Ahmet Yenilmez


Yayın Tarihi:

26 Mayıs 2024 Pazar 11:57:00

İçinden çıkılmaz bir mesele

Mis gibi bir tartışma ve ayrışma konumuz hayırlı olsun... Sokak köpekleri meselesinden bahsediyorum. Her daim olduğu gibi kavga etmek, bölünmek için hiçbir fırsatı kaçırmayan milletimiz bu konunun üzerine de mal bulmuş mağribi gibi atladı ve memleketin bir numaralı gündemi, sokak köpekleri meselesi oldu. Söyleyeceklerimi 4 köpek, 1 kedi ve köyümüzde sayısız hayvan sahibi olan biri olarak dile getireceğimi bilmenizi isterim. Meselenin baş aktörleri ise sokak köpekleri. Yakın bir zamanda canımın cananı iki köpeğim, "Dost ve Kıtmir'' isimli köpeklerimin ölümü ile yüreği paramparça olmuş bir hayvansever olarak dile getireceğim fikirlerimi.

Hayvanların bizlere ne şekilde dostluk ettikleri ve belli bir süre bir hayvanla iletişim kurulduğunda arada oluşan bağın insana yaşattıkları şâyanı hayret! Özellikle de köpekler gibi sadece mama, su ve sevgi bekleyen bir türle, bir süre zaman geçirdiğinizde oluşan kuvvetli bağ anlatılır gibi değil!

İnsan, insanı sevmeli, hayvanı sevmeli; hülasa, yaratılanı sevmeli yaradandan ötürü düsturuyla, bir karıncaya bile zarar vermemeli. Ekosistemin içindeki tüm canlıların bir amacı var ve o amaçlardan bir tanesi eksilince, dünyamız için hayırlı şeyler olmuyor. Amma velakin, sokak köpekleriyle ilgili bu durum ekosistemin doğal bir oluşumu değil. Sebeplere bakacak olursak, mesela ilk sıraya "karne hediyesi'' olarak alınan canlıların sonrasında, insafsızca sokağa bırakılmasını koyabiliriz. Satın alınan, eve alıştırılan köpeklerin, çeşitli bahanelerle, sokağa bırakılmaları gibi vahim durumlar... Öyle veya böyle sorun ortada, sebeplerinin tartışılması gereken dönem çoktan geçti, artık çözüm zamanı.... Takip ettiğim kadarıyla, iki taraf, yani köpeklerin itlaf edilmesini savunanlarla, kendilerine hayvansever diyen (sanki sadece kendileri hayvansever, çözüm isteyenler "cani, hayvan düşmanı hatta insan düşmanı...) kendileri dışında bir fikir ortaya koyanları ise cani olarak yaftalayanları görüyoruz. Anladığım kadarıyla bu hayvanseverler meselesinde de bir "Geçinenler sınıfı'' mevcut. Her olguda, her durumda olduğu gibi bunda da, "Mama lobisi'' denilen bir geçinenler sınıfı olduğu apaçık. Bağış adı altında çok yüksek meblağlardan bahsediliyor. Yani, hakikaten göz ardı edilemeyecek meblağlar görüyorum. Tabii, böyle yüksek meblağlardan bahsedilirken, bu meselenin kolay kolay çözülmesi de imkansız oluyor. Para olan yerde çözüm kolay kolay olmaz. Lakin, bakıyorum da bu kendilerine hayvansever diyenlerin bir kısmı ziyadesiyle küstahlar. Meseleyi ne tartıştırıyorlar ne de bir çözüm getiriyorlar meseleye. Tek söyledikleri, belediyeler barınak kursun, barınakların şartları iyileştirilsin ve kısırlaştırılan hayvanlar o barınaklarda yaşasınlar. Gerçi barınak meselesine karşı olanları da var bunların, "İlle de sokakta özgürce dolaşsıncılar"... Arkadaş bizim de köpeklerimiz oldu, sahiplendiğimiz değil sadece çocukken her mahallenin bir "Arap'ı, Rex'i, Kont'u..." olmuştur. Zaman zaman birtakım talihsizlikler de olmuştur, ısırılma vakaları gibi. Lakin, son yıllardaki kadar iş zıvanadan çıkmamıştı. Her sokak başında 20-30 köpek ne demek? İster şehrin merkezi en işlek caddesi olsun ister mahalle arası farketmeksizin, düzinelerce köpek her yerde... Bu ne akılla ne mantıkla ne de izanla açıklanabilecek bir hadise değil. İş çığırından çıktı. Önümüze düşen videolar, hakikaten dayanılacak gibi değil. Hele ki, küçük çocukların başlarına gelenler!

Dile kolay, 10 milyon başı boş sokak köpeğinden bahsediyoruz. İnanılmaz bir rakam! Peki, bu 10 milyon canın katledilmesine hangi yürek dayanacak? Görülen tek çözüm yolu bu gibi gözüküyor, lakin düşüncesi bile insanı hakikaten çok üzüyor. Ancak şu bir gerçek ki, bazı kararlar sert ve acımasızca gözükse de ilerisi için yapılması hayırlıdır. Eşrefi mahlukat insanoğlu, artık sıkıntıda ve mesele çok ciddi boyutlarda. Kendi adıma söyleyecek olursam, hayvanları çok seviyorum, her daim hayatımın parçası da olacaklar, lakin çocuklarımızın, yaşlılarımızın hulâsa, hepimizin insanca yaşayabilmesi için yapılması gerekenler de açık ve net.

Bazı ülkelerin, bu mesele ile ilgili aldıkları önlemler:

İspanya

İspanya parlamentosunda yıl içinde kabul edilen ve 27 Eylül'de yürürlüğe girecek ilk "Hayvan Refahı Yasası" yla, hayvanlarını sokağa bırakanlara 45 bin Euroya kadar verilen para cezası arttırılacak. Hayvanlara kötü muamelede 200 bin Euroya kadar para cezalarına ek, 18 aya kadar hapis cezası da getirilecek.

Fransa

Yaklaşık 80 milyon evcil hayvanın bulunduğu Fransa'da, başıboş köpeklere rastlanmıyor. Çünkü, her yıl 100 bin kadarı sokağa terk edilse de bunlar belediye ekiplerince hemen toplanıyor. Ülkede evcil hayvanların sokağa bırakılması da yasak. Bunu ihlal edenler 3 yıl hapis ve 45 bin Euro para cezasına çarptırılıyor.

Almanya

Evcil hayvan sayısının 10 milyonu aştığı Almanya'da, köpek sahibi olmak vergiye tabi. Devlet, köpek sahiplerinden yılda yaklaşık 400 milyon Euro vergi topluyor. Ülkede hayvan yetiştirmek için kurallar, hayvanın cinsine göre değişiklik gösteriyor. Örneğin, Pitbull gibi saldırgan cinsleri beslemek isteyenlerin, önce polisten özel izin alması sonra da teorik eğitimi tamamlayarak, ehliyet sahibi olması gerekiyor. Barınağa getirilenler de ilk olarak çipe bakılıp, sahibi tespit ediliyor. Sahibi bulunmazsa ya da sahipsizse hayvan 6 ay barınakta tutuluyor. Alman Hayvan Refahı Yasası gereğince de hiçbir hayvan, ağır hastalığı olmadığı sürece uyutulmuyor. Barınaklarda sorunlu hayvanlar için de terapi merkezleri bulunabiliyor. Örneğin, insanları ısıran bir köpek burada rehabilitasyona alınabiliyor. Bu hayvanlar, 450 günlük terapiden sonra sahiplendiriliyor.

İngiltere

Hanelerin yaklaşık yüzde 44'ünün evcil hayvanı olduğu İngiltere'de, köpeklere, sahibinin bilgilerini içeren mikroçip takmak zorunlu. Yasalara göre, belediye yetkililerince toplanan sahipsiz köpekler, gerekli bakım ve kontrollerin ardından varsa belediye barınaklarına, yoksa barınakları bulunan örgüt ya da derneklere teslim ediliyor. Bir hafta boyunca köpeğin sahibi aranıyor. Bu süreçte sahibine ulaşılamayan, bir dernek barınağına alınamayan ya da üçüncü bir kişi tarafından sahiplenilmeyen köpekler uyutuluyor. İngiltere'de günlük ortalama 21 köpeğin uyutulduğu düşünülüyor.