Hayvancılık bizim işimiz

Malum son dönemde ülkemiz ve dünya çapında büyükbaş hayvanlarda çeşitli hastalıklar görüldüğü sebebiyle, hayvan pazarları kapatıldı. Hayvan alım satımları durduruldu. Bu süreçte kırmızı ete ulaşmak zorlaşacağı gibi fiyatlar da epey artacak gibi görünüyor. Göçebe yaşam tarzından bugüne hayvancılık neredeyse genlerimize işlemiş olmasına rağmen, günümüzde hayvancılık konusunda sınıfta kalıyoruz.

Ülkemiz büyükbaş hayvan üretiminde yetersiz kalmakta ve büyükbaş hayvan ithalatı giderek artmakta. Bu durumda, büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine verilen destek miktarı ile büyükbaş hayvan ithalatına harcanan para miktarının karşılaştırılması önemli bir konu.

Türkiye'de büyükbaş hayvan yetiştiriciliğini desteklemek amacıyla, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çeşitli teşvikler ve destekler veriliyor. Bu destekler, hayvan alımı, yem ve yem bitkileri desteği, hastalıkla mücadele desteği, üretim tesisleri kurma desteği gibi birçok farklı alanı kapsıyor. Ancak, bu desteklerin yeterli olup olmadığı ve büyükbaş hayvan üretimine yeterince katkı sağlayıp sağlamadığı tartışmalıdır.

Buna karşın, Türkiye büyükbaş hayvan ithalatına da oldukça yüksek miktarda para harcıyor. Türkiye'de, son yıllarda büyükbaş hayvan ithalatında önemli artışlar yaşanmış, özellikle 2020 yılında Pandemi süreciyle birlikte hayvan ithalatı ciddi şekilde artmış, 2020 yılında Türkiye 425,4 milyon dolarlık büyükbaş hayvan ithalatı gerçekleştirmiş.

Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine verilen destek miktarı ile büyükbaş hayvan ithalatına harcanan para miktarını karşılaştırmak için, 2016-2022 yılları arasında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan veriler kullanılabilir. Buna göre, Türkiye 2016 yılında büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine 483,2 milyon TL destek vermiş. Bu rakam 2022 yılında 2 milyar 137,6 milyon TL'ye yükselmiş. Ancak, aynı dönemde büyükbaş hayvan ithalatına harcanan para miktarı da önemli ölçüde artmış. 2016 yılında Türkiye, 68,3 milyon dolarlık büyükbaş hayvan ithalatı gerçekleştirmiş. Bu rakam 2022 yılında 869,3 milyon dolara yükselmiş.

Bu verilerden de anlaşılacağı üzere, Türkiye büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine destek vermekle birlikte, büyükbaş hayvan ithalatına da önemli ölçüde para harcamaktadır.

Uzmanlara göre yetersiz kırmızı et tüketimi, bir dizi olumsuz sağlık sonucuna yol açabilir. Kırmızı et, özellikle de sığır eti, demir, çinko, B12 vitamini ve protein açısından zengindir ve vücut için gerekli olan bu besin maddelerinin eksikliği sağlık sorunlarına neden olabilir. Demir eksikliği, yorgunluk, zayıf bağışıklık sistemi, cilt sorunları, baş dönmesi ve konsantrasyon bozukluğu gibi bir dizi semptoma neden olabilir. Benzer şekilde, B12 vitamini eksikliği sinir sistemi sorunlarına ve anemiye yol açabilir. Çinko eksikliği ise bağışıklık sistemi, cilt sağlığı, saç ve tırnak sağlığı gibi bir dizi soruna neden olabilir. Ayrıca, yetersiz kırmızı et tüketimi obezite, kalp hastalığı ve bazı kanser türleri gibi kronik hastalıkların riskini artırabilir.

Türk mutfağı, et ürünleriyle zenginleştirilmiş bir mutfaktır. Tarihte Türkler, hayvancılık ve et ürünleri ticareti konusunda da oldukça başarılı olmuşlardır. Özellikle Orta Asya ve Anadolu'da hayvancılık, ticari bir faaliyet haline gelmiştir. Türkler, hayvanlardan elde ettikleri ürünleri, özellikle kırmızı eti, ticaret amacıyla kullanmışlardır. Ayrıca et ürünleri, Türk kültüründe önemli bir yer tutan misafirperverlik geleneği ve bayram kutlamaları gibi sosyal aktivitelerde de kullanılmıştır. Günümüzde de Türk mutfağı, hayvancılık ve et ürünleriyle zenginleştirilmiştir. Kırmızı et, Türk mutfağının önemli bir bileşenidir ve birçok yemekte kullanılmaktadır. Ancak son yıllarda, yetersiz kırmızı et tüketimi nedeniyle Türkiye'de bir beslenme sorunu ortaya çıkmıştır.

Türk denince akla gelen hayvancılık tekrar ayağa kaldırılmalı ve bu hususta devletimizin hayvancılığa olan desteği arttırılarak, bir an önce insanımızın ete ulaşımı kolaylaştırılmalıdır. GDO ile fıtratından uzaklaştırılan sebze meyveler zaten insanımızın bağışıklığına negatif yönde etki etmekteyken, yukarıdaki bilgiler doğrultusunda kadim geleneğimiz kırmızı eti kullanarak, kaybedilen sağlığımız geri kazanılabilir. Gazi Mustafa Kemal'in de söylediği gibi, "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur". Kalın sağlıcakla.