çıkacak!

Hal böyleyken, bizim her şeyden daha çok Ahmet Hulusi Efendilere ihtiyacımız olacaktır!

Bir çift sözüm de Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sayın Ali Erbaş Hocaefendi'ye, kurumun en acil görevi, imamların itibarsızlaştırılmasına karşı, özellikle de çocuklarımızı bilgilendirmek olmalı.

Başkanlığın elinde televizyon, radyo, matbuat var, bunlar daha etkili hale getirilebilir!

Dün gibi hatırlıyorum, eskiden Anadolu'da tiyatro organizasyonlarını il ilçe müftülükleri, din görevlileri dernekleri organize ederlerdi. Bu uygulama, acil olarak tekrardan başlatılmalıdır.

İmam elden giderse, vatan elden gider!

Allah muhafaza vatan elden giderse, ortada ne millet ne ümmet ne de din kalır!

Bakınız, 13 yıl önce bugün ebediyete yolculadığımız Bahtiyar Vahapzade, Ankara'da bir sabah vakti, sabah ezanını duyduğundaki duygularını nasıl ifade ediyor, "Ankara'da, sabah erkenden ezan sesi duydum. Ezanı, çocukluğumda Şeki'de duymuştum. Şimdi ikinci defa duyuyorum. Çocukluğum gözümün önüne geldi. Ezan sesi beni çocukluğuma götürdü. Babamı, dedemi hatırladım.

Sabah ezanıydı. Sonrasında uyuyamadım. Ve "Allahu Ekber" isimli şiiri yazdım."!

...

O'dur eğriliğe düzün hamlesi

Rahmin ilk nidası ahir cümlesi

Allah'ın sesidir vicdanın sesi

Vicdanın sesidir Allahü Ekber!

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX