0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Göçmen

İnsan düşünür ve özgür bir ortamda bu düşüncelerini hayata geçirme melekesiyle, hep hareket halinde olur. Göç de, bu hareketin sonucu ortaya çıkan bir vakıa olarak, insanlık tarihi boyunca, farklı coğrafyalarda yaşanagelmiştir. Semavi dinlere göre Hz. Adem ile başlayan Dünya'ya gönderilme, ilk göç olarak kabul edilebilir. Günümüzde ise göç, sosyal bilimciler tarafından sınıflandırılmaya tabi tutulmuştur. Modern dönemlere kadar göç, ekonomik temelli olmaktan çok devletlerin veya toplulukların birbiriyle mücadelesinin sonucu ortaya çıkmakta iken, günümüzde her ikisini de barındırmaktadır. Günümüzde göç, teknolojik imkanların artmasıyla, kitlesel bir boyut almıştır. Bunun sonucunda da hiç olmadığı kadar büyük bir Dünya problemi olarak ortaya çıkmıştır. Öyle ki, bu problem ülkelerin siyasi, ekonomik ve kültürel yapıları üzerinde, kalıcı etkilere sebep olabilmektedir. Bu nedenle göç problemi ele alınmadan önce, onu doğuran etmenlerin ortaya koyulması gerekliliği doğmaktadır. İç ve dış savaşlar, soykırımlar, terör ve ekonomik sebeplerden kaynaklanan göçlerin her birinin, ayrı ayrı ele alınması elzemdir.

Bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla göç eden göçmen (Muhacir), hukuki olarak en az iki ülkeyi de ilgilendirmekte, biri bırakılan ülke olarak, öteki de yerleşilen ülke olmak üzere... Son senelerde en fazla duyduğumuz kelimelerden biri, "göçmen"... Her gün defalarca, kamyon kasalarında, gemilerde, botlarda, sınır boylarında yeni bir umut, yeni bir hayat için kilometrelerce yolu göze alıp, hedefine varmaya çalışan insanlara şahit oluyor, yakinen o insanlarla aynı havayı soluyoruz. Sınır, sınırlar, devletlerin toprak bütünlüğünü gösteren ölçü birimi, lakin devletlerin sınırları olmasına rağmen, dünya insanlığının arasına sınır çekilmesine her zaman karşı olmuşumdur. Vize uygulamasının bir insanlık ayıbı olduğu kanaatindeyim. Gerçi, pek çok insanlık ayıbının yanında en az dikkat çekeni olmasına rağmen...! Bir göç hikayesi izlediğimizde veya okuduğumuzda içimizdeki hümanist karakter ortaya çıkıyor ve kendi başımıza gelmişçesine yüreklerde bıraktığı sızıyı hissedebiliyoruz, (Kendine insan diyenler için hiç olmazsa) ancak, göçmenlerle ilgili fikrimiz bizden uzak diyarlarda olduklarında bizi üzüyor ve ilgilendiriyor. Ülkemiz son senelerde fazlasıyla göç aldı, bu konuya çok tepkisel yaklaşan da var daha itidalli yaklaşanlar da... Gözlemlerime göre, insanımızı en fazla üzen ve sinirlendiren ise düzensiz bir göç olayının gerçekleşmesi (düzenli olanını dünya tarihi gördü mü, emin değilim). Haberlerde ve sosyal medyada infial yaratacak görüntülere şahit oluyoruz! Şehir içinde sokaklara dağılan çoğunluğu erkek olan insanların yaptıklarını gördükçe, insanlığımızdan utanıyoruz! Büyüklerimden sıklıkla duyduğum için ve bu yaşıma kadar olan tecrübeme de dayanarak diyorum ki, Allah kimseyi vatansız bırakmasın ya da vatanında yaşam hakkı tanınmayacak durumlara düşürmesin. Acısıyla, tatlısıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, hepimiz için birer gurur nişanesidir, Allah'a hamd etmişimdir hep, bu topraklarda doğup yaşamımı sürdürdüğüm için. Acılar yaşamadık mı, ağabeylerimizi, kardeşlerimizi toprağa koymadık mı, çaresiz hissettiğimiz dönemler olmadı mı, en acı hadiseleri sinemize çekmemizi gerektiren haller yaşamadık mı? Elbette, hepsini yaşadık, hepsine de bıkmadan usanmadan göğüs gerdik! Bir kere olsun, bu toprakların evlatları olmamızdan dolayı isyan etmedik. İsyanımız, dini, dili, ırkı ne olursa olsun, Eşrefi Mahlukat olan insana eziyet edenlere ve vatana ihanet derecesine varan olaylara... Ağabeylerimize, kardeşlerimize yaşam hakkı tanınmayan zamanlarda, onları gurbete uğurlamak zorunda kaldık, canımız yana yana. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın'' düsturunu, zaman zaman unutan şahsiyetsizler yüzünden, devletimize hiçbir zaman küsmedik. Devletimiz de hiçbir zaman bizi açlıkla terbiye etmedi. Bu topraklarda kimse açlıktan da ölmedi. Göçmen haberlerini izlerken, bir anlığına da olsa evladımıza yedirecek bir lokma ekmeği bulamadığımızı veya bir diktatör yüzünden hayatlarımızın cehenneme döndüğünü düşünelim; insanca bir yaşam için sonunun neye varacağı belli olmayan bir yolculuğa mahkum olmak, ne acı! Ölümden daha beter bir duygu varsa, bence budur. Ölümden kaçmanın ne olduğunu bilmiyoruz. Sadece bunun için bile Allah'a hamd etmeliyiz. İnsanlık, birçok konunun "makul" olanını bulamadığı gibi, göç meselesinin de makul bir yolunu bulup, gerekli sistemi kuramamıştır. Göç eden bu insanlar niçin bunu göze alıyorlar acaba, aileleri ile mutlu mesut bir hayat yaşarken canları sıkılıp; hadi farklı bir ülkeye gidip ikinci sınıf insan muamelesi görelim mi diyorlar acaba?! Günümüz dünyasında bir göç meselesi varsa, bunu çözmek, o insanların memleketlerini ve hayatlarını sömürenlerin sorumluluğundadır. Sürekli, Yeni Dünya Düzeni deyip duruyoruz. Gelişmekte olan dünyada, sınırların neredeyse kalktığı, haber almanın iki saniyelik bir süreye indiği günümüzde, her şeyin gün yüzüne çıktığına ve sömürgecilerin yalandan da olsa günah çıkardıklarına şahit oluyoruz. Daha önce, insan gözünün görebileceği en acı fotoğrafı gösterdi bizlere, Suriyeli Aylan Bebek! Bundan daha acı, utanılası bir fotoğraf yüz yıllar boyunca çekilemeyecektir kanımca! Daha önce de göçle alakalı düşüncelerimi paylaşmıştım sizlerle, ama aşağıdaki fotoğrafı görünce, yine dayanamayıp, yazdım sevgili okurlar. Allah, tüm mazlumların yardımcısı olsun. Biz, her zaman ki düsturumuzla, dini, dili, ırkı ne olursa olsun, yaratandan ötürü sevelim yaratılanı. Konforumuz biraz bozulabilir, hoşumuza gitmeyen şeyler olabilir, hepimiz insanız, bir haber veya bir bilgi bizleri sinirlendirebilir, anında kötücül düşüncelere de düşebiliriz; bunlar olduğunda çok basit bir şey yapıp, Aylan bebeğin fotoğrafına ve aşağıda paylaştığım fotoğrafa bakalım. Her şeye rağmen yaşamak güzel şey, yaşatabilmek de bir o kadar güzel hissettiren bir şey... Hayırlı Pazarlar efendim.

(Nijerya'nın Lagos kentinden kalkan Malta bandıralı petrol tankeri Alithini II'ye binen 3 adam, 11 günlük bir yolculuktan sonra Las Palmas'a geldi. İspanyol sahil güvenliğinin paylaştığı fotoğrafta, söz konusu kişilerin, geminin dümeninde seyahat ettiği görüldü.)

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX