Hiç olmazsa bayramdan bayrama…!

Gurbeti mesken mi tuttun

Gittin beni de unuttun

Yoksa başka yar mı buldun

Bir selam gönder bari

Bayramdan bayrama

...

Ne güzel bir türküdür bu, hele de Saygıdeğer Emel Taşçıoğlu Hanımefendiden dinlerseniz...!

Evet, coşup göbek atamazsınız...

Hatta, gözleriniz dolar...

Her güzellik coşturmadığı gibi, her çoşturan da güzel olacak diye bir kural yok!

Ama gözleri dolduran, hafiften yüreğinizi sızlatan şeyler de güzeldir!

Hele konu bayramsa...

...

Ne yazarsın ne çizersin

Yollar ırak der geçersin

Gel desem de gelemezsin

Cemalin göster bari

Bayramdan bayrama

...

Bakar mısınız şu sözlere?

Bugün yazacak o kadar alan, uzak diyarları yakın yapan vasıtalar olmasına rağmen aile fertlerinden, yakın akrabalardan, çocukluk, mahalle arkadaşlarından, mahpushane , asker arkadaşlarından kaçını 365 gün olan koskoca yılda, kaç gün kaç kez görebiliyoruz, kaçına doya doya sarılabiliyoruz?

Kaç kardeşimizin, kaç sınıf arkadaşımızın cemalini, yılda kaç kez görebiliyoruz?

Darlığımızda, dara düştüğümüzde, kaç kişiye, "gel" diyebiliyoruz?

Özlediğimizde, kaç özlediğimize, "Gel" diyoruz da geliyor?

Öyle ya, tatil köylerinde, lüks bilmem kaç yıldızlı otellerde, adını, simasını hatırlamayacağınız sarıldıklarınız var sizin!

Oysa, biraz dara düşsek daha biz, "Gel" demeden gelenlerimiz de var bizim!

Dedelerimiz...

Ninelerimiz ...

Babalarımız...

Analarımız...

Kardeşlerimiz...

Mahalle arkadaşlarımız...

Asker arkadaşlarımız...

Hatta, toprağın altında yatanların en azından bayram günlerinde, sadece bir Fatiha'nızı bekleyenler...

Buyurun, türkümüzün son dörtlüğü bakın ne diyor:

...

Deyin vefasız yarime

Belki de çıkmam yarına

Arada gel mezarıma

Bir fatiha oku bari

Bayramdan bayrama

Oyy...Söze bakar mısınız?

"Deyin vefasız yarime

Belki de çıkmam yarına"

Doğru ya, biz ya da sevdiklerimizden birisi, ya çıkmazsa yarına!

Hadi, yılın diğer günleri ne yaparsak yapalım, ama türküde dediği gibi, hiç olmazsa,

"Bayramdan bayrama..."!